Isıran bir Timsah
Bursaspor, bu sezon yeni bir kimlik arayışına girdi.
Küllerinden doğan bir ekip olarak yeşil beyazlılar, geçtiğimiz sezonki kırılgan görüntüsünü ısırgan bir Timsah‘a bırakmış durumda.
Dahası…
Oyunun belli bölümlerinde rakibi baskı altına alan yeşil beyazlı ekibin, bu yıl sahada 11 kişiden oluştuğunu görüyoruz.
Bu değişikliği açıklamak içinse iki kelime yeterli; azim ve istek.
Zira Kasımpaşa karşılaşmasında, Paul Le Guen‘in değişikliklerle birlikte ikinci yarıda öne doğru sürüklediği takım, son ana kadar pes etmeyen bir yapıdaydı.
Belki o goller gelmeyebilir, puansız da ayrılabilirdi Bursaspor. Ancak, o direnci ortaya koymaları, yarınlar adına umut vericiydi.
Neden ilk yarım saatte bu durumun böyle olmadığı ise işin teknik boyutunda gizli…
Le Guen‘in yeni oyun sistemi, her ne kadar savunma anlamında sonuç verse de takımın halen daha bu sisteme adapte olamadığı Kasımpaşa‘nın hızlı hücumlarında görüldü.
Nitekim goller de akan oyunda çevrilen hızlı paslaşmalar sonucu gelirken; diğer tehlikelerde ise kaleci Harun Tekin‘in kalitesi, günü kurtarmış oldu.
Buna bir çözüm bulmak içinse, adam paylaşımının doğru yapılması gerekiyor.
İşin güzel yanlarına yeniden döndüğümüzde ise; kararlılığın, son saniyelere doğru da olsa ne derece sonuçlar verdiğine tanık oluyoruz.
Neticede 2-0 gibi zor bir skora rağmen kısa sürede dönüş yapmayı başaran bir takım var karşımızda.
Bu noktada Fransız çalıştırıcıya ise ayrı parantez açmak gerekiyor.
6 yıllık aranın sonrası yeniden kulüp çalıştırmaya başlayan Le Guen’in lig temposuna olan açlığı ve antrenmanlarda oyunculardan dahi önce sahada yer alması işini ne derece ciddiye aldığını gösteriyor.
Paris St-Germain ve Olimpik Lyon‘da da sıkça kullandığı sistem değişikliğini Bursaspor‘da da gerçekleştiren deneyimli teknik adamın, oyunu iyi okuma özelliği de takdire şayan.
Öyle ki…
Aziz Behich, kariyerinin en golcü dönemini yaşarken; formayı unutan Ertuğrul Ersoy da yeni sistem bünyesinde yeniden hayata döndü.
Haliyle hücumda daha fazla üretken bir yapıya bürünen yeşil beyazlı ekipte, gol yükünü ise oyuncular birbirleri arasında paylaştı.
Bu sistemin, en büyük katkısını savunmada vermesi beklenirken; hücumda yarattığı görüldü.
Dolayısıyla…
Özellikle iç sahadaki maçlarda rakibini köşeye sıkıştıran bir boksör edasıyla, darbelerini üst üste indirmekten çekinmeyen, agresif ve ofansif bir Bursaspor’u izliyoruz.
Bu farkı yaratan en büyük etkenlerden birinin de taraftar olduğunu düşünürsek, bu sezon Timsah’ın evinde kolay kolay yara alamayacağı aşikar.
Milli ara sonrası içeride oynanacak Göztepe ve Kardemir Karabükspor maçlarında ise yeşil beyazlılar, bu istikrarını sürdürdüğü taktirde üst sıralar için pek de uzak görünmüyor.
Bekleyip, göreceğiz…
Gelecek yaz yaşanacak olan kiralık oyuncu ve transfer sorunlarından sonra yine sil baştan başlayacağız. Maalesef …
Senin BURSASPORLU olmadığın apaçık ortada, anca çık felaket tellallığı yap ortalık yerde.
İyi zamana denk getirmişsin. ??
16:16 ?
Kiralık dediğin 2 oyuncunuz var Le guen işini bilir
Aynen, kiralıklarda Agu arasıra parlıyor, Badu hep kaçak sonuçta böyle devam ederlerse çok verim alamazsak Le Guen’in Onlarla devam edeceğini sanmam…bu sistem için kilit oyuncular değil
Helalin var komşu. Aynen.
yazınıza katılmakla beraber şunları eklemek istiyorum bu sene ligde hakikaten kötü takım yok ve her takım artık ofansif oynamaya çalışıyo ve o yüzdendirki ligimizde bu sene çok gol oluyo eskiden teknik adamlar önce durdur savunma yap sonra kontra vur taktiği ile maçları oynatıyodu şimdi kimse bu taktiği kullanmıyo her takım ilk golü bulabilmek için saldırıyo bence doğrusuda bu aslında gol atıp öne geçince savunma yapan takımlar yine gol yiyiyo bu sene ligde maç kazanmamın tek yolu ofansif futbolu 90 dkya yaymak sürekli golü aramak tır böyle yenilgi bile olsa oynanan futbol zevk veriyo….
Paul Le Guen e hepimizin saygısı sonsuz işine önem veren birisi onun bu yapısı bize de güven veriyor ama bence takım ofansif anlamda daha iyi olabilir.