Vakıfköy futbol akademisi verimli topraklarda kurulu bir futbolcu üretim evidir. O kapıdan giren dokuz on yaşında ki çocuklar altı yedi sene sonra üşke gündemine girerler. Sırası gelen Avrupa ya uçar. Sırası gelen kulübüne para kazandırarak diğer ülke kulüplerimize transfer olurlar. İşin doğası böyle. Zamanı gelmeden ayrılmayı tercih eden kardeşlerimiz de çoğunlukla alt liglerde mücadeleye devam ederler. Şimdi sırada ki kardeşlerimiz karar verecekler ve doğru olanı yaparak şehirlerine katkı vermeye devam edecekler.
Atom Karınca kardeşim nasılsın. Haberi okuduğumda birden Vakıfköy tesislerinde ki metal trübünler aklıma geldi ve yazmak ihtiyacı duydum. Neydi o günler. Oradan Sedat3, Biyediç,Baliç, Musisi,Yalçın Ahmet Suphi,Adnan ve sayamadığım pek çok isimler geçti. Kimileri kendi ülkelerinden geldi. Kimileri o sahalarda yetişti. Onların yaptıkları antrenmanları seyretmek inan ki maçlardan daha güzeldi. Yılmaz hoca nın şakaları, Muhtar bey in disiplini, küçücük çocukların onları izlerken iç geçirmeleri. Daha neler neler. En unutulmazı da kulubün eski model yeşil beyaz Mercedes servis otobüsü. Biliyor mu sun hala orada duruyormuş. Bir yazı da okudum. Vakıfköy bu ülke de ilk kez gece antrenmanı yapılan sahalara sahiptir. Milli takım bile bir dönem orada kamp yapıyordu. Anlayacağın kardeşim o topraklar çok verimli. O günleri unutmak mümkün değil. Ne diyoruz. #Vakıfköydurdurulamaz.
Bu arada Yalçın Papazçeşme de rafetin bahçede her gün maç yaptığımız mahalle arkadaşımdır. O dönemde gazeteci kırtasiyeci Ömer Abinin dükkanın hemen altında oturuyordu. Sonrasında Bursaspor un kaptanı oldu. Ahmet Suphi yi yanlış hatırlamıyorsam Bursa Erkek Lisesi n den tanıyorum. Bir üst sınıftaydı. Şehit Asteğmenimiz de iki alt sokaktan mahalle arkadaşımdır. Onların sokağın altında da şimdi yazılarını severek takip ettiğimiz Serkan arkadaşımız oturuyordu. Rahmetli Muhtar Amca ise ev komşumuzdu. Bizim baba yadigarı ev ile Muhtar Amca nın tarlaları komşuydu. Şimdi ikisi de rahmetli oldu. Bizim balkonda muhabbet edip eski başarıları yad ederken kahvelerini yudumlarlardı. Muhtar amca yı gecenin üçünde mısır tarlasında çamurların içinde sulama yaparken hatırlıyorum. Bir de kahyası Memduh abi vardı. Bütün gün traktör üstünde tarla sürerdi. Neydi o günler. Bu hatıralar seksenli yıllardan.
Kardeşim tüylerimi diken diken ettin. .Yaa bizler bizim yaşımızdaki renkdaşlarım bazı konularda şanslı idi. . O yıllar da BURSASPOR ( tam olarak yılını hatırlamıyorum. ) Hürriyet te ziraat mesire alanında antrenman yapmaya gelmişler. Duydum H.E.M.Lisesinde öğrenciyim. . Okuldan kaçmak istedim ama kaçamadım. .Yaa renkdaşım sabah sabah aldın beni götürdün o yıllara. . BİZ LER BURSASPOR u AMA SIZ FAKAT SIZ SEVİYORDUK. VE HALA ÖYLE SEVİYORUZ BE KARDEŞİM. .. ADI AŞK BU EZİYET İN. .
Bursaspor öyle bir takım ki babadan oğula miras kalır ve o mirası deviralanlar da sonraki nesile devireder. Bursaspor lu olmak bu ülke de büyük ayrıcalıktır. Kim ne derse desin bu kulübün büyüklüğü tartışılamaz.
Muhammet Ali Özdemir’e mesleği habercilik olan basın mensuplarının yerine getirmediği görevi üstlendiği için teşekkür ederim. Emeğine sağlık. Uzun yıllardır altyapıya emek veren Cenkçiler , krizlerin beklenen fırsatı yarattığını söyledi. Ve…Bursasporun Vakıfköy temelli bir Anayasası olması gerektiğinin altını çizdi. Yine alt yapının her daim içinde olan Mustafa Er’in anlattıklarını dinlediğimde Hocaya ve henüz daha çocuk yaşta olduğunu ıskaladığımız futbolcularımıza çok fazla baskı yapıldığını bir kez daha fark ettim.
2010 yılı çok gerilerde kaldı. Artık yeni bir hikaye yazmak için sabırlı olmak zorundayız.
Mevlananın dediği gibi :
Ne kadar söz varsa düne ait. Dünle beraber gitti, cancağızım, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
Vakıfköy futbol akademisi verimli topraklarda kurulu bir futbolcu üretim evidir.
O kapıdan giren dokuz on yaşında ki çocuklar altı yedi sene sonra üşke gündemine girerler.
Sırası gelen Avrupa ya uçar.
Sırası gelen kulübüne para kazandırarak diğer ülke kulüplerimize transfer olurlar.
İşin doğası böyle.
