Kafalar değişmeli!
2009 Ekimi’nde Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan milli maçı Türk futbolunun mihenk taşlarından biridir.
İki ülkenin o dönemdeki ‘Cumhurbaşkanları’nın da tribünden izlediği karşılaşma sadece spor değil uluslararası siyaset arenasında da büyük ilgi görmüş, gündem olmuştu…
Hafızası kuvvetli olanlar maçın Bursa’da oynanmasına karşı çıkan bir grup yazar-çizer-yorumcunun medyada yer alan haber ve görüşlerini hatırlayacaktır.
Medyanın ünlü bir isminin ‘Bursa garip ve tuhaf bir kent’ başlığıyla kaleme aldığı yazısı doğrusu içimizi acıtmış, bizde dilimizin döndüğü kadarıyla kullanılan o talihsiz ifadeleri örneklerle çürütmeye çalışmıştık.
O yazıdan bir pasajı bugün bir kez daha paylaşalım sizlerle…
“Uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapması mı? Her sokağında tarihi bir eser bulunuşu mu? Sırtını yasladığı beyaz cennet Uludağ’ın uluslararası nitelikte bir kayak merkezi oluşu mu? Kaplıcalar, hamamlar, tarihi hanlarla dolu olması, adının ‘Yeşil Bursa’ ya çıkması mı garip? Sanayisi, tekstili, turizmi, dev otomotiv endüstrisiyle dünyaya açılan pencere olması mı tuhaf?’’
O günden bugüne köprünün altından çok sular aktı ama ortaya bir gerçek çıktı…
Garip ve tuhaf olan Bursa değil…
Bursaspor!
İşte o Bursaspor, futbolun sosyolojisi, psikolojisi, siyaseti için doktora tezi olur.
Oturup incelemeleri gerekir akademisyenlerin.
Bir kulübün büyümeye çalışırken nasıl küçülebildiğini o zaman daha iyi anlarız belki!
Bakın, çok uzun yıllar önce uluslararası birincilik kazanmış bir reklamı hatırlıyorum şimdi…
Oto kiralama şirketi reklamıydı ve başlığında “Biz Birinci Değiliz” yazıyordu.
Hemen altında bir satır:
“Ama birinci olmak için daha özenli çalışıyoruz!”
Bursaspor şampiyonluk sonrası bir türlü “birinci olduğunu” kabul edemedi.
“Miş gibi”yaptı!
Yöntem değiştirip birincileri kopyaladı.
Borçlandı. Kızdı. Kavgalara sürüklendi.
Bursaspor’un kurtuluşu; bir hoca, 3-5 futbolcu ile başkan ve de yönetimle değişecek gibi değil.
Zihniyet değişikliği şart.
Jargon diliyle ‘Kafalar Değişmeli!’
Hatırlatma: ‘Parmak tehlikeyi gösterirken budala parmağa bakar.’
Çin Atasözü
ŞAMPİYONLUK sonrası gelen başkanlar BURSASPORUMUZUN bütün sermayesini yedi bitirdi,kulübün içini boşaltılar ,bu yönetim dahil çok büyük yanlışlar yaptılar,bu yıki başarasızlığın sırrıda parasızlık ve yanlışlar oldu bu kadroya iyi bir golçü ve 10 numara pozisyonunda iyi bir adam alınsaydı,buğün bunları konuşmuyor ilk beşin içinde olacaktık,BAŞARAMAYANLAR KENARA ÇEKİLSİN,ELBET BİRİ GELİR BURSASPORUMUZU ŞAMPİYONLUĞA YİNE OYNATIR.
