Bursaspor’un efsane Başkanları gibi…

Son günlerde Emin Adanur‘un kulübe maddi destek oluşturmak amacıyla, Kapalı Çarşı, Organize Sanayi Bölgesi, dernek ve esnaf demeden, bütün Bursa’yı dere tepe gezmesini görünce;

Yukarıda isimlerini yazdığım Bursaspor’un efsane Başkanları geldi aklıma…

O günleri şöyle bir hatırlamak gerekirse…

KAPTAN ORHAN, ARMAYA SAHİP ÇIKTI

Efsane Kaptan Orhan Özselek, 1987’de Tayyare Sineması’nda, Bursaspor 2.Lig’e düştüğü için kimsenin göreve talip olmadığı o tarihi kongrede, arkadaşları; Kaptanlar Sinan Bür, Sedat Özden, Kani Şen, Aydın Çoközler, Muharrem Kıygı, Hasan Kırcı, merhum yöneticiler Cavit Bengü, Celal Gülayan, Hazım Çelikkanat gibi isimlerle beraber resmen gövdesini taşın altına koymuştu.

Rahmetli Başkan Özselek’in, kulübe yardım toplamak için Kapalı Çarşı’da, Organize Sanayi Bölgesi’nde nasıl kapı kapı dolaştığına, o dönemin genç bir gazetecisi olarak bizzat şahit olmuştum.

Hatta, eski Kaptan ve yeni Başkan Özselek, o dönemde yardım topladı diye, kendisine sallayanlar da olmuştu.

Neymiş efendim;

Koskoca Başkan, insanların ayağına gider miymiş?

BELALTI VURSALAR DA ÖZSELEK YILMADI

Camiadaki bazı “belaltı vuruşlara” rağmen, Orhan Başkan, hiç yılmadı!

Gece gündüz uğraştı, didindi.

Hatırlayın;

2.Lig (bugünkü 1.Lig) için kurulan o kadro; ligin ilk haftasından sonra Mahkeme kararıyla yeniden 1.Lig’e (Süper Lig’e) alınmıştı.

Başkan Özselek, merhum Nevzat Güzelırmak Hocamız ile birlikte 1987-88’de Bursaspor’u lig beşincisi yapmıştı.

Emekleri unutulmaz.

Mekanı Cennet olsun…

LEVENT KIZIL CAMİAYI KUCAKLADI

Sonra 2005-06 göreve gelen 39 yaşındaki genç Başkan Levent Kızıl, öyle bir kolları sıvadı ki, icraatlarını takip ederken bizim bile başımız dönmüştü!

1 haftada kadroyu kuran Başkan Kızıl, o sezon, bütün kenti baştan aşağı gezdi.

Tüm kent dinamiklerine, arkalarına isimlerini yazdırdığı  16 numaralı formaları hediye etti.

Hiç gocunmadı, “ego” falan yapmadı, herkesin makamına/ bürosuna gitti ve oluşturduğu sinerjiyle, camiayı “Süper Lig’e dönüş yolunda” müthiş kenetledi.

GÜÇLÜ LOBİSİNİ İYİ KULLANDI

Atatürk Stadı’nın saha içi ve tribün üstü reklam panolarını ulusal ve dev markaların reklamlarıyla donattı.

Güçlü lobisini Bursaspor için çok iyi kullandı.

TFF’den MHK’ye, Lig TV’den İstanbul’daki bütün medyaya, Yeditepe’deki bütün kulüplerin başkanlarına bir telefon uzaklıktaydı.

Çünkü, hepsini yakından tanıyordu ve çevresi çok genişti.

HAKEMLERE AYAR VERDİ

Yeri geldi, deplasmanda maçtan sonra sahaya indi, kötü yönetim gösteren hakeme ayar verdi!

Yeri geldi, taraftarının deplasman tribününde sıkıntı çektiğini görünce, soluğu Emniyet Amiri’nin yanında aldı. Teksas’ın eziyet çekmesine hiç izin vermedi!

Gerektiğinde, geldiği yer olan Teksas’ın içinde maç izledi.

En lazım olduğu yerde, yumruğunu masaya vurdu.

ÇOK KARİZMA BİR BAŞKANDI

Bir kere “karizma” bir karakterdi Başkan Kızıl…

Baktı ki, takımın hakkı yendi, İstanbul’dan yayın yapan yaygın TV kanallarına anında bağlanıp, yorumculara ayar verdi, esti gürledi!

“Levent Kızıl’ın canlı yayını arayıp da bağlanamadığı(!) bir program hiç görmedim!”

Anlayana…

Hal böyle olunca;

Camianın büyük desteğini arkasına aldı ve Raşit Çetiner yönetimindeki ekibiyle, ligde takozdan çıktığı gibi “beyaz bayrak ayna” yaptı.

Hak ettiği, gerçek adresi olan Süper Lig’e döndü!

