Tarih kazananları yazar!

Tarihi bilmek geçmişten dersler çıkartmak için önemlidir. Ancak geçmişe takılı kalmakta gelecekten çalmaktır.

Bursaspor 2009-2010 sezonunun resmi, 2010-2011 sezonunun ise gayri resmi şampiyonudur.

Bu bizim için değişmeyecek tarihi bir gerçektir.

Bugünün ve geleceğimizin değişmez bir gerçeği ise şu an TFF 2. Lig kategorisinde mücadele edeceğimizdir.

Mirasyedi evlatlar gibi geçmişimizdeki Süper Lig şampiyonluğundan beslenme dönemimiz bitmiştir.

Şampiyonluk kibrini bir tarafa bırakıp  artık TFF 2. Lig’de olmanın utancından beslenmemiz gerekmektedir.

Bizim sosyal medya hesaplarında Süper Lig Şampiyonluk Kupasının fotoğrafını dahi artık belli bir süre paylaşmaya hakkımız yoktur.

Yıllardır Bursaspor’un neden bu halde olduğunu konuşmaktan artık hepimiz yorulduk. Kulübün “Damat Feritleri”, “ Ali Kemalleri” kimlerdir hepimiz isimlerini ezberledik.

Dün, dünde kalmıştır.

Çok acil bir şekilde önümüze bakmamız, bir an önce izlenecek yol haritasını belirlememiz, enerjimizi önümüzdeki senelerin planlamasına harcamamız gerekmektedir.

Bursaspor’un bundan sonra kısa ve uzun vadede izleyeceği yolun planlamasını yapması gerekmektedir.

Şu bilinsin ki; Bursaspor için öncelik bundan sonrasında hemen üst liglere çıkmak değildir.

Öncelik kulübün kapanmasının önüne geçmektir.

Bunun mücadelesi verilir iken de bir yandan mali yapının düzene konulması gereklidir.

Sizlere bu konuda ki şahsi düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.

KISA VADEDE YAPILMASI GEREKENLER:

Kısa vademiz önümüzdeki sezon takım yapılanmamızın oluşturulmasıdır.

Kısa vadede planlanacak yolun belirlenmesi için mevcut yönetimin öncelikle transfer tahtasını açıp açmayacağına karar vermesi gerekmektedir.

Eğer transfer tahtası açılmaz ise kesinlikle duygusal davranılmayıp sözleşmesi devam eden yerli futbolculardan kadroda tutulmak istenenler ile bir an önce anlaşmaların yapılması gereklidir. Altyapıdan da  desteklenecek bu kadro ile de ligde tutunma mücadelesi verilmelidir.

Bu durumda yapılması gereken  en önemli şeylerden bir tanesi de sezonun bütünü içinde  alacağı olan futbolculardan transfer tahtası açma baskısı yaşamaksızın %60-75 indirimler talep ederek kabul eden futbolcular ile bir an önce  ibralaşılmasıdır.

Transfer tahtası açmaksızın bunun için gerekli kaynağı sadece sözleşme ibralarına harcar isek 40-50 milyon TL gibi bir kaynak ile sportif borçlarımızı yarı yarıya azaltma durumu içinde çok rahat olabiliriz.

Bu bizim için bir nevi krizi fırsata çevirme olur. Yıllardır  tahta baskısı ile hareket edildiği için ne yazık ki transfer dönemlerinde yapılan pazarlıklar hep bizim aleyhimize netice doğurmuştur.

Bundan sonra her attığımız adım 2-3 sene sonramızı düşünerek atılan adımlar olmalıdır.

Bursaspor yönetimi bu sezon transfer tahtasını açacak ise yapılması gereken tüm şehrin yıllarca biriken yükünü tamamen mevcut yönetimin üzerine yıkmamaktır.

Bursaspor yönetimi tüm gücünü tranfer tahtasının açılması, personel ve genel giderlerin karşılanmasına yönelik harcamalıdır.

 

Yapılan transfer maliyetleri ve kadro maliyetleri konusunda abartıya kaçılmamalıdır.