Zamanı gelmeden ayrılmayı tercih eden kardeşlerimiz de çoğunlukla alt liglerde mücadeleye devam ederler.
Şimdi sırada ki kardeşlerimiz karar verecekler ve doğru olanı yaparak şehirlerine katkı vermeye devam edecekler.
Üşke yerine ülke olması gerekiyor kusuruma bakmayın farketmedim.
Çok güzel yazmışsın kardeşim. . Üstüne yorum yapamam. . Ağzına yüreğine sağlık kardeşim. Kal sağlıcakla. .
Atom Karınca kardeşim nasılsın.
Haberi okuduğumda birden Vakıfköy tesislerinde ki metal trübünler aklıma geldi ve yazmak ihtiyacı duydum.
Neydi o günler.
Oradan Sedat3, Biyediç,Baliç, Musisi,Yalçın Ahmet Suphi,Adnan ve sayamadığım pek çok isimler geçti.
Kimileri kendi ülkelerinden geldi.
Kimileri o sahalarda yetişti.
Onların yaptıkları antrenmanları seyretmek inan ki maçlardan daha güzeldi.
Yılmaz hoca nın şakaları, Muhtar bey in disiplini, küçücük çocukların onları izlerken iç geçirmeleri.
Daha neler neler.
En unutulmazı da kulubün eski model yeşil beyaz Mercedes servis otobüsü.
Biliyor mu sun hala orada duruyormuş.
Bir yazı da okudum.
Vakıfköy bu ülke de ilk kez gece antrenmanı yapılan sahalara sahiptir.
Milli takım bile bir dönem orada kamp yapıyordu.
Anlayacağın kardeşim o topraklar çok verimli.
O günleri unutmak mümkün değil.
Ne diyoruz.
#Vakıfköydurdurulamaz.
Bu arada Yalçın Papazçeşme de rafetin bahçede her gün maç yaptığımız mahalle arkadaşımdır. O dönemde gazeteci kırtasiyeci Ömer Abinin dükkanın hemen altında oturuyordu.
Sonrasında Bursaspor un kaptanı oldu.
Ahmet Suphi yi yanlış hatırlamıyorsam Bursa Erkek Lisesi n den tanıyorum.
Bir üst sınıftaydı.
Şehit Asteğmenimiz de iki alt sokaktan mahalle arkadaşımdır.
Onların sokağın altında da şimdi yazılarını severek takip ettiğimiz Serkan arkadaşımız oturuyordu.
Rahmetli Muhtar Amca ise ev komşumuzdu.
Bizim baba yadigarı ev ile Muhtar Amca nın tarlaları komşuydu.
Şimdi ikisi de rahmetli oldu.
Bizim balkonda muhabbet edip eski başarıları yad ederken kahvelerini yudumlarlardı.
Muhtar amca yı gecenin üçünde mısır tarlasında çamurların içinde sulama yaparken hatırlıyorum.
Bir de kahyası Memduh abi vardı.
Bütün gün traktör üstünde tarla sürerdi.
Neydi o günler.
Bu hatıralar seksenli yıllardan.
Kardeşim tüylerimi diken diken ettin. .Yaa bizler bizim yaşımızdaki renkdaşlarım bazı konularda şanslı idi. . O yıllar da BURSASPOR ( tam olarak yılını hatırlamıyorum. ) Hürriyet te ziraat mesire alanında antrenman yapmaya gelmişler. Duydum H.E.M.Lisesinde öğrenciyim. . Okuldan kaçmak istedim ama kaçamadım. .Yaa renkdaşım sabah sabah aldın beni götürdün o yıllara. . BİZ LER BURSASPOR u AMA SIZ FAKAT SIZ SEVİYORDUK. VE HALA ÖYLE SEVİYORUZ BE KARDEŞİM. .. ADI AŞK BU EZİYET İN. .
Şu an 20 kişi futbolcu vakıfköy alt yapısı oluşturuyor…
Bursaspor öyle bir takım ki babadan oğula miras kalır ve o mirası deviralanlar da sonraki nesile devireder.
Bursaspor lu olmak bu ülke de büyük ayrıcalıktır.
Kim ne derse desin bu kulübün büyüklüğü tartışılamaz.
Ah be üstad ! Bursaspor maçı olduğunda girmek için izin vermediklerinde işi bırakırdık Bursaspor için…
Adı aşk bu EZİYETİN !!!
Emeği geçen herkese teşekkürler.
Ali akman ve Vefa temel gerçekten iyi keşfetmiş hocalarımız
Kısa Pasların videosu daha iyi onuda izleyebirsiniz
Muhammet Ali Özdemir’e mesleği habercilik olan basın mensuplarının yerine getirmediği
görevi üstlendiği için teşekkür ederim. Emeğine sağlık.
Uzun yıllardır altyapıya emek veren Cenkçiler , krizlerin beklenen fırsatı yarattığını söyledi.
Ve…Bursasporun Vakıfköy temelli bir Anayasası olması gerektiğinin altını çizdi.
Yine alt yapının her daim içinde olan Mustafa Er’in anlattıklarını dinlediğimde Hocaya ve henüz daha çocuk yaşta
olduğunu ıskaladığımız futbolcularımıza çok fazla baskı yapıldığını bir kez daha fark ettim.
2010 yılı çok gerilerde kaldı. Artık yeni bir hikaye yazmak için sabırlı olmak zorundayız.
Mevlananın dediği gibi :
Ne kadar söz varsa düne ait.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…