Bursaspor birilerine heves mi, başkalarına model mi olmalı…
ELEPHANT BLUE PLATFORMU
Elephant Blue Platformu’nu daha önce hiç duydunuz mu?
Duymadıysanız kısaca kim olduklarını ve neden bir araya geldiklerini açıklamaya çalışalım.
Bundan yıllar önce futbol bugünkü gibi “endüstriyel” olarak değerlendirilmiyor, dolayısıyla transfer ücretleri başta olmak üzere, yayın gelirleri, taraftarlar, yönetimler, altyapı sistemleri gibi kulüplerin yönetimsel süreçleri tamamen “kulüp sevgisi ve aşkı” ile yapılıyordu.
Haliyle duygusal hareket edilip fazlasıyla hata yapılıyor, hatalar çekip gideni değil yeni gelen yönetimleri bağlıyordu. Bu süreçte takımın kadro kalitesinin düşmesi, sportif başarısızlık, artan borçlar, altyapıdan gelen oyuncu azalması, yayın gelirlerinde düşüş, marka değerinin gitgide azalması ve belki de en önemlisi o kulübe gönülden bağlı olan taraftarla kulüp arasındaki güvensiz ve soğuk ilişkiler giderek artıyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.
Buraya kadar anlattıklarım her ne kadar bizim gibi kulüpler için hala geçerli bir yönetim metodu olsa bile dünyaca tanınan kulüpler artık böyle yönetilmiyor. Kurumsallık anlamında son derece profesyonel, sportif, idari ve ekonomik anlamda CEO’larca yönetilen, günümüz futbol endüstrisine uygun olarak hızla büyüyen dev şirket halini aldılar. Tabi ki bu süreç bir anda yaşanmadı ve belki bugün Bursaspor’un geçtiği süreçten birçok önemli kulüp de bir şekilde geçti. Bir kısmı tekrar büyüdü, bu büyümeye ayak uyduramayanlar ise çok ama çok gerilerde kaldı.
Futbol ekonomisi, Rus, Çin ve Arap sermayesiyle her sene biraz daha artarak devam ediyor ve nereye kadar gideceği de bugün hiç kimse tarafından bilinmiyor. Çünkü bundan 15-20 sene önce Avrupa’da rekor transfer ücretleri 8-10 milyon euro iken bugün 250-300 milyon eurolara ulaşması çılgınlıktan başka bir şey değil.
BARCELONA…
En başta bir ifade kullanmıştım… Elephant Blue Platformu…
Yukarıda anlatmaya çalıştığın yönetimsel süreçlerin belki de en kötülerin birisini yaşayan kulüp, bugün başarıdan başarıya koşan Barcelona’dan başkası değil. 90’ların sonuna doğru 2000’lerin başlarında kulüp o kadar kötü yönetiliyor ki, kupayı bırak almayı kenarından bile geçemiyorlar, kadro sıradan bir Avrupa kulübü kadrosu, ekonomik anlamda borç içinde, taraftar maçlara ilgi göstermiyor, ürün satışları son derece düşük ve hepsinden daha kötüsü mevcut başkan kulübü o kadar kötü yönetip borçlandırıyor ki başka biri yönetmeye cesaret edemesin ve hep kendisi başkan olarak kalsın istiyor.
İşte şehirde aidiyet duygusuyla hareket eden bir kısım “profesyonel taraftar”; mevcut başkanların kulübü çok kötü yönettiğini, gereksiz borçlar yaptıklarını, ekonomik anlamda girilen darboğazdan mevcut anlayışla çıkmanın mümkün olmadığını dillendirmeye başlıyor ve kulübü başlarda dikkatle takip ediyorlar. Gittikçe artan başarısızlık ve taraftarın kulüple olan bağının kesilmesi noktasına kadar varıyor ve bu noktada sadece yönetimlere bir model üzerinden akıl veren, doğruyu göstermeye çalışan ve aktif yönetimin içinde olmayacağı düşünülen Elephant Blue Platformu’nun 2003’teki seçimlerde iş başına gelerek Barcelona’nın yeniden doğuşunu ve bugünlere kadar şahlanışının hikayesinin başlangıcına imza atıyorlar.
