Kongre coşkusu

Bu yazıyı 4 başlık altında toplayalım; Taraftar, Kongre kararı, Kupa mesaisi ve Asıl önemli olan Lig mücadelesi…

TARAFTAR;

Pazartesi günü Timsah Arena’nın iç acıtan açılışına olan tepki,

Atatürk Stadı’na veda maçlarının oynanıyor olması,

Üzerine yönetimin maça saatler kala almış olduğu kongre kararının verdiği olumlu hava

Uzun bir aradan sonra tribünlerde büyük bir coşkuya neden oldu…

Rakip her ne kadar zayıf olsa da, böyle bir atmosferde birçok futbolcu beklentilerin üzerinde bir performans göstereceği kesin.

Samet Aybaba’nın yanıldığı nokta esasında burada,

Zira mesele Bursaspor’un maçı ciddiye alıp-almaması değil,

Futbolcuların uzun bir aradan sonra gördükleri bu muhteşem destek karşısında verdikleri bir reaksiyon…

Aylardır yaşanan sıkıntılar,

İster istemez tribünleri etkilerken,

Tribünlerde ki yaşanan bu gerginlik de, futbolcular üzerinde baskıya neden oldu.

Bu anlamda, Perşembe gecesi yaşatılan güzelliklerin, tüm sezon boyunca sürmesi en büyük dileğimiz…

KONGRE KARARI;

Aslında çok daha önce alınması gereken bir karardı.

Olmadığını bile bile ve tüm camianın tepkisine rağmen bu konuda ısrar etmek,

Hem kulübe, hem de kendilerine ciddi zararı oldu

Ve artık denizin bittiğini Yönetim Kurulu da gördü…

Şimdi yeni bir sayfa açılacak Özlüce semalarında

Dileğimiz, hatalardan ders çıkaran,

Sözde değil, özünde şeffaf olmayı başarabilen,

Sistematik bir yapı oluşturabilen

Ve tüm bunların sonucunda raydan çıkan Bursaspor’u tekrar yoluna koyabilecek bir ekibin görev alması.

Yapılacak plan ve programların lafta kalmaması, fiiliyatta gerçekleşmesi için çabalayan,

Camiayı bölmekten çok, birleştirmeye çalışan,

Ekonomik anlamda şaibe ve söylentilere meal bırakmadan,

Çıkar gütmeyen 15 kişilik aklıselim bir yönetimin oluşması…

Aslında çok zor olmasa gerek.

İstediğimiz yalnızca 3D formatı;

Doğru

Dürüst ve

Dik…

KUPA MESAİSİ;

Bu maç ile ilgili değerlendirme yaparken,

Ligde 16 maçta 7 puan toplayabilmiş Eskişehirspor’un,

Neredeyse tamamen alt yapı destekli oyuncular ile sahada olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.

Zira Perşembe gecesi zayıf bir PTT 1. Lig takımı görünümünde ki komşuya karşı oynanan futbolu abartmak yarardan çok zarar getirecektir.

Yine de, daha önceki karşılaşmalarda görmediğimiz bir farklılık vardı;

Futbol oynama iştahı.

Görünen o ki, Hamza Hoca’nın etkisi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor.

Sahadaki oyuncular kendilerini takımın bir parçası olarak görmeye başlamışlar

Bence başlangıç noktası olarak en önemli nokta burası

Çünkü sezon başından beri sahada bir takımdan çok,

Birbirinden bağımsız işleyen 11 futbolcu vardı.

Oyun disiplini ve mücadele azmi olmayan tek bir oyuncu vardı Perşembe gecesi;

Filipe Josue…

Bu gevşek adamın ne derdi var, anlamakta zorluk çekiyoruz.

Mesele yalnızca alacakları para ise, sahada yer alan diğer tüm oyuncuların da aynı dertten mustarip olduğunu bilmesi gerek.

Takımı ileriye götürmekten çok, adeta el freni pozisyonunda

Bu haliyle takımın havasını da bozuyor.

Muhtemel olarak Hamza Hoca’nın başını ağrıtacak futbolcuların başında Josue geliyor…

Portekizlinin lakayt futbolunun tam tersine öne çıkan iki futbolcu vardı;

Biri Faty, diğeri Hosogai…

Faty’nin yokluğunda orta alanda pas bağlantısı ve çabukluk konusunda yaşadığımız sıkıntılar aşikâr.

Bu anlamda Senegalli oyuncunun takıma dönmesi önemli bir gelişme.

Diğer yandan nerede olursa olsun, mücadele anlamında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir Japon;

Hajime Hosogai…

Japon kültürü ve Alman disiplininin etkisinde olan bir kişiden de beklenen zaten bu.

Tabii burada asıl kendilerini sorgulaması gereken ikili;

Advincula ve Erdem olsa gerek…

Sonuçta en başta söylediğimizi tekrarlamak da fayda var;

Tükenmiş durumda Eskişehirspor’a karşı oynadığımız futbolu dev aynasında görürsek, ciddi bir yanılgı içine düşmüş oluruz.

Zaten Hamza Hoca da bunun farkındadır…

MERSİN İY;

Bursaspor için asıl mücadele Pazar günü,

Ligde kalma anlamında umutlanmak isteyen Mersin İY karşısında,

Üzerinde ki kara bulutları dağıtıp,

Sezonun 2. yarısına pembe renklerle bakmak istiyor…

Rakip takımda bu sezon ilk 11’in değişmez dört oyuncusu olan,

Nakoulma, Murat Ceylan, Mitrovic ve Vederson’un cezalı olması büyük avantaj

Bursaspor’da ise,

İç sahada atılan 7 golün 5’ine gol ve asist anlamında katkı veren Dzsudzsak cezalı.

Ama ne olursa olsun,

Her iki takım da sahaya 11’er kişi çıkacak.

Gördüğümüz korkulu rüyanın kâbusa dönmemesi adına mutlak suretle kazanılması gereken bir maç.

Bu bakımdan da seyircinin itici gücüne her zamankinden daha çok ihtiyaç olacaktır.

Atatürk Stadyumu’na resmi bir veda maçı olması anlamında

Pazar günü tribünlerin tamamen dolu olması en büyük dileğimiz…

Böylece,

Açılış değil ama kapanışın nasıl yapılması gerektiğini

Dosta, düşmana göstermiş oluruz…

Prof. Dr. Sinan Çavun / Hürriyet Bursa

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu