Sabrın sonu selamet gibi!

Yeşil beyazlı ekipte yöneticisinden, futbolcusuna herkes yeni sezona umutla bakıyor… Alp Dağları’nın eteklerinde gözlerden uzak, ıssız bir tatil kasabasında yeni sezona bileniyor Bursaspor. Transferdeki tüm olumsuzluklara karşın Timsah’ın iyi yolda olduğunu söylüyor Mehmet Kara, Şentürk Turan, Ömer Erdoğan ve Turgay Bahadır. Doğrusunu söylemek gerekirse transfer eksiğine karşın ben de aynı fikirdeyim…

 

Alp Dağları’nın eteklerinde doğa harikası bir yer Bad Bleiberg kasabası. Bursaspor’un kamp yaptığı otel ile basın mensuplarının kaldığı otel arasındaki mesafe 100, antrenman sahası ise 20 metrede. Bu üçgen arasında futbolcular, teknik adamlar ve basın mensupları belli bir plan içerisinde görevlerini yapmaya çalışıyorlar…   Sabah antrenmanının ardından takımın kaldığı otelin bahçesine akın etti gazeteciler. Meğer röportaj saati gelmiş. Her gazetecinin konuğu önceden belirlenmiş. Buna sadık kalmayan oyuncular ise can sıkanlarmış. Bu çalışma sisteminden haberim yok. Yöneticilerden Mehmet Kara, Şentürk Turan futbolculardan kaptan Ömer Erdoğan ve Turgay Bahadır’ı görünce hemen oracıkta bir masa yapıverdim. Öyle gazeteci kimliğimle değil, bir dost sohbetindeymiş gibi lafladık. Bence böylesi daha güzel oluyor, daha sıcak geçiyor.   Ne mi konuştuk…   Futbolcular gelene kadar Kara ve Turan’a, “Bursaspor yeni sezondan ne bekliyor?” diye sordum.   Bir ağızdan “İlk beş” dediler…   “Hah işte, şimdi bu iş oldu” dedim kendi kendime…   Demek ki yöneticilerin ayakları yere basıyor…   Kara’nın takıma olan güveni sonsuz. İnanılmaz bir arkadaşlık duygusunun hakim olduğunu, bunun da başarının en büyük etkenlerinden biri olduğunu söyledi. Mehmet Kara, PSV maçının özellikle ilk yarısında sergilenen futbolla Süper Lig’de çok güzel hareketlere imza atabileceklerini belirtti. Şentürk Turan topa daha az girmesine karşın kendisinin de bir dönem futbol oynadığını ve futbolcu psikolojisinin ne demek olduğunu iyi bildiğini ifade etti.   ‘Yani’ dedim…   “Ne olacak, işte iki pırıl pırıl insan karşında oturuyor” dedi. Ve devam etti: “Bursaspor böylesine ahlaklı, böylesine özverili, önce insani vasıflarla donanmış oyunculardan kurulu olduğu için şampiyon olmuştur.”   Ne demeli, Kara da, Turan da doğru söyledi…   Transferin akıbetini öğrenmek istedim, öncelikle bir oyuncu alacaklarını söylediler.   Masada Miller ile ilgili gelişmeleri ‘es’ geçtim. Orhan Güney iyi bir gazetecilik örneği göstererek bu önemli haberi sabah erken saatlerde OLAY Televizyonu’nu aracılığı ile canlı canlı kamuoyuna duyurmuştu.     YA FUTBOLCULAR NE DEDİ?   Ömer ile Turgay’ın da ne diyecekleri önemliydi benim için. Bursaspor’un iki beyefendisi, iki centilmeni, iki sağlam duruşlu ismiydi benim için bu ikili.   İsterseniz gelin bu bölümde soru-cevap gidelim…   Kaptan, futbolu ne zaman bırakacaksın?   Ağbi ben başka soru bekliyordum, sen kalktın neler soruyorsun. Oynayabildiğim kadar oynayacağım…   Yani 2 yıl daha falan mı?   Niye bu kadar sıkıştırıyorsun. Kendimi çok iyi hissediyorum. 37’e kadar götürürüm diye düşünüyorum.   Peki, yaş ilerledikçe fiziki bir eksiklik hissetmiyor musun?   Tabi ki 20’li yaşlara benzemez ama insan bu açığını tecrübesiyle kapatıyor.   İyi de PSV’den yediğiniz golde tecrübe konuşmadı. İbrahim’le birlikte sıkça hatalar yaptınız.   