Timsah ağıdı!…
Kent Gazetesi Yazarı Furkan Kahraman'ın köşe yazısıdır.
“Kısa pantolon, paslı çakı, dizde kabuk bağlamış yara,
Kısa çakı, paslı pantolon, gözde yarası kalmış kabuk…”
Bu şehrin çocuklarının, kısa pantolonlu zamanlarından başlayan bir yeşil-beyaz öyküydü bu. Ailenin, mahallenin abilerinin, amcalarının, dayılarının ‘Hangi şehirde yaşıyorsan o takımlısın’ şeklindeki çıkarımı ilk kıvılcımıydı bu aidiyetin.
Yaşamadığımız şehirlerin takımını desteklesek de, bu şehrin takımı hep bir yerlerde kaldı içimizde.
Taa çocukluktan başlayan bu sevda, nesiller boyu acı tatlı devam etti. Babadan oğula sürüp giden efsanelerle övünme furyası, kimleri hatırlatmadı ki sohbet aralarında…
Sedat 3, Mesut Şen, Nejat Biyediç, Majid Mususi, Elvir Balic, İvko Gancev, Okan Yılmaz ve Pablo Martin Batalla…
Devrin değiştiği, amatör ruhun piyasa şartlarına boyun büktüğü dönemlerdeyiz malumunuz. Futbol, mahalle aralarından taşınalı çok oldu, kuponlarda, oranlarda yaşıyor.
Zaman geçiyor…
2003-2004 Sezonu’nda yaşanan o küme düşme olayının tekrar etmeyeceğinden o kadar emindi ki herkes, ‘bir yol kazası’ydı o, geçip gitmişti.
Geride kalan 15 senede bir de şampiyonluk kazandı Bursaspor.
Yeşil-beyaz bir devrim yaptı.
Yaşanan o şampiyonluk, şimdi çoktan yıkılan Atatürk Stadyumu’nun tribünlerinde ve Millet Bahçesi olmaya hazırlanan çimlerinde kaldı.
Tıpkı bir zamanlar tüm şehri saran Şampiyonlar Ligi heyecanı gibi, tıpkı İntertoto gibi, tıpkı futbolun dev ülkelerinin dize getirildiği milli maçlar gibi…
Yılların hafızası silindi gitti Bursa’da.
Şimdi, tarihin son zamanlarda üzerinde fazlaca tekerrür ettiği ‘küme düşme kabusu’nu yaşıyor Bursaspor, en güçlü adaylarından biri olarak.
Son üç hafta takımın kaderini çizecek.
Hadi diyelim ki, Bursaspor olmazı oldurarak ligde kaldı; benzer bir senaryonun seneye de yaşanmayacağını kim iddia edebilir?
Mayıs ayında gidileceği açıklanan kongre konusunda somut bir adım atmaktan imtina eden yönetim, göreve devam etmesi halinde seneye ne yapar?
Bu kritik süreçte kulübün taşınmazlarını üzerine geçiren, transfer tahtasını açmayarak ‘bile bile lades’ diyen yönetim, camia içinde birlik-beraberliği nasıl sağlar?
‘Kafa’ları başka hesaplara çalışan muhteremlerin, kulübün geleceğine ‘kafa’ yormaları beklenebilir mi?
Sözün özü,
Bursaspor, sırtından nemalanan yönetimler ve bitip tükenmek bilmeyen rant sevdası sebebiyle uçurumdan aşağı yuvarlanmak üzere.
Yönetimsel bazda çoktan küme düşen takım, sportif anlamda düşememek için çabalıyor.
Geçmişin kısa pantolonlu, dizde kabuk bağlamış yaraları olan bugünün taraftarları ise Bursaspor’a ağlıyor…
Bursaspor tarihindeki en yüzsüz en vizyonsuz başkan Ali ay. Birde Bursaspor için canını veren efsane başkan cennet mekanın olsun
Mayıs ayında gidileceği açıklanan kongre konusunda somut bir adım atmaktan imtina eden yönetim, göreve devam etmesi halinde seneye ne yapar?
Böyle bir ihtimal yok !!!!!
Kan var, gözyaşı var, Tabut var!
Oğluma aldığım bursaspor formasıni suriyeli bir çocuğa vericem
Kendi evladımın bu duruma düşmesini istemem düştüğümuz gün Galatasaray forması giydiricem ona
Eğer bu takım düşecek diye oğluna bir semt takımı’nin formasını giydireceksen sen zaten Bursaspor’lü değilsin buraya niye yazıyorsun.Benim de 3 buçuk yaşında bir oğlum var takım bu halde iken bile saldır Bursaspor ooooley diye evde bağıra bağıra geziyor.Bursaspor’u sevdirmek kupa almakla değil en kötü gününde bile olsa Bursaspor’umuzdan vazgeçmemekle olur,en azından ben oğluma böyle öğütüyorum
Bence hic bekleme hemen babali ogullu giyin gs formalarini, yakisir. Biz sampiyon takimi sevmedik, Atatürk stadyumun beton trübünlerinde Bursasporlu olduk biz!
Desene ben cinconluyum ne eveliyon geveliyon
bu ne biçim yazı amk yav
Yazı mı ? Ben pek bir şey göremedim de !