Bizim çocuk

Dün akşamdan beri “Bizim Çocuk” ile alakalı herkes bir şeyler söylüyor, herkes bir şeyler yazıyor ama kuşkusuz en güzeli “Hayat rotasını İstanbul aktarmalı değil de doğrudan Avrupa’ya çevirmiş olan adamın çeviremeyeceği maç yoktur.”  Ne kadar güzel bir tabir olmuş deyim yerindeyse cuk oturmuş. Aynı cümle içerisinde Hem Bursamızın önemi, hem İstanbul’un bu kadar abartılmaması gerektiği, hem de Bizim Çocuğun karakteriyle, ahlakıyla, cesareti ile daha bunun bir başlangıç olduğunu mükemmel ortaya koymuş.

Birkaç kelam da ben etmek istedim Enes kardeşim sana,

Nasıl bir insansın be güzel kardeşim sen?  Lig boyunca 11 gol yemiş takıma 15 dakikada 2 gol atıyorsun ve maçtan sonra senin gibi futbolcu olan “Yol Arkadaşı”na sarılıp elinde poşetinle sanki koskoca Atletico Madrid’i tek başına sen devirmemişsin gibi ağır ağır yürüyorsun…

Doyamadık sana biliyor musun? Efsane Batalla’nın pasıyla Galatasaray’a daha 16 yaşında attığın gol ile Türkiye Liglerinin en genç gol atan futbolcusu olduğun gün seni yaşamaya başlamıştık aslında.

2012 yılında henüz daha 15 yaşında bir çocuk iken aklımıza kazınmamızı sağlayan “Yenilgilerin en onurlusunu yaşarken de, Sakarya da küme düşerken de Bursaspor’lu olmak başkadır” sözünü ve “Başkasın Bursaspor, Başkasın Bursa Atatürk Stadı” yazını nasıl unutalım?

18 yaşına yeni girmiştin ki büyük bir cesaret örneği gösterip, İngiltere’nin yolunu tuttun, o yaşta bir çocuğun omuzuna yüklenmeyecek kadar büyük bir yük, koca Bursa’nın yüküyle.

Giderken daha sonrasında Vakıfköy Altyapı Tesisleri’nin girişine asılacak olan, aslında bize veda değil de teşekkür ettiğin o mektup nasıl da küçük ama yüreği büyük bir adam olduğunu bize o gün tekrar gösterdi.

Artık seni uzaktan izliyoruz, biliyoruz içinde bulunduğumuz konum gereği sen artık bizim ulaşamayacağımız büyük bir yıldızsın.

Ayrıca biz artık senin sadece abin değil aynı zamanda hayranınız, hem de her manada sana hayranız. Futbol piyasasının sözüm ona adamlardan geçilmediği bu dönemde 1997 doğumlu bir çocuk olarak en büyük adam sensin bizim gözümüzde

Ve son olarak; Bak Bizim Çocuk!

Hayat görüşünle, öğrenme yetilerinle, ahlakınla, özel hayatınla hatta ve hatta o güzel gülümsemenle sen çok farklı bir detaysın, aman diyeyim kirli akvaryumlara girme, Uludağ’ın temiz havasından da vazgeçme. Sözün var bize unutma Dünya klasikleri arasına girecek bir hikaye yazmak için gittiğin bu şehre; bir gün bu hikayenin imzasını atmak için geri döneceksin. Heyecanla bekliyoruz, dualarımız seninle olacak BİZİM ÇOCUK…