Kabus sona erdi (mi)!?
2010’daki şampiyonluk sonrası yapılan hatalar ve gelinen nokta.
Kâbus dolu, kötü anılarıyla unutulmaz bir sezon geride kaldı.
Korku tüm benliğimizi sardı ve uzun zaman sonra şehri tek vücut yaptı.
Bu duruma sahada sebep olanlar, yine sahada gereğini yapmasını bildi…
Bugünden itibaren tertemiz bir sayfa açılması gerekiyor.
Yeni bir hikâye yazılmalı Bursa şehrinde…
Bu hikâyede herkes kendi rolünü çok iyi bir şekilde ezberleyip, o şekilde sahneye çıkmalı.
Siyasetçi;
Siyasetini yapıp, şehri yönetecek, futbol takımını değil.
Mutlaka ki şehrin tek takımının yanında olacak ama içinde değil.
Bu ince ve kırmızı çizgi yazılacak hikâyede ki en önemli ayrıntı.
Başkan;
Etrafındaki dalkavukları uzaklaştırıp, kulübü profesyonellere emanet edecek.
Yönetim içerisinde kan emici, menfaat peşinde koşanlar değil, liyakat esas alınacak.
Kısaca başkanlar isim yapmaya, almaya değil, vermeye gelecek…
Yönetim Kurulu Üyeleri;
Başkana yağdanlık yapmak için değil, iş yapmak için orada olacaklar.
Sorumluluk sahibi olduğu alanda asla ve asla kulübü maddi ve manevi yönden zarar uğratmayacak.
İkili ilişkilerini cebine değil, kulübe gelir sağlamak amacıyla kullanacak…
Medya;
Yönetim, futbolcu ve taraftar ile içli dışlı olmayacak.
Ne menajerlik yapacak,
Ne kulüp içi siyaset karışacak,
Ne de muhalefetin sesi olacak.
Yalnızca ve yalnızca doğruları, seviyeli bir şekilde dile getirecek…
Taraftar;
Onlar da yerini bilecek.
Gerektiğinde müşteri olup kulübüne maddi destek sağlayacak.
Gerektiğinde taraftar olup, her zaman yaptığı gibi kulübün yanında, arkasında, önünde olacak.
Gerektiğinde de kendini aşan konularda sadece seyirci olacak.
Eleştiri mutlaka olacak.
Ama bu eleştiriyi yaparken kantarın topuzunu kaçırmayacak.
Ne futbolcu dövecek,
Ne de futbolcu dövdürmek isteyenlerin oyuncağı olacak…
Sonuçta herkes bu hikâyede rolünü doğru oynarsa,
2010’da kazanılan tertemiz şampiyonluğun tekrarı gelir.
Yok, aynı tas, aynı hamam devam ederse;
2018, 19, 20 aynı şeyleri konuşup, yazmaya devam ederiz…