Kevaşe düzen!

Ben yetenekten ziyade ülkemiz futbolunda mevcut olan bu  düzenin hakemleri KEVAŞE BEYİNLİ birer birey haline getirdiğine inananlardanım. Nasıl ki mevcut düzen içerisinde Anadolu  takımlarının rolü figüranlık olarak görülmekte ise bu düzen hakemlere de figüran olarak bakmaktadır.

Yazılı olmayan bir senaryo vardır.Türk futbolunda her sezon bu senaryo oynanmaktadır. Senaryo içinde Ediz Hun rolü Fenerbahçe’nin, Tarık Akan rolü  Galatasaray’ın, Kadir İnanır rolü ise Beşiktaş’ındır. Yıllar sonra bu senaryoyu bozan ve düzene çomak sokan Bursaspor’a ise rahmetli Erol TAŞ’ın rolünü biçmek kesinlikle yanlış tercih olmayacaktır.

TFF’NİN SUAT ARSLANBOĞA KARARINA İSYAN EDİYORUM

Dün Cem PAPİLLA’ya, Ali AYDIN’a düdüğünü astıran  kevaşe düzen, bugün aynısını Suat ARSLANBOĞA’ya da yapmıştır. Suat Arslanboğa olayı şunu iyice  perçinlemiştir: Türkiye’de hakemlik yapıyor isen ; ne hata yaparsan  yap yeter ki Yeşilçam’ın JÖNLERİNE yaptığın bu hatanın ucu  dokunmasın sana hiç bir şey olmaz! 

Bana göre Suat Arslanboğa’nın hakemliği geçen sezon zaten bitmişti! Bu neden ile benim isyanım TFF’nin kararına asla değil, bu kararın nedenine ve zamanlamasınadır! Geçen  sezon yönettiği Bursaspor-Galatasaray maçında yaptığı kasıtlı  hatalar ile Bursaspor’un (3) puanını elinden alıp Galatasaray’a hediye eden  aynı hakemdir. Yani Suat Arslanboğa geçen sene de aynı Suat Arslanboğa’ydı. Ancak o sene TFF için  Suat Arslanboğa’da bir insandır! Hakemde hata yapabilir! Yapılan hata sezon sonunda Bursaspor’un küme düşmesine neden olsa da ne önemi vardır!Netice de Bursaspor,bu kevaşe düzenin Erol Taş’ı olarak sadece  bir figürandan ibarettir.

Ancak aynı Suat Arslanboğa ne zaman ki JÖNLERDEN birisinin  nasırına bastı işte o zaman TFF için işin rengi değişti ve o da  Cem PAPİLLA gibi, Ali AYDIN gibi tarihin tozlu raflarında yerini aldı!

ARTIK HAKEMLERE EYYAM YAPMAK SERBEST

Bu saatten sonra hiçbir hakemin EYYAM yapmak ile taraflı maç yönetmek ile suçlanmaması gerekmektedir. Çünkü profesyonel hakemlik kariyerine geçmiş isen artık  evini bu meslekten geçindiriyorsun demektir. Evet.. Hakemlerde insandır..Ailelerini geçindirmek zorundadır.. Ekmeğini kaybetme, ailesine bakamama korkusu nasıl ki bir çoğumuza istemediğimiz şeyler yaptırabilir ise bu duygu  hakem içinde sonuna kadar geçerlidir. Bu neden ile KEVAŞE DÜZEN değişmediği müddetçe saha içinde hakemlerden adil bir yönetim beklemek artık  hayalciliktir.

TÜRK FUTBOLUNUN NAMUSU NASIL KURTULUR?

Türkiye Futbol Federasyonunun son 10 yılına bakıldığında, aslında hiç anlaşamaz görülen JÖNLER  özellikle seçim dönemleri geldiğinde aralarında  çok iyi anlaşa bilmektedir. Özellikle TFF’nin Yönetim Kurulunu oluştururlar iken veya hayati önem taşıyan Disiplin Kurulu ve Tahkim Kuruluna üye atarlar iken bu durum net olarak gözlenmektedir.Kurullara atananların  menşeinin ne olduğu, hangi üyenin hangi kulüp tarafından bu liste içerisine sokulduğu herkesçe artık ezbere bilinmektedir.Bu kurullar Anayasanın 59. Maddesi uyarınca futbol ile ilgili konularda yargısal karar veren tek yetkili kurullardır.Kurulların vermiş olduğu kararların hakkaniyetli olması adaletli bir  yönetim için olmaz ise olmaz zorunluluktur.Ancak Kurul üyeleri bire bir aynı konularda takım ismine göre farklı kararlar verebilmektedirler.Saha Gözlemcileri için de durum aynıdır.Maçın birinde gözünü kulağını pür dikkat açan aynı gözlemci JÖNLERİN maçında görev yaptığında kör,sağır,dilsiz olmaktadır. MHK, sırf JÖNLERDEN birisi istemiyor diye yıllarca bir hakemi o takımın maçına atama cesaretini gösterememektedir.

Süreç KÜLÜPLER BİRLİĞİ oluşumunun da bu probleme çare olamayacağını ortaya koymuştur.Çünkü bu oluşumda YAYIN GELİRLERİ problemi dışında bir problemin üzerine yıllardır eğilmediği gibi siyasal baskılar nedeni ile bu problemi dahi eline yüzüne bulaştırmıştır.(Örnek: Beinsports Sabit Kurlu yayın anlaşması)

Türk Futbolu ne yazık ki mutlu bir azınlık tarafından yönetilmektedir. Azınlık çoğunluğa yıllardır zulüm etmektedir. Azınlık çoğunluğun TFF gelirleri içindeki  haklarını gasp etmektedir. Patenti sayın Cumhurbaşkanımıza ait bir cümleden alıntı yapacak olur isek “TÜRK FUTBOLU ÜÇTEN BÜYÜKTÜR!” Ancak bu üç kulüp, yayın saatlerini organize etme, hakem atamalarını yönlendirme, TFF Kurullarında mutlak hakimiyet kurma dahil sadece kendileri çalıp,kendileri oynamaktadır.

16 Mayıs 2010 devriminin en büyük nedenlerinden birisi o sezon Bursaspor’un masa başı oyunlarında hakkının yenilmemiş olmasıdır.2009/10 senesinde   TFF yönetimi içerisinde 2, Disiplin Kurulunda 1 ve Tahkim Kurulunda 1 üye Bursa’lıdır. KEVAŞE DÜZENİN bir benzeri o senede TFF yönetimi içinde etkin olsaydı iddia ediyorum ki Bursaspor’un şampiyon olması mutlak bir şekilde engellenirdi.   

Bu durum bize göstermektedir ki TFF’nin 2010 sonrasında ki yönetimlerinin oluşturulma şekli değişmediği müddetçe Türk Futbolunda Anadolu’dan bir takımın şampiyon olabilme ihtimali bulunmamaktadır.

Çözüm ise aslında oldukça basittir. Bunun çözümü seçimlerde delege çoğunluğunu elinde tutan Anadolu’nun birlik olup  aslında geç bile kaldıkları BİZANS’a karşı Kurtuluş Savaşını bir an önce başlatmasıdır.

Çünkü aklın yolu birdir;

Değişmez ise  KEVAŞE düzen

Sadece sen  olursun **ÜZÜLEN  

Saygılarımla….