Ne oynadığımız belli değil!
Olay Medya Spor Yazarı Ertan Erkuvvet'in köşe yazısıdır.
Yücel Hoca’yı tribüne getiren Bursaspor, Bandırma karşısında da takım kimliğinden uzak kalınca yenilgi kaçınılmaz oldu.
Çökmüş bir takım görüntüsü sergileyen Timsah, 69’da eline geçen fırsatı Batuhan Kör’le tepince, Pucko 71’de kaleci Erhan’ın ikramını geri çevirmedi. Yeşil beyazlı takım yeni hocasını düşme hattında karşıladı.
Bursaspor yeni teknik direktörü Yücel İldiz’in tribünden izlediği maçta ligin flaş takımlarından Bandırmaspor’u konuk etti.
Yeşil beyazlı takım Bitci Timsah Park’taki maça son haftalardaki alıştığımız kadronun çok dışında bir 11’le sahada yer aldı.
Hasan Ayaroğlu’nun orijinal yerine döndüğü, Zalazar’ın sağ bekte, Acolatse’nin forvette yer aldığı bir dizilişle sahaya çıktı Timsah.
3 puandan başka hiçbir sonucun kabul görmeyeceği maça konuk ekip neredeyse golle başlayacaktı. Doğan Can’ın direkten dönen kafa vuruşu daha 5. dakikada maçın ne kadar zor geçeceğini gözümüze soktu.
Futbol adına neredeyse hiçbir şey ortaya koyamadığımız ilkyarıyı 0-0 bitirirken, 43’te karşı karşıya pozisyonda Keny’ye geçit vermeyen kaleci Erhan’a da teşekkür borçluyuz.
AH BATUHAN AH!
İkinci yarıya Namık-Ofosu değişikliğiyle başladık ancak, futbolda bir gelişme olmadığı gibi Bursaspor’un şaşkınlığını gören Bandırmaspor’un daha cesaretli oyunu daha zor bir 45 dakikanın bizi beklediğini gösterdi. Tüm sıkıntılı görüntüye rağmen 69’da Acolatse sağdan Batuhan’a ‘al da at’ pası verdi, ancak genç forvetin vuruşu geri pas kıvamında olunca ayağımıza kadar gelen kısmeti teptik.
71’de kaleci Erhan’ın ikramını geri çevirmeyen Pucko, savunmanın bakışları arasında Bandırmaspor’u 1-0 öne geçirdi.
75’te arkadaşlarından ümidi kesen Acolatse tek başına isyan etti ama son vuruşta Gökhan’ı geçemedi. Kalan bölümde psikolojik olarak çökmüş takım ayağa kalkabilecek direnci gösteremedi ve ilkyarının son haftasına 18 puanla düşme hattında girdik.
NE OYNADIĞIMIZ BELLİ DEĞİL
Şu bir gerçek ki sık ve yanlış yapılan hoca değişikliklerinin de etkisiyle 18. hafta sonunda Bursaspor’un hâlâ tarif edilebilir bir oyun kimliği yok. Böyle olunca İsmail gereğinden fazla sorumluluk alıp saçmalayabiliyor, hücum hattındaki oyuncular sanki ilk kez bir arada oynuyormuşçasına birbirlerinden tamamen kopuk görüntü sergileyebiliyor.
Umut ediyoruz ki Yücel İldiz’le birlikte oyun kimliğine kavuşuruz.
Gerçi hoca tercihlerinde o kadar dibi gördük ki biraz bilgili herhangi bir isim, bize Guardiola gibi görünebilir.
Burada en büyük sıkıntı puan olarak çok geride kalmamız.
Bursaspor önce düştüğü ateş hattından çıkmalı. Sonrasında hedefi ne kadar büyütebileceğimizi hep birlikte görürüz.
değmez abi değmez… Dert ettiğimize, modumuzun düşmesine… Ahir ömrümüzü böyle ruhsuzlar için dert içinde geçirmeye değmez… Kalan ömrümüzü mümknü olduğunca bu hüsranlardan uzak geçirmek, çoluğumuza çocuğumuza anamıza babamıza daha çok vakit ayırmak lazım… Yazık günah… 3-5 kuruş kazanmak için vardiyeli çalışıp hafta sonu takımını desteklemeye gelen taraftara… Değmez abiler değmez…
Geçen yıl rakibimiz bizim gibi, takımı transferler ile doldurdu, BAŞARISIZ OLDU. BU yıl futbol aklı ile savaşan taktik üzere takım kurdu, playoff içinde. BAŞKA SÖZE GEREK VARMI…… BAŞARILAR….
Ah be kardeşim olmuyor işte yapamiyoruz Bursasporsuz !
ERHAN KALECİYSE BEN DE NAPOLYON UM….
Yazıyla ve yazar ile alakalı olmadan güldürmek için değil düşündürmek için hulâsa olarak yazmak istediğim bir Hoca Nasreddin fıkrası var.
Muhterem kadılık yaparken birbiriyle Hasım iki kişi geliyor.
Hoca birini dinliyor ve sen haklısın diyor.
Diğerini çağırıp dinliyor ona da sen haklısın diyor.
Yardımcısı geliyor ve hocam ikisine de haklısın dedin nasıl olacak diye soruyor.
Muhterem yardımcısına dönüyor ve cevap veriyor.
Sen de haklısın.
Şimdi gelinen nokta da yönetimden taraftara kadar Bursaspor da herkes haklı fakat ortada başarı yerine büyük bir hayal kırıklığı duruyor.
Yeni gelen teknik ekibe Allah kolaylık versin diyelim ve bekleyelim.
Umutlar ikinci devreye kalmış durumda.