Geçen sezonun portresi
Sevgili Bursasporlular, dün akşam Ali Ay katıldığı programda kah sosyal medyada , kah basın kanadında yazılanlara ilişkin eleştiriler getirdi.
Herkesin akıl verdiğini ama katkı yapmaya gelince kimsenin katkı yapmadığı mealinde sözler etti. Ben de başkanın bu sözleri üzerine kendi yazdıklarıma bakıp, geçen sezon neler yazmışım? diye kendime bakma ihtiyacı hissettim. Hep birlikte bakalım neler demişiz.
03.07.2016 tarihli ” Sportif Hamleler ” başlıklı yazının tamamını okuyalım. Her cümlesi önemli.
15.08.2016 tarihli ” Hayır olsun ” başlıklı yazımdan ;
“Öyle ya da böyle 9 tane transfer yapmış bir takımda hala düzelen bir şey yoksa ve hatta gönderilen isimlerden sonra geriye gidiş varsa burada ciddi bir yanlış var demektir. Kimse alınan adamlar bonservissiz gözüyle bakmasın olaya. Sonuçta bu adamlar sadece maç başına paralarla imza atmadılar. Menajerleri de hatır için transfere aracılık etmediler. Eğer ekonomik olarak sıkıntımız var deyip kadroya gelecek sene göndermeye çalışacağımız bir kaç isim daha kattıysak kulübe katkı değil külfet getirdik demektir.
Türk futbol kulübü yöneticilerinin genel yanılgısı şudur; transfer değerlendirme ana kriteri maliyet değil, isabettir. Siz iyi bir futbolcu getirip maç aldırıyorsanız kimse size o oyuncunun maliyeti nedeniyle hesap sormaz. Ama tam tersi hiç bir şey vermeyen bir futbolcu bonservissiz de olsa bu başarısız bir transferdir ve eleştirilirsiniz. Maliyetler sadece eleştiri veya övgünün şiddetini arttırır. Maliyeti düşük başarılı transfer, daha yüksek maliyetli başarılı bir transfere göre daha çok övülür , fakat iyi bir performans gösteren adama da kimse neden bu kadar para verildi diye hesap sormaz. Tam tersi maliyetli kötü performans gösteren transfer sizi büyük eleştirilere sokar. Ama kötü performans gösteren oyuncu düşük maliyetli de olsa sizi eleştiriden kurtarmaz. Sizin öncelikle yapmanız gereken alınacak oyuncunun getireceği faydanın analizini doğru yapmak, maliyetinin değil. …”
” … İyi bir lider , gelecek ile alakalı tehlikeleri önceden görebilen , ona göre hareket edip lideri olduğu kurumu zararsız ya da minimum zarar ile kurtaran kişilerden olur. Yani öngörü kabiliyeti, iyi bir liderlik için olmazsa olmaz bir vasıftır. Başkanımız ekonomik öngörüleri iyi olan bir isim ,tehlikenin farkında ve buna göre kendine göre hamleler yapıyor. Fakat futbol ekonomisi bambaşka bir uzmanlık alanı. Burada hesap yaparken çok başka faktörleri de ele almak lazım. Şimdi yapılmayan ve yapılmayacak transferler muhtemelen sportif başarısızlık, başarısızlık ile gelen maddi kayıp ,taraftar kaybı, baskı olarak geri dönecektir. O zaman panik haliyle devre arasında şimdi olduğu gibi yanlış transferlere sarılmak , yahut sezon başı daha uygun alınması muhtemel doğru isimleri devre arası takımların kadrolarını bozmak istemeyecekleri için almaya çalışmak daha pahalıya patlayacaktır. İnşallah her şey fedakarlıklarına, çabasına bizzat şahit olduğumuz, samimiyetine inandığımız başkanımızın umduğu gibi gider ve sezonu kazasız belasız atlatırız. …”