Evet, bir iki yerde pozisyon hatası yaptık. Ancak bu bizim formsuz olduğumuz anlamına gelmez. Hazırlık maçları hiç bir zaman ölçüolmaz. Ligin havası başkadır. Size bir örnek vereyim; Denizli bize hazırlık maçında fark attığı sene küme düşmüştü. Deneme safhasında hatalar olur. Ama takım oturduktan sonra durum farklılaşır.   Ömer, bu benim düşüncem, futbolculuk yaşamından sonra seni Bursaspor’un teknik kadrosunda görmek istiyorum ne dersin?   Çok isterim. Ben ve ailem Bursa ile bütünleştik. Bu şehirde, bu şehrin takımında şampiyonluk yaşadım. Bundan büyük mutluluk olabilir mi? Bu şehir bana çok şeyler verdi, bundan sonra ben de Bursaspor’a katkı koymak isterim.   Bu kadro yeni sezonda nasıl bir derece elde eder?   Ben hayal âleminde gezinmeyi sevmem. Ama arkadaşlarıma güvendiğim için yine ilk üç içerisinde olacağımızı söyleyebilirim.   TURGAY PÜR DİKKAT DİNLEDİ   Turgay, bu yıl senden çok şeyler bekliyoruz. Benim de taraftarın da beklentisi aynı.   Farkındayım. Bunun için çok çalışıyorum. Yeni sezonda farklı bir Turgay bulacaksınız.   PSV’ye karşı klasik santrfor oynadın.   Ben orta sahanın ortasında, sağ tarafında ve ileri uçta görev yaptım. Bu maçta klasik santrafordum ancak hocamızın verdiği taktik yine de farklıydı. Onu uygulamak istedik. Gol atmam önemli değil, önemli olan istenileni yerine getirmek.   Geçtiğimiz sezon bir ara kulübeye çakılı kalmıştın.   Her futbolcunun yaşamında inişli çıkışlı günler olabilir. Burada önemli olan bulunduğun takıma katkı koyma isteğidir. Formsuzlukla bunu karıştırmamak gerekir. Ben Bursaspor’da son derece mutluyum ve kendimi bu takımın bir parçası olarak görüyorum.   Her zaman bu mevkide mi oynamak istersin?   Klasik olacak ama benim için fark etmez. Bir oyuncunun kafası rahatsa mevki o kadar fark etmez. Tabi belirli sınırlar içerisinde olmak kaydıyla. Mesela orta saha ile forvet arası gibi.   Turgay, ne zaman evleneceksin?   Abi kısmet ama 30’dan önce zor gibi gözüküyor.   Peki, Turgay son soru. Bu takım bu yıl ligi kaçıncı bitirir?   Zor soru. Tahmin yürütmekte zorlanıyor değilim ama son iki sezonda yaptıklarımızı tekrarlarız diye düşünüyorum. Ne var ki, futboldaki son olaylar bizleri de endişelendiriyor. Ligin durumu ne olacak. Nasıl bir lige başlayacağız? Bunların hepsi birer problem. Biz takım olarak kendimizi gelişmelerden ayrı tutmaya çalışıyoruz. Bizim tek hedefimiz var o da yeni sezonda şampiyon takım gibi oynamak ve bir daha kazanmak. Yani hep, yani her zaman kazanmak.     Ne yalan söyleyeyim, uzun süredir aralarında futbolcuların da olduğu böylesine güzel bir sohbetin içinde olmamıştım. Gördüm ki; yöneticiler ve futbolcular tek vücut. Umarım Avusturya kampında şu iki gündeki tespitlerim beni yanıltmaz. Çünkü transfer takviyesi kadar takım ruhunun da ne denli önemli olduğunu biliyorum. Zaten asrın başarısı da öyle kazanılmamış mıydı?   Bir daha yineleyeyim;   PSV maçı sonrasında da söylemiştim. Her şey tozpembe değil belki ama o kadar da kötü değil. Avusturya’ya gelmeden önce transferdeki durağanlığa işaret ederek “Bursaspor’da görüntü flu” demiştim. Şimdi Miller’da yaşanan soruna rağmen Bursaspor’un en az geçen yılki kadar güçlü olduğunu söyleyebilirim. Bu yeterli mi?   Mücadele vereceği kulvarları düşünürsek ben yine de takviyeden yanayım…     Olay

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu