Bir maçtan fazlası
Her şey var… Vurdu, kırdı, ahlar vahlar… Vurdu, kırdı kısmı maçtan önce yaşandı dün İstanbul’da. Takım maç saatini beklerken otel önünde yumruklar konuştu. Ahlar, vahlarsa uzun süre hafızalardan silinmeyen 90 dakikada… Motivasyon ve adrenalinin tavan yaptığı bu karşılaşma uzun zaman hafızalardan silinmeyecek. ‘İnönü’de yalnız’ olmalarına karşın, birçok sürpriz ismi içinde barındıran kadrodaki futbolcular ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Öne de geçti. Ama ne olduysa devre arasında oldu. Tıpkı Twente’deki gibi iki dakikada gelen o iki gol geceye karabasan gibi çöktü. Anlamsız bir şekilde geriye yaslanmanın sonucuydu bu yenen iki gol… Futbolun temel kurallarını bu dakikalarda hiçe saydı Bursasporlular… O dakikalarda futbolcuların vücutları sahadaydı. Fakat akılları yenmek için değil, yenilmemek için çalıştı. Kim bilir? Belki de böyle çalışması istendi… Buna rağmen yılmadı Bursasporlular… Hem de devreye giren Fırat Aydınus’a rağmen… FIFA kokartıyla Türk futbolunu dünya arenasında temsil eden Aydınus kendisiyle ilgili istatistikleri boşa çıkartmadı. Verdiği penaltıyla rengini belli etti. Son saniyelerde Ferhat’ın kaçırdığı pozisyon gol olsa bu skoruyla tarihe geçen maç, bu kez tıpkı 1980’deki 5-0’lık tarihi hezimet gibi silinmemek üzere hafızalara kazınacaktı. Ama olmadı. Uzatmanın anlamı yok… Yokluğunu her dakika benliğimizde hissettiğimiz Atatürk’ün son nefesini verdiği Dolmabahçe’ye iki adım mesafede bir maçtan fazlası vardı dün gece İnönü’de…
Süha Gürsoy
Bursa Hakimiyet
————————————————————————————————————————————————————————-
Bu futbol kimseyi aldatmasın
Bursaspor dirençli ve saldırgan bir futbol ortaya koydu… Peki bu takım Kasımpaşa maçında neredeydi? “Açıkçası Bursaspor’un Fenerbahçe karşısında dirençli futbol oynayacağı belliydi… Trabzon ve Beşiktaş’a da aynı istekle top oynanacak… Belki aradaki Kasımpaşaspor maçı için futbolcular; ‘Fener’e Trabzon’a iyi oynadık be yeneriz biz bu Kasımpaşa’yı’ deyip konsantrasyon sorunu yaşarlar” 20 Ekim’deki Fenerbahçe maçının ardından aynen bunları yazmıştım… Dünkü maça baktığımızda 10 dakikalık geriye yaslanma ve art arda 2 gol yeme hastalığı hariç Bursaspor dirençli ve saldırgan bir futbol ortaya koydu… Peki bu takım Kasımpaşa maçında neredeydi? Hemen söyleyelim: İleride… Fenerbahçe, Trabzonspor ve Beşiktaş karşılaşmalarında genelde topu rakibe verip, sahanın her alanında baskı yapan ve mücadele veren bir takım vardı… Ancak geçen haftaki Kasımpaşa maçında rakip Bursaspor’a aynı görevi verince sıkıntı yaşadı… Çünkü 2010 yılından bu yana Timsah kapalı savunmayı aşamıyor… Beşiktaş karşılaşması da söylendiği gibi çok kaliteli ve üst düzey bir maç değildi. Sadece heyecanlı ve savunmaların döküldüğü bir karşılaşmaydı… Şimdi sırada Mersin mücadelesi var… Açıkçası oynatmamaktan çok oynamayı seçen bir takım… Tek kale bir maç olmayacak gibi gözüküyor… Burada da Bursaspor’un ikinci sorunu devreye giriyor… “Biz İstanbul’da Beşiktaş’a kök söktürdük, Mersin’i rahat yeneriz” zihniyeti… Kazanılan her önemli puanın veya olumlu futbolun ardından gelen acayip puan kayıpları da işte bu zihniyetin eseri… Tabii ki inişli, çıkışlı futbolun da… İşte bu yüzden Ertuğrul Sağlam’ın çözmesi gereken iki sorunu var… 1- Takımın kapanan ekiplere karşı çaresiz kalması. 2- Futbolcuların bazı rakipleri ciddiye almaması.
Tolgay Ataokay
Bursa Hakimiyet