Herkes işini yapsın!
Taraftar transfer beklerken şampiyonluk ağacından çokça yaprak döküldü…Hoş, ‘en büyük transfer mevcut kadroyu korumaktır’ derken onu da beceremedik ya…Yol ayrımları elbet yaşanacak, ancak yerlerini doldurabiliyorsan… Bazı gidenler için tartışmam bile, işin iç yüzünü bildiğimden… Ama bazıları için de yürek burkulmadı değil… Bir transfer krizidir sürüp gidiyor… Kimse memnun değil… Taraftar yönetimden, basın gelen oyunculardan, hoca taraftardan ve medyadan, yönetimse kasadan çıkacak paradan… Hal böyle olunca, kulüp-taraftar-basın sacayağı birbirini kemirip duruyor. Hatırlayın; Ertuğrul Sağlam geçen sezonki basın toplantılarından birinde sert bir ifadeyle demişti ki; “Herkes işini yapsın. Başkan başkanlığını, basın basınlığını, taraftar taraftarlığını…” Hehh işte… Aynen hocam, vallahi kesinlikle herkes işini yapsın, ama iyi yapsın… Mesela benim işim ne, gazetecilik… Napar bu gazeteciler; yazar, çizer, konuşur, eleştirir, olumlu ya da olumsuz, ama araştırarak, ama araştırmadan… Kimi hoşlanır, kimi kıllanır… Hocam; mesela sizin işiniz ne, teknik direktörlük… Napar hocalar, teknik, taktik, analiz, transfer… Kimi beğenir tüm bunları, kimi başarısız/yetersiz bulur… Pekii Başkan’ın işi nedir mesela, yönetmek… Napar Başkanlar, kulübü idare eder, parayı idare eder, transfer yapar… Kimi tebrik eder, kimi tenkit eder… Taraftarın işi nedir peki? Destek, destek, destek… Napar bu taraftar? Takımını destekler, kilometre hesabı yapmadan her yere gider, cebindeki son kuruşa da kıyar, yeri gelir hayatındaki değerlere de… Kızar, küser ama yine de vazgeçmez davasından… Şimdi söyle be hocam… Sizce, herkes işini tam anlamıyla yapıyor mu da, bir başkasını gözünü kırpmadan, rahaaat rahat eleştirebiliyor? Ben anlamadım da bu işten bir şey, sıcak çarptı herhalde… Siz bir deyiverin…
Özge Yetişmişoğlu
Bursa Gerçek