Buna merhum başkan Yazıcı da dahildir maalesef. Bir kasıt olarak yaptı diyemem, elimde kanıt yok ama şampiyonluktan sonra (vefatına kadar) İbrahim başkan döneminde de birçok yanlış transfer yapıldı ve milyonlarca euro sokağa atıldı. Hemen hatırlatayım isterseniz; Nunez, Steinert, Insua, Tagoe, Bangura, Forssel, Tuncay Şanlı vs…
Bunların bir kısmı isim olarak iyi oyuncular olsa da (Insua, Tuncay gibi) bir şekilde faydalanamadık ya da uyum sağlayamadı vs… Maalesef, Bursaspor (diğer tüm Türk takımları gibi) iyi yönetilmedi, iyi yönetilmiyor, iyi yönetilmeyecek. Kulüplerimiz bilerek veya bilmeyerek sömürüye açıklar ve bunu dibine kadar kullanan akbabalar da her zaman avlanmaya hazırlar. Gerçeklikten uzak ve romantik taraftar da bu ortamın en önemli katalizörlerinden biri. Bir başkan adayı gelse ve “benim çok büyük bir planım var ama meyvelerini belki 3-4 sene sonra toplayacağız ama sonrasında borçsuz bir kulüp olacağız ve o şekilde devam edeceğiz” dese ve “belki bu süreçte küme bile düşebiliriz ama sonuçta çok sağlam bir yapı kuracağız ve o 3-4 seneden sonraki 2-3 sene içerisinde ve devamında sürekli ilk 4’ü ve hatta şampiyonluğu zorlayan bir kulüp olacağız” diye eklese… ve bu adayın karşısına çıkan diğer bir aday “Bursaspor büyük bir camiadır. Biz çok büyük isimleri transfer edeceğiz ve Bursaspor’u hak ettiği yere getireceğiz. Seneye Avrupa Kupaları’na kesin katılacak bir noktada ligi bitireceğiz” vs dese ne olacak?
1-Hemen herkes ikinciyi destekleyecek ve seçilecek. Sonuçta, mali delik daha da büyüyecek.
2-Hasbelkader birinci aday seçilse bile zaman içinde kulüpten nemalananların (menajer, basın, taraftar grubu vs..) suyu kesilince, altı oyulmaya başlanacak. Veya, bu olmasa bile taraftar o sabrı göstermeyecek ve en fazla 1-2 sene içinde istifa sesleri yükselecek.
İşin kötü tarafı, benim yazdığım gibi bir aday da Bursa’dan çıkmayacak. Yani, kısacası fala üzmeyin kendinizi. Dua edin ki, Türkiye’de iyi yönetilen kulüpler ortaya çıkmasın ve sayısı artmasın. Şu an hemen her kulüp çok kötü yönetildiği için bazı kriterler uygulanmıyor. Yoksa, Süper Lig’de oynamaya hak kazanacak (lisans alabilecek) takım bulamazlar.
Bu işler paralı başkanla falan olabileceği noktayı çoktan aştı. Bir kulüp kültürü, stratejisi ve buna göre kurgulanmış yapısı, planı olmadıkça Ali Ay gider Veli Güneş gelir ve sonuç değişmez. Küme düşme veya daha kötüsü iflas gibi ihtimaller çok uzakta değil.
Kusura bakma ama, iyi bir başkan ve iyi bir yönetim her şeyi değiştirir.örn:eziktaş başkanı,Fikret Orman.
Evet bunu bir EK na,RB na,AA ya bağlamak da yanlış onları oaraya iten RA en büyük suçlu inan ki bunu siyasi söylemiyorum bende dahil olmak üzere (ben hiçbirine oy vermesemde Bursaspor kongre üyleri-basın -şehrin ileri gelenleri-tirbüncüler derin tirbüncüler+çorbacı tayfa) plansız programsız yönetimler ve o yönetimler ile kolkola olmuş taraftar grupları para çok tatlı sevdanın önüne geçmiş bu şehirde pek çok binlerce sadece takımını yürekten sevenler pek çok işde o sevenler maça gelmedikçe bu duruma da gelince kaos oluyor maç sonrası kim Rahmetli İbrahim yazıcı ile öyle konuşabilir bırakın tirbüncü yü bu ülkede kim evet kimse konuşamaz çünki ister sevsende sevmesende Rahmetli güçtü ben gözlerimle şahit oldum etkili bir kaç tirbüncü kulakları çınlasın Kulüp müdürü Osman bey in karşısında tövbe haşa durdurdukları pozisyon itibari ile namazda durur gibi duruyorlardı bilmem anlatabildim mi.Şehir çoktan küme düştü lakin takımın kurtulması ümid çıkar yol var tek yol Bursaspor un gerçek çıkarsız sevenler o stadyumu 35 bin yaptığı an Bursaspor düzlüğe çıkar