Gazi!
Üst üste alınan üç galibiyet sonrasında açıkçası benim hiç ummadığım , başkan ve hocamızın hep bizleri olacağımıza inandırmaya çalıştığı yerlerde yer alan takımımız Gaziantep deplasmanına çıktı.
Takımın kadrosunu ve oyununu yeterli bulamasam da açıkçası bu maça kadar sadece 2 gol atmayı başarabilmiş Gaziantep deplasmanından en kötü beraberlik ile döneriz düşüncesindeydim. Nitekim Gaziantep’i “şanlı” Bursa‘yı “gazi” unvanı verdirerek 3-2 mağlubiyetle ayrıldık.
Maç hakkında konuşacak olursak; haksız bir penaltı ile 10 kişi kaldık , pozisyon hakemin gözünün önünde oldu göremedi , bir an duraksadı daha sonra kim uyardıysa artık onun yönlendirmesiyle penaltıyı verince sayıca eksik kaldık. Bu sebepten ötürü Bursaspor’umuz istediği oyunu sergileyemedi, hakem yüzünden mağlup olduk demeyi inanın çok isterdim. En azından tesellim olurdu ama nasıl ki Kasımpaşa maçındaki penaltı ve kırmızı kart ile alakalı hakemi konuşmadık, burada da başka şeyler konuşmak Bursaspor adına daha faydalı olacaktır.
Sahada genel itibariyle çok kötü bir oyun vardı. Evvela 25. dakikaya kadar tabiri caizse orta sahayı geçemedik. Tam kımıldamaya başladığımız anlarda gerçekten hazırlanış ve bitiş bakımından jeneriklik bir golle geriye düştük. Bundan sonraki kısmından ziyade tek bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Rakibin kadrosuna bakınca Elyasa Süme bek olarak oynarken stoper oynamaya başlayan bir oyuncu. Sık sık stoper oynasa da orjin olarak defansın çizgi kısmının adamı. Keza yanındaki arkadaşı Barış sağ bek oynayan bir isim. Mecburiyetten stopere kaydırılmış. Böyle bir rakip tandemi var. Elyasa‘nın boyu 1,84 , Barış‘ın boyu 1,79’ken santraforumuz Kubilay‘ın boyu 1,90 ve bu kardeşimizi bir kez daha iyi kafa topu ile buluşturamadan maçı tamamlattık. Maçı tamamlatmak bir yana koca maç boyunca buluşturmak için oyunu kanatlara yıkma gayretine dahi girmedik. Elimizde John ve Del Vallegibi bu oyunu oynamaya müsait adamlarda var. Kanat akınları ile gelsek Kubilay’ın çok net üstünlüğü var. Bu sezon ilk kez böyle helva diye tabir edilen stoper ikilisi yakalamışken maçın yıldızı olabilirdi. Kubilay’ın buluşturamayıp kornere göndereceğimiz her top yine Gaziantep kalesinde tehlike olacaktı. Nitekim Elyasa haricinde kaleci hariç Angan 1,84 ve Ghilas 1,85 boyu ile toplam 3 adet 1,80 üzerinde boyu olan adamlara sahiplerdi. Bizde ise Ertuğruloynadığı zamanlarda 1,87 olmak üzere, Sivok 1,85 , Şamil 1,87 , Kubilay 1,90 , Merter 1,92 boyu ile kornerlerde çok bariz bir şekilde avantajımız olacaktı. Nitekim ilk gelen kafa topunda Batalla’nın kısacık boyuyla attığı gol ve maç 3-1’ken Sivok’un tehlikeli kafa vuruşu bunun en güzel örnekleriydi. Bu avantajı görmek için ne hoca olmaya, ne futbol bilmeye gerek var. Bir çift gören göz , az biraz fizik bilgisi yeterli. Bunu bile düşünememek beni kahreden taraf oldu.
Bu maç bir kez daha gösterdi ki elimizdeki mevcut kadro yapısı itibariyle maçlara çift ön libero çıkmak zo-run-da-yız. İstesek de, istemesek de bu kadro ile buna mecburuz. İşte “Evimizde oynuyoruz , niye Şamil – Faty , Bilal – Jorquera ‘dan biri olmalı ” falan diyenlere bu maç örnek olsun. Tek başına Merter ile Gaziantep gibi sıradan bir orta saha ikilisi bile üstünlük kurdu. Çift çapa diye tabir ettiğimiz 3 maçta 9 puan almamız , bir ofansif , bir defansif oyuncu ile çıktığımız 3 maçta 6 puan kaybetmemiz tesadüf değil. Bu kadro kalitesi çift ön liberoyu gerektiriyor. Kadromuz sene başında da belirtmeye çalıştığımız gibi hücum futbolu oynamaya müsait bir kadro değil. Bunu bilmek, kabullenmek ve ona göre oyun planı uygulamamız gerekiyor.
Bundan önceki 3 maçta alınan 9 puan nasıl iyi şeyler söyletmediyse, bu mağlubiyet de dünyanın sonu değil.Önümüzdeki milli maç arası var. Tam zamanında araya giriyoruz. Olası bir Osmanlıspor mağlubiyeti işleri sıkıntılı hale getirebilirdi. Bu süreci iyi değerlendirmemiz gerek. Umarım sakat olan isimlerden de aramıza katılanlar olur ve Osmanlıspor maçına hem kadro, hem de mental olarak iyi bir durumda çıkarız. Nitekim rakip en ufak bir hatayı affetmeyecek kadar tehlikeli bir oyun sistemine ve oyunculara sahip.
Yazımın son kısmında Erdem Özgenç‘e değinmek istiyorum. Penaltı ve kırmızı kart ile alakalı olarak canını hiç sıkmasın. Lakin ben kendisini biraz kilo almış gibi gördüm. Umarım en kısa sürede fit duruma döner. Bir de penaltıdan önce benzer bir pozisyon oldu üzerine gelen topu kontrol etme saçmalığına kalkıştı Allah’tan kalemizde gol olarak sonuçlanmadı. Bundan sonraki maçlarda iyi bir Erdem’e ihtiyacımız olduğu için yazmak istedim. Umarım milli ara ona da iyi gelecektir.