Sonrasında bizler tarafından yapılacak olan ise FUTBOLCU SÖZLEŞME SPONSORLUĞU modeli ile mevcut kadronun sezon içerisinde ödemelerinin düzenli yapılmasını sağlamaktır.

Bursaspor yönetiminin anlaşmış olduğu futbolcunun örnek olarak 1 Milyon TL maaşı var ise ve bu maaş 10 eşit taksitte ödeniyor ise bu sözleşmeye dört sanayiciyi sponsor yapıp sponsorlar tarafından her ay  futbolcunun maaş hesabına 25.000 X 4 = 100.000TL yatırılmasını sağlamaktır.

Mustafa ER’in son basın toplantısından ve veda mesajı yayınlayan futbolculardan net olarak anlaşılan durum bir önceki yönetim tarafından ödeme ile ilgili hiçbir sözün tutulmaması ve bu durumun takım içinde kaosa neden olmasıdır.

Kulüp bu kadar büyük ekonomik dar boğazda iken en önemli konu sözleşme taahhütlerimize düzenli uyabilme problemimizdir .

Bursaspor tarafından FUTBOLCU SÖZLEŞME SPONSORLUĞU kampanyasının tanıtımı güzel bir şekilde yapılır ise bu projeye katkı koyacak sponsor firmalar ön plana çıkarılır ise önümüzdeki sezon Bursaspor‘da oynayan bir oyuncunun kulüpten tamamen bağımsız olarak alacağını düzenli alamamak ile ilgili hiçbir kaygısı da kalmaz.

Ayrıca bu projenin olmaz ise olmaz şöyle bir özelliği de bulunmaktadır.

Yeni çıkan Spor Yasası hükümlerine göre Bursaspor’un transfer için harcama limiti ne yazık ki bulunmamaktadır.

Bu durumun aşılması için ya bağış-hibe gibi karşılıksız nakit girişi sağlanmalıdır ya da FUTBOLCU SÖZLEŞME SPONSORLUĞU gibi kampanyalar ile gelir artırılmalıdır.

Yoksa zaten transfer tahtamız açık olsa bile transfer sözleşmesi yapabilmemiz Spor Yasasının getirdiği kriterlere göre mümkün gözükmemektedir.

UZUN VADEDE YAPILMASI GEREKENLER:

Toplam borcun 1 Milyar 100 Milyon TL’yi aştığı bir ortamda kısa vadede  ne yapar isek yapalım bunlar geçici çözümler olacaktır.

Mevcut borç yığınına bir çözüm bulunmadığı müddetçe yapılacak her hamle geçmişte olduğu gibi  günü kurtarma hamlesi olacaktır.

Bursaspor geleceğe emin bir şekilde bakmak istiyor ise bu borç yığınına da bir çözüm bulmak zorundadır.

Kulübün elinde tapusu kendisine ait olan mal varlığı olarak yakın çevre yolunda ki benzinlikten başka bir mal varlığı yoktur. Bu benzinliğin üzerinde de Ziraat Bankası‘nın 170 Milyon TL alacağı ve bu alacağın teminatı ipoteği bulunmaktadır.

Yönetimin öncelikli hamlesi mevcut benzinliğin icra yolu ile satışından ziyade Ziraat Bankası ile yapacağı uzun vadeli  bir VEFA (Geri alım Sözleşmesi) ile mülkiyetini bankaya devretmek ve karşılığında da tüm borç ile ilgili ibra yazısı almaktır.

Ancak bizim için asıl kurtuluş reçetesi Özlüce Tesisleri arazisidir .

Bu arazinin mülkiyeti hazinede, kullanım hakkı ise Bursaspor’dadır. Bu arazi 150 dönümü aşkın büyüklüğü ile ve konumu itibari ile şu an Bursa’nın en değerli arazisidir. Buraya KORUPARK tarzında ama ondan çok daha büyük alışveriş-eğlence merkezi, ticari ve konut alanları geliştirmek mümkündür.