29.08.2016 tarihli ” Gerçekçi Olmalıyız ” başlıklı yazımdan ;
” … Bu saatten sonra yapılması gerekenler belli. İlk 5’e gireriz açıklamaları değil , gerçekçi olup devreye kadar minimum puan kaybı ile gitmenin planlamasını yapacağız. Üzülerek söylüyorum maçlara haddimizi bilerek çıkmamız lazım. Bu kadar kötü stoper ikilisine daha az iş düşsün diye orta sahada Merter , Faty , Şamil üçlüsünden ikisi ile çıkmak zorundayız. İnşallah bu mağlubiyetten ders alıp özellikle yönetim kanadında ileriye dönük doğru hamleler yapılır.Transfer bitimine 3 gün kalmış. Bu kısa sürede faydalı transfer yapmak zor. Devre arası için ihtiyaç olan bölgelere alınacak isimler şimdiden belirlenmeli. Hoca ile ilgili taraftarın hoşnutsuzluğu malum. Hocanın psikolojisi iyi takip edilmeli. Kısa zaman içinde olmasını sanmasam da olası bir ayrılık senaryosunda alternatifler hazır olmalı. Zor haftalar bizi bekliyor. Umarım bir şekilde toparlanırız. … “
17.09.2016 tarihli ” Batalla Faktörü ” başlıklı yazımdan ;
” Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki mücadele anlamında bir ivme yakaladık ancak maçı koparma noktasında hala sıkıntılarımız olduğunu, üstad Batalla’nın yeteneklerine bağımlı olduğumuzu düşünüyorum. Umarım zamanla bu konuda da gelişme sağlarız. “
12.10.2016 tarihli ” Bursaspor ve Yatırım ” başlık yazımın tamamı ( Adı geçtiğinde camianın genelindeki heyecan hepimizin malumu olan Asprilla ve Ayoub isimlerini ilk kez bu yazıda zikretmiştim. )
22.10.2016 tarihli “Harun + Jorquera : 3 Puan ” başlıklı yazımdan ;
“… Hafta içi başkan “sıralamada iyi yerdeysek transfer olmaz, diğer türlü ihtiyaç olursa 2-3 oyuncu alabiliriz” dedi. Bence her şartta alınmalı. ”
28.11.2016 tarihli ” Biraz Ağır Olmuyor Mu? ” başlıklı yazımdan ;
“… Arkadaşlar, abiler, kardeşler. Affedersiniz ama siz ne istiyorsunuz yahu? Bu kadronun 5. olması mucize. Sene başında bu kadronun başına Mourinho’yu getirseydik şu an bu kadro ile aynı yerde olsa bırakın Bursa’yı tüm Türkiye onu konuşuyor, alkışlıyor olurdu. Kadromuz çok kötü. Güzel futbol oynayacak kadro olsa ve hoca bu oyunu tercih etse inanın ilk ben eleştirirdim. Bu oyuncular ile hücum etmenizin imkanı yok. … “
13.01.2017 tarihli ” Kötü Başlangıç ” başlıklı yazımdan ;
” Rüzgar terse döndü. Artık en ufak bir hatanın dahi hoşgörüsü olmadığı aşikar. Hoca tüm forvetleri sahaya sürdü yine gol yok. Demek ki eldeki kadroda yeterince kalite yok. “Para yok” dedik kredi geldi ama transferler bir türlü gelmeyince taraftar devrenin ilk cezasını yönetime kesti. Gerçi transfer süreçleri konusunda da taraftarlar arasında hoş olmayan söylentiler dolaşıyor ya neyse… “
21.01.2017 tarihli “Bir Son, Bir Başlangıç” başlıklı yazımdan ;
” …
Yazıyı yazdığım dakikalarda Hamza Hoca ile yolların ayrıldığı haberi düştü. Bu maçın sonucu hoca için son oldu, kulüp için yeni bir başlangıç Her ne kadar kendisinin yerine gelecek hocanın bu kadro ile yapabileceği çok büyük fark olmayacağı kanaatinde olsam da gelinen bu tribünsel kopmadan sonra verilen kararın doğru olduğunu düşünüyorum.