Bu başlangıç için neler yapıldı, ne gibi önlemler alındı, acil reçeteler, projeler, kalıcı gelir kaynakları, büyüme hedefleri gibi birçok konuda acil eylem planı hazırlanarak hayata geçirilmesi ayrı bir yazı konusu ama az çok anlaşıldığı gibi tüm bunlar çok ciddi bir şekilde hayata geçirilince başarı da kendiliğinden geliyor.
BİZDE DURUM NASIL…?
Bursaspor’da önümüzdeki ay genel kurul var ve şu ana kadar ciddi anlamda sadece bir isim adaylığını açıkladı. Mevcut başkanın tekrar aday olup olmayacağı henüz belli değil ve başka adaylar da çıkar mı henüz bilmiyoruz.
Kulüp yönetimlerinin alt başlıklarını es geçerek sadece ana başlıklılarıyla değerlendirdiğimizde ekonomik, sportif ve idari olarak yeni gelecek başkan ve yönetimlerden beklentimiz haliyle çok büyük.
Her ne kadar saha içi ve futbol takımının başarısı ana belirleyici gibi dursa da; mali yapının düzeltilmesi, kalıcı gelir kaynakları, sponsorluklar ve diğer gelir arttırıcı projeler, kulüp çalışanlarının hakları ve sosyal iletişim kaynaklarının yönetimi, şehrin tekrar Bursaspor paydasında birleştirilmesi, taraftar ile kulüp arasında esen soğuk rüzgarların bitirilmesi, ürün ve kombinelerin taraftara daha gerçekçi olarak satışı, mevcut futbol iklimine adaptasyon ve Bursaspor markasının tekrar ivme kazanması, kısa vadede ulusal anlamda atılımlar ve uzun vadede Avrupa’ya entegre olmuş bir kulüp ve yönetim biçimi, altyapının verimli ve sistemli bir şekilde kullanılması, scouting gibi bir çok konuda beklentilerimiz var.
Evet, bazen alınan bir galibiyet bile birçok şeyi unutturuyor ama günümüz futbolunda modern anlayışı yakalayamayan kulüpler yavaş yavaş eriyor ve bir bir yok oluyor.
Belediye Başkanından arsa, milletvekilinden destek, sanayiciden para, taraftardan kombine, federasyondan avans isteyerek kulüp yönetme çağı geçti geçiyor…Her türlü gerçeği kabullenip uzun soluklu bir “yeniden doğma” sürecini başlatmazsak kimin geleceği veya kimin gideceğinin hiçbir önemi kalmaz.
Bunları artık birilerinin yapması gerekiyor ve taşın altına elini sokması gerekiyor. Görülüyor ki kulüp yönetmek için işadamı olmak veya takıma gönülden bağlı olmak yetmiyor, bu süreç fazlasıyla profesyonel ve tecrübe isteyen bir konu ve en azından şahsım mevcut adaylardan ve yeni çıkacak adaylardan daha gerçekçi ve ayakları yere basan açıklamalar ve projeler bekliyorum. Aksi takdirde çok yakın bir zamanda Elephant Blue Platformu (mavi fil) gibi Green Crocodile (yeşil timsah) Platformu bir şekilde bu şehirde teşekkül edecektir.
Eğer mevcut işleyişe devam edecekseniz lütfen hiç zahmet etmeyin…
İki tane dünya yıldızı futbolcu ve tabanca gibi takımdan çok daha acil ihtiyaçlarımız var bizim…
Bunu Türkiye’ye uygulamak ne yazık ki biraz zor.Çünkü Avrupalının mentalinde etik değerler yatıyor.Siz bugün bunu Bursaspor a uygulamayı deneseniz başta çorbacılar karşı çıkar muslukları kesilecek diye.Sonra siyasiler karşı çıkar rantları ve oyları gidecek diye.En son da bu Ali ay ve yönetimi karşı çıkar paramı geri alamayacağım diye.İyi hoş güzel de nasıl batının demokrasisi orta Doğu’da uygulamıyorsa bu da bence uygulanamaz.Keske uygulansa ama kültürler farklı o yüzden imkansız demeyelim ama zor bence.