Geçmiş dönemlerde hazine gelir elde etmek amacı ile Özlüce bölgesinde kendisine ait olan tüm arazileri satmıştır. Bu arazi ise gerek kullanıma ilişkin sözleşme tarafının Bursaspor olması ve gerek ise Bursaspor’un bu şehrin en büyük sivil toplum örgütü olmasından dolayı siyasi ve sosyolojik nedenler ile hazine tarafından gelire dönüştürülememektedir.

Yani açıkça belirtmek  gerekiyor ise bu arazi gelire dönüştürülmek istenmekte ancak Bursaspor’a rağmen bu arazi ile ilgili bir karar alınamamaktadır.

Bizim açımızdan duruma baktığımızda ise ne bu araziyi hazineden alacak ne de üzerine inşaat projesi yapacak paramız vardır.

Yani mevcut durumdan ne hazine mutludur.

Ne de Bursaspor mutludur.

Burada çözüm olarak GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI oluşumu düşünülebilir.

Günümüzde bir çok büyük proje  GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI tarafından yapılmaktadır.

Bursaspor yönetiminin çok geç kalmadan Türkiye’nin inşaat konusunda isim yapmış firmaları ile görüşmelere başlaması gerekmektedir. Bu görüşmelerde arazi üzerine ortak bir proje geliştirilmesi, bu projeye yeni kurulacak BURSASPOR İNŞAAT A.Ş.’nin %30-35 oranında ortak edilmesi konuşulmalıdır.

Anlaşılacak firma bu arazinin satın alınması ve inşaat yapılması ile ilgili finansmanı sağlar iken Bursaspor ise karşılığında kullanım hakkından feragat, hazineden yerin alınması konusunda şehrin pazarlık gücünün kullanılması  ve inşaat projesinin belediyeden onay süreçlerini takip etmek ile ilgili yükümlülüğü üzerine almalıdır.

Şu an en şanslı olduğumuz konu ise bunu rahatlıkla başarabilecek olan belediye başkanı destekli bir yönetime sahip olmamızdır.

Bursaspor şu an parasal konularda güvene bileceği bir başkana ve yönetime sahiptir.

Ortaya konulacak böyle bir projede finansmanı sağlayan müteahhit firmanın veya Bursaspor’un zarar edebilmesi mümkün değildir. Çünkü bu projenin getireceği net kar çok rahat şekilde  3-3,5 Milyar TL’dir.

Proje hayata geçirildiği andan itibaren de Bursaspor’un anlık  bir çok problemine çözüm için kullanıla bilir özelliği olacaktır. Alacaklılara alacakları karşılığında maket üzerinden daha proje bitmemişken daire verme ve borçlar  ile   ilgili ibralar alınma şansı doğacaktır.

Ekonomik savaşta duygular değil mantık ön planda tutulmalıdır.

Kocaelispor eski tesislerinde benzer bir proje ortaya koyarak kendisini toparlamıştır.

11 Haziran’da yapılacak olan Galatasaray Kongresi öncesi her iki adayında seçim programında Florya tesisleri üzerinde proje geliştirerek borç yükünü temizleme vaadi var.

Bu neden ile artık paşa dedemizin geçmişte yaşadığı köşkü, variyetini  konuşmayı bırakıp gelecek ile ilgili kendi mücadele ve emeğimiz ile ortaya çıkartacağımız küçük evimizde mutlu ve huzurlu olalım.

Çünkü o dedenin mirası artık bitti..

Biz o mirası yedik..

Tükettik..

Burada dikkati çekmek istediğim tehlikeli bir durum var. Bursaspor yönetimi eğer acil bir şekilde bu konuda çalışma yapmaz ise ve masayı kendisi kurmaz ise bizi Özlüce’de barındırmayacaklardır.

Eğer zafiyet gösterir isek, eğer  zayıf davranır isek, en kötüsü eğer bu hikayenin sonu amatör ligde biter  ise 2-3 seneye o tesislerde biz olmayız ama inşaat kulelerinin yükseldiğini yine de görürüz.