Bursaspor’da unutulmaz izler bıraktı ve Atatürk Stadı’na fotoğrafı asılan 4 Efsane Başkan’dan biri oldu Levent Kızıl…

ŞAMPİYON BAŞKAN YAZICI

16 Mayıs 2010’daki Süper Lig şampiyonluğuyla tarihe geçen Başka İbrahim Yazıcı da, eski bir milletvekili ve eski Kulüp Başkanı olarak; çok tecrübeliydi.

Tıpkı Kızıl gibi, Yazıcı da; çevresi olan, karizmatik, camiayı kendisine inandıran ve taraftarı ortak hedefe kilitlemeyi başaran, güçlü bir Başkan profili çizdi.

Deplasmanda Teksas tribününe kadar gidip, Emniyet Amiri’ne “Benim bir tek taraftarımın, burada burnu kanarsa, bunun hesabını sorarım” diyen, gözü kara, dirayetli bir Başkan’dı İbrahim Yazıcı…

DİK DURUŞUN SEMBOLÜ

Kimseye pabuç bırakmadı!

Kimseye de eyvallah etmedi!

Camia da “dik duruş”un sembolü olan Yazıcı, TFF dahil, herkese hakkını verdi!

Omzuna Türkiye’nin 5.Şampiyonu apoletini taktı.

Yeşil-beyaz devrime imza atan Efsane Başkan, koskoca bu kenti, hiç unutulmayacak bir başarıya ulaştırdı.

Şampiyonlar Ligi müziğini Atatürk Stadı’nda bize dinleten Bursaspor’da; başarının baş mimarıydı O…

DÜŞLER SAHNESİ’Nİ GERÇEĞE ÇEVİRDİ

“Sir” Bobby Charlton’a Vakıfköy’ü gezdirdi, Alex Ferguson’un takımı ManU’yu Bursa’ya getirdi…

Bursaspor; Düşler Sahnesi; Old Trafford’da, Valencia’da, Glasgow’da, Efsane Başkan’ın vizyonu ve engin tecrübesi sayesinde arz-ı endam eyledi!

Ancak…

Yazıcı, hiç taviz vermediği dik duruşun bedelini, acayip suçlamalarla hapis yatarak ve de en sonunda sağlığını kaybederek ödedi!

ÇINARLAR GİBİ DİMDİK AYAKTA ÖLDÜ

Adeta uğruna ömrünü adadığı Bursaspor’un başındayken, “koca çınarlar” gibi “dimdik ayakta” öldü!

Hiç eğilmedi!

Armanın da yüzünü hiç yere düşürmedi!

O dönemde, taşın altına elini sokup sorumluluk alan Bursalı Çalışma Bakanı Faruk Çelik‘in önderliğinde, bir destek kampanya düzenlenmişti. Ocak 2008’de başlatılan o meşhur kampanyada, Almira Otel’e davet edilen Bursa’nın önde gelen sanayicileri ve iş insanları ile görüşülmüş; sonuçta 7 milyon lira civarında çok önemli bir para toplanmıştı.

O meblağ, kulübe “can suyu” olmuştu.

Bu önemli olayı da unutamayız tabii ki…

KAPALI ÇARŞIDA SANDIKLAR DOLDU

Hatta, Kapalı Çarşı’nın girişine de Bursaspor’a Yardım Sandığı konulmuştu.

Kuyumcusundan ayakkabıcısına, kumaşçısından   gömlekçisine, baklavacısından dövizcisine, çaycısından simitçisine kadar bütün esnaf kendi imkanları oranında sandıkları doldurmuştu.

Çünkü, o gün de, camia; Başkanı’na, hocasına ve takımına güveniyordu.

Onlara inanıyordu.

Toplanan paranın, kulübün yararına kullanılacağını biliyordu.

Sonrası malum…

Yazıcı ve Sağlam’ın uyumu ve önderliğinde camia tüm unsurlarıyla kenetlenince, başarı daha kolay geldi.

Taraftar, takımın arkasında dağ gibi durdu ve oluşan muhteşem sinerji sayesinde, tüm Anadolu’ya örnek oluşturan şampiyonluk geldi.

EMİN ADANUR GÜVEN ORTAMI OLUŞTURDU

Bugüne gelirsek…

Henüz 2 ay önce seçilen (5 Haziran) Emin Adanur’un ekip liderliğindeki Hayrettin Gülgüler yönetimi, az zamanda çok iş başardı.

Seçim öncesi söz verdiği gibi, ana parası 100 milyon lirayı aşan 44 dosyalı transfer tahtasını açtı.

Hem de oyuncu satmadan…

Söz verdiği gibi…

Mustafa Er’le yola devam etti.

31 yaşındaki lider Adanur, elektrik ve doğalgaz gibi borçları çözdü.

Takımın iskelet kadrosunu korudu.

Sosyal medyadan camiaya olumlu mesajlar verdi.

ÇÖZÜM ODAKLI İCRAATLARLA

En önemli özelliği de, enerjik yapısıyla, sorunları ötelemeden, hızla çözmesiydi.

Öyle “bakarız bakalım” falan demedi.

Çözüm odaklı icraatlarla dikkat çekti.

Farklı bir formaya reklam alma stratejisi izledi.

Şort, kol, sırt ve göğüs reklamlarını “maç başına” satma kararı aldı.

Şort ve kol reklamlarını kısa sürede sezonluk sattı ve tamamladı.

VERDİ SÖZLERİ TUTTUKÇA…

Verdiği sözleri tuttukça, önceleri kendisine “mesafeli” olan kişilerin de güven duygusunu kazandı.

Transfer tahtası açılınca, 4 günde 3 futbolcuyu renklere bağladı.

Şu an en az 4 oyuncunun daha  alınması için temasların sürdüğünü biliyoruz.

BURSA’YI AYAĞA KALDIRMAK…

Sonra…

Camiaya seslenerek, “Ayağa Kalk Bursa” kampanyasını başlattı.

“Hatıra Forması” satışı şeklinde gerçekleşen kampanya; 3 günde 3 milyon lira civarında bir gelire ulaştı. 2.Başkan Adanur, sosyal medyasından kampanyaya katılanları paylaşırken, ziyaretleriyle ilgili gelişmeleri de anında duyurdu.

TARAFTARA BİR TWEET UZAKLIKTA

Taraftara bir tweet uzaklıkta olduğunu gözler önüne seren ekip lideri, samimi ve dobra tavırlarıyla, kendine has bir “Başkanlık” tarzı geliştirdi.

Kongre zamanı ve mazbatayı aldıktan sonra sonraki “takım çalışması” ile ön plana çıktı.

Adanur, büyük küçük demeden herkesin ayağına gitti ve ekibini de gönderdi.

Kapalı Çarşı’yı boydan boya gezdi, dükkanlara girip hal hatır sorarken, arma sevdalılarının nakit ve altın desteğini de aldı.

Tıpkı, 13 yıl önce olduğu gibi…

İLK 2 AYDA BEKLENTİLERİ AŞTI

Gördüğüm kadarıyla…

Emin Adanur, ilk 2 ayda sergilediği “iş bitirici” icraatlarla, beklentilerin de üzerinde bir performans sergiledi.

İlk kez Bursaspor gibi büyük bir  spor kulübünü yöneten genç yönetici, yaşından daha olgun bir duruş sergiliyor.

Tabii, lig başlayınca, sıkıntılı anlarda neler yapacak hep beraber göreceğiz.

Bunlar benim gazeteci olarak izlenimlerim.

Şunu da belirteyim ki;

Bugüne kadar, dünya gözüyle herhangi bir mecliste denk gelip çay içmişliğim yoktur kendisiyle…

Sadece, kongre gecesi seçimi kazanınca, stattan canlı yayına almıştım.

Bir de çarşamba akşamı Timsah Arena’da Bursaspor Youtube kanalından yapılan canlı yayında aynı masaya oturup kendisine soru sordum.

RAHAT BİR SEZON GEÇİRMEK İÇİN…

Bu kampanyadan 30-40 milyon lira arasında bir gelir elde etmeyi hedeflediklerini dile getiren genç lider, tahtanın bir daha kapanmaması için; yapılandırılan borçların ödeme planına sadık kalınarak, zamanında ödenmesini amaçlıyor.

Tabii ki, aynı zamanda; eldeki kadronun, yeni transferlerin, teknik ekibin ve kulüp personelinin maaşlarını da düzenli ödemeyi hedeflediğini söylüyor Adanur…

Haliyle, bunun için de kulübün kasasında sıcak para olması gerekiyor.

Bu da hayatın gerçeği…

BU GEMİ DEMİR ALDIKTAN SONRA…

Bu güncel saptamaların ardından şunu söylemek istiyorum:

Eğer, lig başlayınca;

Yeşil-Beyaz Gemi’nin genç Kaptanı, 15 Ağustos’ta demir alıp, Süper Lig Limanı’na yanaşmak için 38 hafta sürecek uzun yolculuğa çıktığında…

Açık denizde fırtınalar koptuğunda, tayfalarını başarıyla sevk ve idare ederse…

Alabora olmamak için dümeni sağlam tutarsa...

Menzil-i maksuda erişebilmek için gerektiğinde küreklere de asılırsa…

Bu maceralı yolculukta, “lider ve güçlü” Kaptan özelliklerini devam ettirirse…

Kış aylarında engin denizlerde çıkan dalgaları, rotasından hiç şaşmadan sağ salim aşarsa…

Hele bir de nisan mayıs aylarında ufukta Süper Lig Limanı’nı görürse…

İşte, o zaman bütün mürettebat ve yolcular, “bu Kaptan tamamdır” der.

FIRTINALARI AŞ DA GEL…

Zira…

O meşhur sözde olduğu gibi;

“İnsanlar, Kaptanın; açık denizde karşılaştığı fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğiyle ilgilenir!”

Ne demişler; teşbihte hata olmazmış.

Velhasıl kelam;

Adanur;

Mayıs ayında lige dönüş kupasını; Er ve tayfasıyla birlikte havaya kaldırırsa, işte o zaman o da efsane liderler arasına girer!..