Lakin yönetimin de kendine çeki düzen vermeyeceklerse istifalarını sunmaları doğru olur. Hoca gitti eyvallah da, sene başında yeterince maddi imkan sunamayıp kaliteli adam alamayan, zaten kısıtlı olan kaynakları da gereksiz adamlara harcayan, scout ekibinin belirlediği isimlere imza artırması gerekirken hala scout ekibini maç izlemeye yollayan, gideceği gün gibi aşikar olan hocanın ısrarla istediği adamı bizim kulübümüz için büyük paralara alan kişiler olarak sizlerin de kurduğunuz yönetim organizasyonunu gözden geçirmeniz gerekir.
Yoksa Hamza Hoca ayrılığı kısa vadede pansuman olsa da uzun vadede bu mantalite ile başarı imkansız. Yeni hoca tercihini merakla bekliyorum açıkçası. Bunun ile birlikte başkanın her konuda daha iyi bir organizasyon yapması şart. … ”
29.01.2017 tarihli ” Yanlış Teşhis ” başlıklı yazımdan ;
” … Gelinen süreçte sosyal medyaya bakınca “Aaa Samet Aybaba mı? “, “Yılmaz Vural olur mu? Saçmalamayın” diye diye görünen o ki Mutlu Topçu’ya kaldık. “Biz böyle olacağını nereden bilelim?” diyenleri duyar gibiyim. Belli ki renkdaşlarım Hamza Hamzaoğlu’nu gönderirken Pellegrini, Guardiola falan gelecek sandı da yukarıdaki isimleri beğenmedi. Pardon kardeşlerim de kimin gelmesini bekliyordunuz? Taraftar olarak teşhisi yanlış koyduk. Bu kadro ile bana göre öyle ya da böyle ilk yarıda 27 puan toplayarak mucize yaratan takımın başındaki adamı gitmek zorunda bıraktık. Üstelik sene başındaki mali tablo ile bu sene hiç birimizin beklentisi olmadığı halde, hocadan bu yoklukta çok az kişinin yapabileceği şeyler yapmışken hiç kimsenin yapamayacağı şeyleri istedik. Bundan sonra alınacak her puandan da kaybedilen puandan da herkes kendine düşen payı almak zorundadır. Kusura bakmayın ben bu gidişi hala sindiremiyorum. Hoca mükemmel değildi, hataları vardı ama mevcut şartlarda en iyiyi yapmaya çalıştı. Ona sıra gelene kadar gitmesi gereken çok kişi vardı. Bu kişiler maalesef hala Bursaspor’da bu yüzden bundan sonraki süreçte işlerin daha iyi olmasını beklemek hayalperestlik olacak. … “
17.02.2017 tarihli ” Tehlike Sirenleri ” başlıklı yazımdan ;
” …Yönetimin çok acil neşteri vurması lazım. Takımdaki tüm ruhsuzları Vakıfköy değil, şartlar bakımından rezil durumda olan bir yere gönderin. Bakın şakası yok. Ben haftalardır yakın çevreme söylüyorum bana abarttığımı söylüyorlar. Ben bu form durumlarıyla fikstüre bakınca “şu takımı kesin yeneriz” diyemiyorum. Tehlike çanları değil sirenleri çalmaya başladı artık. Lütfen uyanın. “
27.02.2017 tarihli “Anlaşamıyoruz ” başlıklı yazımdan ;
” … Bizim en ihtiyacımız olan şeye sahipti; Güven… Lakin en iddialı olduğu ekonomide de istediği başarıyı yakalayamadı. Borcu azaltma vaatleri havada kaldı. “Bölükbaşı yönetiminden hesap sorulacak” dendi, sorulamadı. Başka kulüpte üyelikleri olan kongre üyeleri ihraç edilecek dendi, edilmedi. Futbol ile ilgili danıştığı kişiler her kimse rezalet ötesi hatalar yapmaktaydı. Kendisi futboldan anlamadığı için defalarca uyarıldı, yanlışlardan bahsedildi. Futbol ile