Kumpas!

Rakibin pişkin, her başarısızlık ve kötü işini başkalarına yıkmayı huy edinmiş başkanı Aziz Yıldırım daha bir iki hafta evvel bile almış olduğumuz tertemiz şampiyonluğa kumpas diyordu. Şimdi kendisine soruyorum;

1) Senede 52 hafta var, bula bula Bursa‘daki açılışlar için Bursaspor ile karşılaşacağınız maçın haftasındaki günleri mi buldunuz?

2) Ne tesadüftür ki ,4 aydır para alamayan adamlar her ne hikmetse tam da Fenerbahçe maçı öncesinde, yine eski bir futbolcunuzun başı çektiği “iddialarıyla” idmana çıkmıyorlar. Bunu yapan adamlar da düzenli forma şansı bulup, Dünya Kupası‘nda oynayabilmek için maaşlarından fedakârlık edip gelen, parayı sorun etmemesi gereken adamlar. Ne hikmetse ne kulübe ihtarname yolluyorlar ne federasyona başvuruyorlar üstüne üstlük antrenmanlara bir değil iki gün çıkmama kararı almak suretiyle takımı sabote ediyorlar. Sizce de her şey normal mi?

3) Son 10 sezonda kendi sahanızda size en fazla mağlubiyet yaşatan takım olan Bursaspor ile karşılaşıyorsunuz. Şampiyonluk şansınız devam ederken, muhtemel bir kazanın önüne geçmek için sahada adeta canını dişine takan, her kararı Bursaspor’u durdurmaya yönelik, Fenerbahçe lehine çalışan bir eyyam ağasının olması da rastlantıdan ibaret midir?

4) Bütün bunlar yetmezmiş gibi hafta içi yaşanan krizde başı çeken isimlerden oldu “iddia edilen“ eski futbolcun kendi kalesine gol atıyor. Bu da tesadüf değil mi?

Bunların herhangi bir tanesi tek başına gerçekleşse kabulümdür. Her birine tek tek baksak belki tesadüf diyebiliriz ama hepsinin arka arkaya yaşandığı bir maçta, büyük fotoğrafa bakarsak hiç de masum durmuyor. Kumpas, kumpas diyorsun. Ey Aziz Yıldırım, söyle bakalım bundan ala kumpas senaryosu mu olur?

Fırat Aydınus maçı katletti, mağlubiyetin baş rolünü aldı , eyvallah. Ancak yardımcı oyuncuları, takımı sabote edip, mağlubiyette büyük pay sahibi olan fitnecileri de es geçmeyelim. Öyle bir zamanda hocanın elini kolunu bağladılar ki…

Rakip şampiyonluğa oynuyor. Bu fitnecilere ceza verip oynatmasa şampiyonluk yarışındaki diğer takipleri tarafından “Bursaspor as kadrodan oyuncuları oynatmadı, maçı eliyle Fenerbahçe’ye verdi.” iftiralarıyla töhmet altında kalacaktı. Nitekim ideal kadro dolayısıyla o fitne grubunun da bir kesimi sahadaydı…

Ne oldu? İşte biri kendi kalesine gol attı, kimisi antrenmansızlıktan sakatlandı vs. Nitekim başlattıkları fitne ile bizi de yaktılar, kendilerini de…

Gereken ceza en net ve en sert şekilde verilmeli.

Son sözüm de şehrin lobi gücü olan, yöneticilik vasıflarına ve maddi gücüne sahip isimlerine. Dün akşam bir kez daha gördük ki, Bursaspor‘un gerçek Bursasporlular’dan başka dermanı yok. Gün bahanesiz bir şekilde taşın altına eli değil gövdeyi koyma günü. Geçen hafta yönetimsel basiretsizlikler sonucu yaşanan boykot hadiseleri ve saha içinde doğranmamızdan sonra içi acımayan, her şeyi bir kenara bırakıp “Ben adayım” demeyen taraftarın umut olarak gördüğü isimler, lütfen Bursaspor düşerse yalandan ağlamasın. Yahut birileri bu takımı düzlüğe çıkarırsa sonraki seçimlerde “Ben öyle Bursasporluyum, biz böyle Bursasporlu bir aileden geliyoruz.” masallarını anlatmasın. Kısacası ya şimdi gelin bu camianın onurlu mücadelesine önderlik edin, ya da sonsuza kadar girdiğiniz kabuğun içinde kalın…