İşte John Joseph Bostock analizi

Londra’da dünyaya gelen ve şehrin Crystal Palace takımında futbola başlayan John Joseph Bostock, 29 Ekim 2007 tarihinde Watford ile Crystal Palace arasında oynanan Championship maçında henüz 15 yaşındayken oyuna girerek Palace tarihinin en genç oyuncusu unvanını elde etti. Spot ışıklarını erken yaşta üstüne çeken oyuncu, 2007/08 sezonunun sonunda 2 milyon € bedelle şehrin kuzeyine, Tottenham’a transfer oldu. 2008/09 sezonunda Tottenham formasıyla yalnızca 3 UEFA Kupası maçında oynadı. Bu maçlardan birisi de yalnızca 16 yaşındayken oyuna dahil olarak bu sefer Tottenham’ın en genç oyuncusu ünvanını elde ettiği Dinamo Zagreb maçıydı. Kasım 2009’da 1 aylığına League One ekibi Brentford’a kiralanan ve burada 9 maçta 2 gol, 1 asistlik performans gösteren oyuncu, sonraki sezonun başında ise bu sefer Championship ekibi Hull City’ye kiralandı. Burada olumlu bir başlangıç yapsa da sonradan takımdaki yerini kaybetti ve Tottenham tarafından geri çağrıldı. 2011/12 sezonunda Sheffield Wednesday ile 4 maçlık bir League One serüveni bulunan oyuncu, bu sezonu League Two’da Swindon Town formasıyla tamamladı. 2012/13 sezonuna yine Swindon Town’da bu sefer League One’da başlayan Bostock, Mart 2013’te Toronto FC’ye kiralanarak MLS’te oynamaya başladı ve 7 maçta bir asist sergiledi.

O sezonun sonunda, seneler süren kiralık maceralarının ardından Tottenham tarafından serbest bırakıldı ve bu, John Bostock için adeta ufak çaplı bir yeniden doğuşun habercisi oldu. Belçika 2.Lig ekiplerinden Royal Antwerp ile anlaşan oyuncu, 2013/14 sezonunu 28 maçta attığı 1 gol ve yaptığı tam 16 asistle tamamladı. Bir sonraki sezon Belçika 2.Ligi’ne yeni düşen OH Leuven’le anlaştı ve o sezon da play-offlar dahil olmak üzere kendisine sezonun oyuncusu ödülünü kazandıran 31 maçta 13 gol ve 19 asistlik performansıyla takımının Belçika 1.Ligi’ne çıkmasına katkı sağladı. Jupiler League’de 25 maçta 5’i penaltı olmak üzere 7 gol ve 4 asistlik performans sergileyen Bostock, içinde bulunduğumuz 2016/17 sezonu öncesi 150 bin € bedelle Fransa Ligue 2 ekibi Lens’ın yolunu tuttu.

Henüz 14 yaşında İngiltere U16 takımının formasını giyen, U16’dan U19’a İngiltere alt yaş takımlarında boy gösteren ve U17 takımının kaptanlığını yapan Bostock; A milli seviyede İngiltere, İskoçya ve Trinidad ve Tobago’yu temsil etme imkanına sahipti ve 2013’te tercihini Trinidad ve Tobago’dan yana kullandığını açıklandı. Henüz A milli seviyede milli takım forması giymeyen oyuncunun ilk etapta 2018 Dünya Kupası Elemeleri’nde Trinidad ve Tobago forması giymesi beklenebilir.

John Bostock, geriden gelip top alarak oyunu yönlendirebildiği gibi tabelaya da etki edebilen bir orta saha oyuncusu. Bir sezonda çift rakamlı gol sayılarına ulaşmışlığı da var. OH Leuven’le Jupiler League’de geçirdiği sezona bakılacak olursa 4-3-3 veya 4-2-3-1 dizilişiyle oynayan takımının ikili orta saha düzeninde, içinde bulunduğumuz sezon incelenecek olursa da Lens’ın topa sahip olmayı öncelik edinen ve bol pas yapan oyun sisteminde yine 4-2-3-1 veya 4-3-3 dizilişlerinde orta sahada partneriyle beraber oynadığı görülmektedir.

Güçlü Yönleri: (Pas kalitesi, Oyun görüşü, Teknik, Uzaktan şutlar)

John Bostock, farkını top takımındayken hissettiren bir oyuncu. Uzun topları tercih etmeyerek savunmadan kısa paslarla çıkmayı alışkanlık edinmiş takımında üstlendiği oyun kurucu rolü nedeniyle sık sık stoperlere yaklaşarak onlardan top alan ve bu nedenle de topla fazlaca buluşan oyuncu, böyle anlarda sakin, ne yapması gerektiğini bilen ve kendinden emin bir görüntü çiziyor. %86’sı başarılı olan maç başına 67 pas denemesi var. Takımının adeta “aort damarı” olması sebebiyle rakipler tarafından yakın markaj altında tutulan oyuncu, top almak için kendini boşa çıkarmasını iyi bildiği gibi buna müsait olmadığı anlarda da sorumluluk üstlenip el-kol hareketleriyle takımını kumanda ediyor. Bu sezon partneri Benjamin Bourigeaud ile iyi bir ikili oluşturan Bostock, maç boyunca enerjisini yitirmeyen ve oyunun iki yönünde de durmadan pres yapan partnerinin yanında daha statik ve takımı yöneten bir rol üstleniyor. Her ne kadar takımının oyun düzeninde uzun toplara pek yer olmasa da oyunun yönünü değiştiren uzun pasları başarılı.

İkinci bölgede topla buluştuğunda rakip bloklarını delici, dikine paslar atabilen Bostock, üçüncü bölgede, ceza sahası civarında topla buluştuğunda da yine savunma hattını delen bitirici paslar atabilmesinin yanında yüksek oyun görüşü, asistin asisti olacak pasları da atabilmesini sağlıyor. Maç başına 2.4 kilit pas denemesi var ve bunların 1.3’ü başarılı. son yıllarda oyun kurucu rolünü daha gerilerde icra etmesine rağmen kariyerinin ilk yıllarında daha önde oynayan ofansif bir oyuncu olarak görülen Bostock, bu yüzden ceza sahası etrafında sıkça görülebilen ve orada da topla buluştuğunda ne yapması gerektiğini bilen bir oyuncu. Özellikle gollerinin bir kısmı duran toplardan olsa da kariyerinde ciddi gol ve asist sayılarına ulaştığını hatırlatalım.

Topla yapabilecekleri sınırlı olmayan ve Ligue 2’nin en teknik oyuncularından biri olan John Bostock, çok hızlı ve çevik bir futbolcu olmasa da zarif ve kıvrak bilekleri var ve bu bilekler, ona ortadan topla kat edişlerinde büyük yarar sağlıyor. Bahsettiğimiz statik rolü sebebiyle genelde bekleyen bir yapısı var ancak topla dikine korkusuzca gidebiliyor ve rakipleriyle çok fazla bire bir kalmasa da kaldığı pozisyonlarda onları ekarte etmekte sorun yaşamıyor. Çok etkili bir sol ayağı olan Bostock için kalçadan çıkardığı, sert ve dışa falso alabilen şutlar da etkili bir silah. Ayrıca takımının duran topçusu olan ve sol ayağının raketliğini serbest vuruşlarda sergileyebilen Bostock’un penaltılarda sıkça “panenka”ya başvurduğunu söylemekte de yarar var.

Zayıf Yanları: (Savunma katkısı, Adaptasyon)

Top rakipteyken yeterli gayreti göstermediği ve biraz hantal davranabildiği gözlenen Bostock, rakiplerini marke etmede gerekli çabayı göstermiyor. İkili mücadelelerden ve gerektiğinde omzunu koymaktan kaçınmasa da özellikle oynadığı pozisyon itibariyle sertliğini bir kademe daha arttırması ve top kapma sayısını yükseltmesi gerekiyor.

Londra’nın güney mahallelerinde büyümüş, burada sokak kültürünü fazlasıyla yaşamış olan ve bu ortamdan kaçışı da futbolda bulan John Bostock için Ada dışında forma giydiği Belçika ve Fransa yetiştiği şartlara fazla yabancı yerler değil ve buralarda uyum sıkıntısı yaşamamış gözüküyor. Ancak ülkemizin genel durumu, gergin futbol atmosferi ve ligimizin kendine has dinamikleri göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de adaptasyon sorunu yaşayacağı düşünülebilir.

Benzediği Oyuncular: Toni Kroos, Mousa Dembele, Emre Belözoğlu

Takımının bir numaralı pas istasyonu olarak üstlendiği oyun kurucu rolü, yüksek top tekniği ve duran topları kullanmadaki başarısıyla o seviyede olmasa da Toni Kroos’u; dribblinglerdeki başarısı, topu saklamada kıvraklığını iyi kullanması, etkili şutlar çıkartabildiği bir sol ayağa sahip olması ve ofansif mevki geçmişinin bulunmasıyla Mousa Dembele’yi; ligimizden bir örnek verilmesi gerekirse de yine etkili sol ayağı, gerektiğinde cezayı kesebilen uzaktan şutları, takımını sürükleyen ve yöneten bir role sahip olmasının yanında skorer karakteriyle Emre Belözoğlu’nu hatırlattığını söyleyebiliriz.