alakalı fikir aldığı kişilerden uzaklaşması gerektiği söylendi. Başkan yapmadı. Takımın kalitesinin çok düşük oyunculardan oluştuğu, mevcut oyuncu grubunun bir çoğu ile yolların ayrılması gerektiği, yerine kaliteli takviyeler yapılması gerektiği söylendi. Umursamadı. Bunların hepsi homurtuyu geçmedi, taraftar sabretti, sabretti, sustu. Peki sonra ne oldu? Yapması gerekenler yapmayınca Tofaş gibi kurumlara sponsporluk için baskı yaptı. Tüzük ile çift üyelerin hesabını kendi kesti. Sonra kötü gidişe itiraz etti. Tabiri caizse kendi söküğünü, kendi dikti. “
01.05.2017 tarihli “Kahır Mektubu ” başlıklı yazımın tamamı ,
16.05.2017 tarihli ” Söz Bitti ” başlıklı yazımdan ;
“…Şu saatten sonra bize lazım olan ligde kalmayı matematiksel olarak da garantilemek, kongre kararının bir an evvel alınması ve hiç şans verilmeyen isimlere de şans verilip gelecek sene kimlerin kalacağına karar vermek. Gidecekler o kadar çok ki belirlemek zaman alır. Kalacakları belirleyip, gidecekleri temizlemeye çalışmak daha kısa sürecek. “
04.06.2017 tarihli “Kabus Bitti ” başlık yazımdan ;
“… Bu seneki yönetiminden, oyuncu kadrosuna, teknik ekibine çok ciddi bir revizyon şart. Herkesi sorumlu olmaya ve üzerine düşeni yapmaya davet ediyorum. Bu kötü sezonun izleri nasıl silinir inanın bilmiyorum. Kah puanlar aldığımız maçlardaki kötü futbolla, kah daha sonraki süreçte alınan başarısız sonuçlar ile inanılmaz yıprandık. Başarısızlığın sebeplerini daha sonra uzun uzun tartışılır. En azından bugün rahat nefes alma zamanı olsun. “
Sayın başkan ;
Ben şahsen geçen sezon bunları demişim. Camiadan bir çok kişi de buna benzer şeyleri söyleyip durdu. Aklın yolu bir. Hiç birimiz müneccim değiliz. Biz kendi kritiğimizi yaptık, umarım sizlerde kendi değerlendirmenizi yaparsınız. Şahsımın antrenörlük, sportif direktörlük diploması yok. Lakin çevrenizdeki bu işin ehli olması gereken kişilerin size söyledikleri, size yaptırdıkları ile yukarıda benim yazdıklarım gibi Bursaspor camiasının neler dediğine de bir göz atın , kimlerin size doğruyu göstermeye çalıştığına , kimlerin yanlışa sürüklediğine karar verin. Ben geçen sene yazdıklarım ile bu sene yapılanlar arasında hala devam etmekte olan yanlışlar görüyorum. Umarım geçen sezonki gibi bu yanlışların bedelini hem kendinize, hem de bize ödetmezsiniz ve bir an evvel yapılması gerekenleri yaparsınız. Bizim, sizin gibi değerli bir makamın sahibine yapıcı eleştiri , yol gösterme babında fikir beyan etme ve maddi gücümüz çapında forma, kombine almak dışında verebilecek başka katkımız olamaz. Daha büyük imkanlarımız olsa zaten bizler o koltuklara talip olurduk.
Bu yazı vesilesiyle tüm Bursasporlular’a geçen sene ile tamamen zıt, mutluluk ve huzur dolu bir sezon geçirmemizi temenni ederim. Yönetici büyüklerimizin de en kısa sürede geçen sene yaşattıkları kabus nedeniyle borçlu oldukları büyük Bursaspor taraftarlarına layık, onların beklentilerine tatmin edecek hamleleri gerçekleştirmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim.