Kazanmak güzel şey
2 hafta üst üste alınan kayıplardan sonra camiamız açısından kritik bir maça çıktık. Krize meyilli bir camia olduğumuz için Osmanlıspor'u mutlak suretle yenmemiz gerekiyordu.
Nitekim üç maç üst üste kayıp ve hocanın bu haftaki çok farklı diziliş tercihi krizi derinleştirebilirdi. Rakip de ligin dibine demir atmış, yeni hocası İrfan Buz ile ilk maçta mağlup ayrılıp ikinci maçında Kasımpaşa‘yı yenerken yakaladıkları havayı sürdürmek istiyordu. Onlar için de iyi sonuç almak önemliydi.
Son Kayseri maçında olduğu gibi Le Guen saha dizilimi ile bizleri bir kez daha şaşırttı. 3’lü göbek savunma hattı ile 5-3-2 desek değil , 3-5-2 desek o da değil. Üçlü savunma hattı Titi, Ekong, Ertuğrul , biraz önlerinde ortada Agu, solda Aziz ve sağda Barış üçlüsü. Aziz ve Barış çoğu zaman savunmayı 5’lediler ama sistemin gereği hücum katkıları tam manası ile gerçekleşmedi. Onların önünde Batalla ve Jorquera. Bunların önünde zaman zaman forveti ikileyen zaman zaman kanada deplase olan Kembo ve ileri uçta Stancu. “Bu diziliş oyun olarak bize ne kattı ?” diye sorarsak; bana göre sadece daha önceki haftalarda kanat oyuncularından yeterli defansif desteği alamayan Aziz ve Barış’a 3’lü stoperlerin verdiği rahatlık diyebiliriz. Çıktıkları anda kafaları daha rahat olacak, kanatlarından gelen akınlarda hemen arkalarında kademe için bekleyen kenar stoperler açıklarını daha iyi kapatacak. Nitekim Ertuğrul bunu maç boyu mükemmel yaptı. Bu rahatlığa rağmen Barış sene başından beri en az hücum katkısı verdiği maçı oynadı. Bu adamın adaleleri ile alakalı bir sıkıntı var. Maçı Maraton tribününde takip ettim. İlk yarının son düdüğü ile birlikte, kalçalarının altında arka adalelerini elleriyle ovmaya başladı. Bu adam Gaziantep‘te oynadığı her sezon maçların tamamına yakınını 90 dakika oynamış bir isim. Sorunun ne olduğu tespit edilip gerekli müdahale yapılmalı. Allah korusun, ileride daha büyük problemler yaşamayalım. Yani sözün özü defansif olarak sistem bu maç için olumlu sinyaller verdi. Harun en rahat maçlarından birini çıkardı. Bu maç için diyorum çünkü rakibin Serdar Gürler‘in şahsi çabaları dışında hiç bir hücum etkinliği yoktu. O yüzden tek maçla kesin kanaat getiremeyiz.
Hücumsal anlamda yeni sistem ile çok daha kısır bir görüntü sergiledik. Attığımız 3 golün 2’si zaten sezon boyu en iyi yaptığımız iş olan duran top ve sonrasındaki pozisyonlardaki yan top organizasyonlarından geldi. Bunların ve kaçan penaltı dışında heyecanlandıracak bir tane pozisyon üretemedik. Attığımız üçüncü golü de rakibin gol ararken ki boşluğundan istifade ederek bulduk. Üçüncü gol aslında sistemin gereklerini sahaya yansıtan bir atak oldu. Bu sistemde kanat beklerin devamlı bir şekilde Aziz Behiç‘in yaptığı bindirme gibi destek vermeleri şart. Hem Barış, hem Aziz Behiç bunu yapabilecek fiziki potansiyelde oyuncular. Sistem üzerinde bu bindirme organizasyonlarını daha fazla çalışırsak hücumdaki kısır görüntüyü de ortadan kaldırabiliriz. Tabi bunlar sadece fikirden ibaret. Belki hoca Badu iyileşince eski sisteme dönüş yapacak. Yine de oyun içinde alternatif dizilişlere geçebilme özelliği kazanmak hoca için alternatif müdahale zenginliği, takım için de büyük bir avantaj olur.
Özetleyecek olursa iki mağlubiyet sonrası alınan galibiyet moral motivasyon açısından güzel oldu. Kaçan penaltı, 1-0 geri düşmeye, 10 kişi kalmaya rağmen kazanmak takdire şayan. Bu maçtaki diziliş ile hocanın sene içinde farklı şeyler deneyebileceğini, her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini gördük. Ancak bu tür değişikliler büyük riskler barındırır. Çünkü bu değişikleri yapabilmek için kamp döneminde üzerinde uzun uzun çalışmanız gerekir. Le Guen’in ki biraz kumar gibi duruyor. Kayseri maçında tutmadı, bu maçta tuttu. O yüzden devre arasına kadar çok fazla oynama yapmamak, devre arasındaki taktiksel idmanlarla bu geçişleri ezbere döküp sahaya yansıtmak daha doğru olur diye düşünüyorum.
