Bursaspor’u seviyorum çünkü

Bursa’da doğup-büyüdüm,

Bursa’da karnımı doyuruyorum,

Bursa’da yaşıyorum…

Biliyorum ki, yukarıdaki duygulara sahip olan herkes için

Bursa ve Bursaspor;

Bir şehri müdafaa hareketidir,

Dik durmaktır İstanbul’a karşı,

Bir isyandır,

Futbolda 16 Mayıslarda yapılan bir devrimdir…

Kolayı varken, zoru seçmektir aslında,

Bir tutkudur armaya karşı duyulan,

Ovanın yeşili, Uludağ’ın beyazıdır gönüllerde yaşattığımız

Babadan kalan bir mirastır, aldığımız son nefese kadar kollanan,

Bursa dışında 16 plakalı araçlara korna çalmaktır hissedilen,

Ülke dışına çıkıldığında, atkı ile poz vermektir,

Setbaşı’dır,

Irgandı Köprüsü’dür,

Ulucami’den, Yeşil’e uzanan yoldur,

Altıparmak’tan Atatürk Stadyumu’na yürümektir,

Kültürpark’taki sohbetlerin baş konusudur,

Şadırvandır,

Abdülkerim ve Fehmizat Bayraktar’ın bize emanet ettiği Ankaragücü’dür,

Amigo Yaşar’ın “Bir Baba Hindi”sidir kulaklarda çınlayan,

Teksas’ın “Kılıçlı Pankart”ıdır gözlerimizde aranan,

Sakarya’da gözyaşıdır dökülen,

Orhan’lar, Sedat 3’ler, Tulipan’lar, Biyediç’ler, Mususi’lerdir geçmişte yaşanan,

Hem Bursa’da, hem de Saraçoğlu’nda aynı anda yapılan “Timsah Yürüyüşü”dür,

Bir hafta boyunca evde, işyerinde, okulda yaşanan duyguların sebebidir…

Şampiyonluk görmeden yitirilen yürekleri anmaktır,

Kısaca,

Varlığımızın, yaşadıklarımızın, sevdamızın adıdır BURSASPOR…