Neyin demokrasisi, neyin batısı, neyin kafasını yaşıyosun, burada bahsettiği çok açık
kulübüne bağlı olan taraftar gruplarının, kötü yönetilen takımına sahip çıkması,
nasıl yönetileceği konusunda adeta ders vermesi, bunu yapacak olan taraftar organizasyonumuz
bence oluşmaya başladı, bu ekibin içinde ÜNİTİMSAH çok önemli rol oynayacaktır,
mesela ben Mali konularda Bursasporuma çok iyi katkı koyacağıma inanıyorum,
hiçbir ücret istemeden, tüm mali verilerini çıkartıp, doğru şekilde kayıt altına alınıp,
gerçek Mali tabloyu tüm şehre sunmak isterdim, bu fırsatı yakalamak için
kendimize güvenmeliyiz, taraftar grupları birleşip kulübün artık bize ihtiyacı olduğunu
düşündüğümüzde göreve gelmeliyiz
Mevcut konjukturde,mevcut taraftar profili ve kent dinamikleri ile ne yazık ki sizin dediğinize katılamıyorum.Siz bugün bu işin başı unitimsah olacak deseniz,karşınıza dikilecek sürüsüyle radikalci,texasci vs adam çıkar.Birligi saglayamadiginiz her nokta da kaybetmeye mahkumsunuz.Bir diğer yandan zaten bölünmüşlüğünüzü siyasi kanatta destekleyecektir.Çünkü birlik olmuş bir taraftar grubu en çok onların işine gelmez.Keske herkes sizin gibi düşünüp unitimsah liderliğinde bu işe evet dese ama yine söylüyorum mevcut (kurumsallaşmadan bir haber) taraftar profili ile,mevcut şehir dinamikleri ile ve mevcut siyasi yapılanma ile bu dedikleriniz bana göre gerçek anlamda çok zor.İmkansiz diye bir şey yoktur ancak siz bu üç ayağı saglamlastirmadan gidip biz unitimsah olarak yonetime geleceğiz derseniz ben de size bu halden uyanın diyebilirim.
Aynen katılıyorum. Türkiye de bu işler çok zor hatta imkansız. Birincisi işin siyasi boyutu var. Son zamanlarda seçilenlerin tamamı siyasi destekli seçiliyor. Ona rağmen sponsor bile bulamıyorlar. İkincisi biraz başarılı olduğunu gördüler mi, hemen ayağını kaydırma çalışmaları başlıyor. Tff ve basını da yenmen gerekli. Bunların haricinde taraftar grupları var ve net ortaya çıktı ki başlarındakiler birşey demeden hiçbir şey yapmıyorlar ve neredeyse tamamı faydasız ve menfaat üzerine çalışıyor. Adaletin olmadığı yerde böyle işleri başarmak çok zor. Bursaspor u ne hallere düşürdüler doğru düzgün tepki bile olmuyor. Bu taraftarın böyle oluşumlar.yapmasını beklemek bir de Türkiye şartlarında çok zor. İnşallah böyle birşey olur da her türlü destek veririz.
Çok doğru bir yazı olmakla beraber bir geçiş dönemi olması gerekiyor.Bu dönemi de Bursaspor’umuzu seven ,gönülden bağlı ,vizyonu olan profesyonel yönetim kadrolarını kuracak bir başkana ihtiyaç var.Bugün için Ahmet BOZDEMİR aday inşallah daha iyisi aday olur.Ancak başka aday da yok ise iztemezükçü davranamayız.Taşın altına elini sokmak isteyenleri de küstürmemeliyiz.İyi bir sportif direktör yönetiminde , 25 kişilik kadroda 10 alt yapıdan gelen , 6-7 Türkiye liglerinde oynamakta ve aşama kaydetmeye hazır futbolcu ve 6-7 de iyi yabancı ile kadro oluşturulmalıdır.Bu kadroyu da iyi harmanlayacak ,kondüsyon verecek,hırslı ,camiamızın kabul edeceği kredibilitesi olabilecek ligimize adapte olabileecek bir teknik direktörle uzun vadeli anlaşılmalıdır.
şuan öyle bir durumdayım ki ali ayın karşısına ceket çıkarsanız cekete oya verip çeketi destekleyecek haldeyim. yeter artık. borç artıyor iki yıldır ligden düşme korkusu. bu ne ya.