Bursaspor kazanınca her şey güzel oluyor. Tribünlerde coşku üst seviyede oluyor. İnsanlar maçta gülüp eğlenmeyi bile özlemiş ki 3-1 öne geçince daha 75’inci dakika olmasına rağmen maçı bırakıp eğlence, şov bazlı tezahüratlara geçiyor. Aslında yaptığımız yanlıştı. Baskı yerken takıma destek olacak, rakibi bozacak şeyler yapmamız lazımdı ama kimseye de bir şey diyemiyorsun, onlar da haklı. Özlemişiz. Umarım Sivas deplasmanından da güzel bir sonuçla dönüp, bir seri başlatarak bu güzellikleri sezon sonuna kadar yaşarız.
Reis, Batalla’dan hiç bahsetmemişsin dizilişi yazrken bile onu unutmuşsun ama sen de haklısın onu anlatmaya zaten paragraflar yetmezdi..
Uyarı için teşekkürler 🙂 Şimdi düzelttik. Ona ayrı bir yazı yazacağız inşallah vakti gelince.
Bence 3 1 4 2 di
Batalla reisin ustun gayretiyle yeri geldi 3 oyun kurucu oldu bekler de kopunca karsi takim baski yapamadi cok rahat ortayi gectik. Jorqi ve ertugrul icin yuzde yuz uydu. Tesekkurler yazi icin
Aziz beyiçin pozisyonlarda delirdigi gibi.. golü atıncada kendinden gelçi nasil bi psikopatliktir bu?? adam ayarsiz.. sevincinden delirdi resmen.. golden sonra baktim koşuyor deli dana gibi kimse tutamiyorrr napio dedim dil bi kariş disarda ??? hirsli adam.. tabi golü hazirlayan usta olunca alda at dedi bücür kaptan..
Aslında diziliş Football Manager oynayanlar için çok da yabancı olmayan bir diziliş oldu. Aziz ve Barış FM’de Wing Back olarak geçen Kanat Beki pozisyonunda oynadılar. Yani kanadın orta sahayla defans arasında kalan bölümünde. Agu klasik 6 numara mevkiinde oynadığı için önlerindeki Jorquera ve Batalla da oyun kurma konusunda serbest kaldılar. Zaman zaman bunlara Stancu da destek verdi desek yanlış olmaz. Biraz geri çıkarak 10 numara gibi Kembo’yu defansın arkasına kaçırmaya çalıştı. Bunların birisinde Kembo topu ezmeseydi teke tekte çok rahat bizi 3-1 öne geçirebilirdi. Aslında Kembo sarkık forvet mevkiinde oynayabileceğine inandığım bir oyuncu olarak beni hayal kırıklığına uğrattı. Çok eleştirilen Stancu bile 1-2 pozisyonda topu çok iyi şekilde ayağında saklayabildi.
Bu arada kanımca Stancu bu sezon 10-15 gol bandını bulabilir gibi. Özgüveni yerine gelirse daha faydalı olacak gibi görünüyor. Siz ne düşünürsünüz bilmem.
Stancu bence en iyi maçını oynadı, çok çalıştı ve koştu. Zamanla daha iyi olacaktır. Bu arada stadta da bizim gibi gerçek Bursasporlular olunca çok iyi tezahürat oluyor. 17.000 kişi ile GS Fener maçlarından daha iyi atmosfer oluşturduk. Her zaman söylerim bu tip maçlara gerçek taraftar gelince atmosfer ve tezahürat daha iyi oluyor.
Katılıyorum Sinan kardeşim, riskli bir sistem ile sahaya çıkıldı, yine rakip takım oyuna hakimdi, attığımız gollerde zaten duran top organizasyonuydu, Aziz’in golü hariç tabi o gol ekstraydı maç içinde kimse Aziz’den böyle bir gol beklemiyodu, bence 4’lü savunma sistemine geri dönülmeli, AGU tek ön libero daha rahattı sanki, Agu savunmaya destek veren tarzda 1.bölgede oynamalı, 2. bölgeyi kalabalık tutmalıyız 4’lü orta saha ile tabi kanatlarda dahil bu duruma BATALLA ve JORQUERA da ısrar etmeliyiz ön tarafta, DELARGE geri dönecektir 11’e YUSUF değerlendirilmeli sol kantta diye düşünüyorum, STANCU yine gol yükümüz çekmeye çalışacaktır. (4-1-4-1) Tabi ki de en doğru kararı hocamız verecektir saygı duyarım, ama elindeki sistemde ısrar edip takım şablonunu oturtmalıyız.
Ben takımın içinde jorgi ye çok guvenmistim ama onda bu isteği göremedim sön şansını kullandı haftaya Furkanla başlarsa sasirmayin