Esas oğlan!
Maçtan önce Bursa'da herkes galibiyetten emindi. Stada koşanlar kardeş takımla tribündeki dostluğu bir kez daha dosta düşmana göstermek istiyordu.
Nitekim, iki takımı tribünlere çağıran ve küme düşen kardeşine 'Sevdanın ligi olmaz, aldırma Başkent' gibi anlamlı pankartlarla sahip çıkan yeşil-beyazlı taraftarların desteği görülmeye geğerdi.
Gelgelim, bazılarının dillendirdiği gibi "3'ten fazla atmayalım, ayıp olur" düşüncesi, kazın ayağının öyle olmadığı sahada ortaya çıkınca çürüdü gitti!
Öyle ki,
'Nasılsa kazanırız' havasıyla karşılaşmaya konsantre olamama hastalığına yakalanan futbolcular, 80 dakika boyunca adeta 'kahır mektubu' yazdırdı taraftarına…
Tamam, Başkentli oyuncular, 1-1'den sonra zaman çalmak için sık sık çimenlere serildiler, eyvallah da; sen ne oynadın ki ey benim Timsah'ım!?
DEFANSİF ROTASYON
Ertuğrul Sağlam, haliyle kupa ve Fener maçlarını düşünerek, 4'lü bir rotasyona gitmişti.
Bu rotasyon defansif ağırlıklıydı. İbrahim kulübede, Carson, Ömer, Adem tribündeydi.
Yavuz, Serdar, Stepanov, Musa ise 11'deydi. Sakatlığı geçen sağ bek Basser de formayı Hakan Aslantaş'tan almıştı.
Ancak markaj altındaki Batalla'nın bekleneni verememesi, sol kanadın banko ismi Ozan İpek'in daha 8. dakikada sakatlanıp çıkmasıyla o kulvardan hücuma gerekli katkının gelmemesi bütün hesapları bozdu.
Hatta Timsah, sol kanadı kırık bir uçak gibi hücumda hep sağdan yüklendi.
Kazanması halinde 5. sıraya çıkacağını bilerek sahaya ayak basan yeşil-beyazlılar, son vuruşlarda lay lay yapınca, her geçen dakika direnci artan (beraberlik golünde de alkışı alan) genç Başkentliler, kendini kanıtlayıp transferde kefeni yırtmak için resmen yardırdı!
Daha ilk pozisyonda Pinto ile 4'te golü bulan ve 10'da duran toptan kafa golü yiyen Bursaspor, Musa ve Pinto'nun çok net kaçırdığı toplam 3 pozisyonun ardından ikinci yarıda oyunu Ankaragücü yarı alanına yıkar ve işi bitirir, diye bekledik.
Ama nafile!..
Bu arada İshak'ın bomboş kalıp, fotoğraf çektirircesine attığı kafa golünde, savunmanın adam paylaşımındaki zaafını da es geçmemek lazım!
KORKU TÜNELİ GİBİ
'Çantada keklik' sanılan 3 puanı getirecek gol bir türlü gelmeyince, tribünlerin sinirleri de keman yayı misali gerildikçe gerildi. Zamana oynayan kardeşe karşı homurdanmalan artarken, Sağlam'ın; 2. forvet hamlesini yapmak için 73'e kadar beklemesini de açıkçası anlayamadım!
Korku tüneline dönüşen maçta pozisyon krizi yaşayan Timsah, son dakikalarda resmen öldü öldü dirildi!
Bu 90 dakika berabere bitse açıkçası çok gücümüze gidecekti!
GOLLERİN EFENDİSİ
Allah'tan ara transferde Pinto iyi ki alınmış! İşte o açılışı yapan Şilili golcü, finalde sahneye çıkarak, esas oğlan rolünü üstlendi ve yine numarasını yapıp, 'işte geldim burdayım, ben bu işte ustayım' diyerek son sözü söyledi.
Bir anlamda, 'Böyle mi olacaktı!' adıyla vizyona girmek üzere olan heyecan dolu filmin ismini 'Gollerin Efendisi: Pinto' şekline çevirdi.
Son 4 maçta 5 gole imza atan Senyor Gol, takımının son 7 karşılaşmada kazandığı 17 puanda 6 gol ve 3 asistlik performansıyla büyük pay sahibi oldu.
ALO KADIKÖY
Pinto bu golle adeta 'Alo, Kadıköy bekle bizi geliyoruz' mesajını da gönderdi Kanarya'ya…
Tabii, 89'da gelen hayati golde Stepanov'un kafayla yaptığı asisti de unutmayalım.
Zaten herkese 'oh' dedirten o gol gelmese ve Bursaspor 46 puana yükselemese, taraftar kafayı yiyip resmen 46'ya bağlayacaktı!..
Öyle veya böyle; cepte görülen, ancak sırat köprüsüne dönüşen bu ilginç maçı son anda da olsa kazanan yeşil-beyazlılar, ligi en kötü 5. sırada bitirme yolunda kalan 3 haftada 3'te 3 yapmak amacında…
Ama, 'kolay sanma, hafife alma' şeklindeki bir sınavdan son anda da olsa başarıyla çıkan Timsah, salı günkü Bugsaş kupa seferinin ardından, Kadıköy'deki son yenilgisini 2 sezon önce kendisinden alan Fenerbahçe'ye yeni bir hüsran yaşatmak için Saracoğlu'nun yolunu tutacak.
Serkan Yetişmişoğlu