Mükemmel bir yazı olmuş. Bursaspor un kurtuluş reçetesi kesinlikle gerçekçi hedefler ile Akılcı yönetici kadrosu ile hareket etmek. Projeleri zamanla hayata geçiren , tekrar güven sağlayacak aday kesinlikle göreve getiilir. Ne Ali ay ne Bozdemir şuan için bunu yapacak güveni saglayamazlar
Hep yazıyorum buraya, başka çaresi yok…
Şahane bir fikir şiptar rumuzlu renkdaşımın dediklerine aynen katılıyorum. Ve kendi sine teşekkür ediyorum. Bakın Birlikten kuvvet doğar daha neyi bekliyoruz. Küme düşmeyimi bekliyor uz? ?? Şiptar dostum senin yazdığın yazının üstüne yazı yazmam.Kendime ve sana saygısızlık yapmış olurum. Eline yüreğine sağlık.
Benim nacizane fikrim.bir devrime baslamak gerekiyorsa once arkasindan yurunecek bir lider gerek buda sadece dogaclama olacaktir.once biz taraftarlar olarak adim atmaya baslayalim dogal olarak bir lider cikacaktir.lakin once su corbaci diye tabir edilen amigolar bir kenariya cekilmeli bence tirbunlerin ve kulubun corbaci.menfaatci cikarci guruplardan bir an once kurtulmasi gerekiyor nedeni ise akli basinda hic bir taraftar bu adamlarin pesine takilmaz zaten bu adamlar yuzunden tirbunler gittikce bosaliyor.
Barcelona 1993 ile Bursaspor 2018 benzer durumda (hatta bizim borçlar çok daha kötü). 1993’te Sadece 1 yıldız ve etrafında asker oyuncular ile hedefleri küçültüp, Kurumsal organizasyon/mali yapıyı düzeltmeye çalışan 5 profesyonelin girişimi Mavi Fil. Sonuç, beklediklerinden çok daha iyi kabullenme/birliktelik/kenetlenme ve altyapı hamleli çıkış. Bursaspor bunu yapmak zorunda. 1) Tüzükte yazılan Stratejik Planlama yapılarak, Kurumsal Yönetim Modeli (Mali-İdari ve Sportif yapı) oluşturulmalı (Yönetim bu konuda adım atmadı şu ana kadar!), 2) Sadece Bursasporun değil, Bursa ve hatta Güney Marmara’nın Amatör futbol altyapısını yeniden organize edecek yapı (ve mali kaynak sağlanmalı) oluşturup, gerçekten İyi-Eğtimli-Direkt katkı verecek Bursasporlular çıkaracak Yeni Altyapı Modeli , 3) Taraftarlar ile İletişimi de sağlayarak, Gerçekleri paylaşan-paylaşımcı-şeffaf-Herkesi ikna eden Yönetim yapısı şart. Başka Bursaspor yok. Basketboldaki Başarıyı/Organizasyonu futbolda da yapmalıyız.
Ali ay ın süpriz bekliyodu işte olsu ibrahim burkay btso başkanı yeniden oldu şimdi ali ay rahata koydu sırtını kesin bu hafta açıklar başkanlığını
Mavi fil değil yeşil TİMSAH platformu olsun bize yeter
barcelona 90 yılların sonunda 2000 baslarında 8 lig şampıyonluğu,1 sampiyonlar ligi sampiyonluğu ve sayısız kupa almıştır.şakamısın arkadaşım sabah sabah,yazdıkların dana fikri doğru olabılır ama yanlış bilgi veriyorsun.
Barcelona’nın 1999-2000-2001-2002 ve 2003 yıllarını hatırlamıyorsanız güvendiğiniz internet sitelerinden veya kaynaklardan öğrenebilirsiniz. Ayrıca 111 yıl sonra formaya alınan ilk göğüs reklamının hikayesi de konuyu kısmen anlatır..
Sayin yazar, 91 92 93 94 96 99 2005 2006 sampiyonluklari o arada gelen koemanli sampiyon ligi sampiyonluklari romaroi laudrup stoickovlu kadrolar ve en onemlisi 25 yildir hic bos gormedigim en az Bursaspor kadar takip ettigim Barcelona noucamp tribunleri, yoksa ana fikrine katiljyorum sadece itirazim ornek barcelona gosterilmesi, forma reklamj olayi ise cok cok yeni , Barcelonanin tarihsel surecini anlatan cok kitap okudum. Amacim polemik yaratmak degil saygilarimla