Ortaya konula bilecek ikinci bir proje ise şehir olarak kendi içimizde çok rahat çözülebilecek bir projedir.

Bursa sanayisinin bugün için  çok acil yeni sanayi bölgelerine ihtiyacı vardır. Belediyenin öncülüğü ile belirlenecek 10 Milyon M2‘lik bir alana Bursaspor Organize Sanayi bölgesi kurulabilir.

Sanayicilerden de katılım için arsa payı ödemesi dışında  ön koşul olarak m2 başına 10 Euro Bursaspor’a bağış şartı konulabilir.

İnanın sanayiciler tahsis hakkı için sıraya gireceklerdir.

Böyle bir proje ile hem sanayicinin yer problemi çözülür hem de hiç abartmıyorum 48 saat içinde 100 Milyon Euro (1 Milyar 740  Milyon TL) para toplanır.

Bu işi organize edecek çok değerli, kafası çalışan, bu işe vakit ayıracak iş insanı arkadaşlarımızda vardır.

Bir şeylerin yapılması gerekiyor.

Ama ne yapılacaksa  bir an önce yapılması gerekiyor. Karar verip hızlı hareket etmemiz şarttır.

Ne yapacağımızı bilir isek çözülemeyecek bir problemimiz yok.

Bizim hatamız hep tek bir kişi gelsin veya tek bir yönetim gelsin tüm bu problemleri çözsün gitsin istememizdir..

Yani biz hep imkansız olanı istiyoruz.

Bundan sonrasında imkanlı olanın yani bizi kurtaracak doğru projelerin peşinden koşalım.

UMUTSUZLUK YOK!

PANİK YOK!

KÜSKÜNLÜK YOK!

BOŞ VERMİŞLİK YOK!

Yazımın başlığında da dediğim gibi TARİH KAZANANLARI YAZAR.

Kurtuluş savaşı verdiğimiz bu günlerde her birimiz Kuvva-i Bursa ferdi gibi hareket etmek zorundayız.

Birlik ve beraberliğimizi koruyacağız.

Kuvvetlerimizi birleştirecek ve kenetleneceğiz.

Örgütlü olarak Bursaspor ile ilgili  KAMUOYU farkındalığını hep canlı tutacağız.

Kibri kenara bırakacağız.

Ve sabırlı olacağız..

İnanın biz bu savaşı kazanacağız ve bizim çocuklarımız, torunlarımız geçmişe dönüpte BURSASPOR tarihine baktıklarında bizleri görecekler.

Çünkü TARİH KAZANANLARI YAZAR!

TARİH BİZLERİ YAZACAK!

Saygılarımla..

4 Yorum Onay bekleyen yorum yok

  1. Hazır projeler varken sözde liderler mesutla mehmeti artık bu kulüpten men edin dün ekip lideriyle halay çekiyolardı düğünde utanmazlar

    20
    1
  2. Çok güzel proje fikirleri, teşekkürler Hakan Dinçtürk. Fırsatları geç olmadan değerlendirmek gerekiyor,yarın öbürgün, Bursaspor düşmanı bir belediye başkanı göreve gelir, sonra işimiz çok daha zorlaşır. Her şey Bursaspor için.

    14
    1
  3. Düzgün bir scout ekibi ile 2 3 yıllık yapılanma.ve genc oyuncu kesifleri hızlandırılmali düzgün bir alryapinkoordinatoru ve sistemi şart mümkünse yabanci alt yapı koordinatörü

  4. Devlete, vatandaşa ait olan, geliri halk için harcanıcak olan araziler kulübe peşkeş çekilemez. Ne dediğinizin farkında mısınız siz? Mantık kapınızı kapatmış ütopik bir alende yaşıyorsunuz. Kendinize gelin. Futbolcu sponsorluğu ise tamamen imaj yıkıcı bir proje. Maaş ödeme gücü olmasa bile taahütünü bile veremeyen bir kulübe kimse gelmek istemez.

    3
    4

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu