Başkan Çelik’ten gündeme dair..

Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Bursa Haber TV’de Cihat Özkan‘ın konuğu oldu. Tüm gelişmeleri ve 4 aylık süreçte yaşananları anlattı.

İşte Başkan’ın sözlerinden bazı satırbaşları;

Bursaspor bizim hayatımızda her zaman bir gündem maddesiydi. Hep sohbetlerde deniyordu “Gençsin Bursasporlusun” diye. Arkadaşlar da istekliydi bu işe el atmamız konusunda. Ben de hep şehirde bir istek olması lazım diyordum. Tamam taraftarımız her zaman sahip çıkar da yukarıda da bir birliktelik olması lazım. O zamanki Divan Kurulu başkanımız Galip Sakder, Tarık Çapçı, Enbiya Topal ile sürekli görüşüyorduk ama kısmet devre arasında değil düştükten sonra oldu. Her şeyde bir hayır vardır. Bazen dibi görmek daha yüksek bir ivmeyle yukarı çıkmak için daha hayırlıdır ben önümüzü açık görüyorum.

Hayatımda ilk kez girdiğim bir işte tam anlamıyla rasyonel değil bir miktar da kervan yolda düzülür mantığıyla girdim. Tabii ki burada mantığımı kaybetmemin en büyük sebebi Bursaspor duygusallığıdır.

Transfer tahtasının tüm maliyetleriyle 430 milyon liraya yaklaştığını gördük. Biraz karamsar bir süreç yaşadık. Birçok isimle henüz göreve gelmeden görüştük. Başkan olduktan sonra daha fazla uğraştık. Nasıl olsa açılacak diye düşündü bazı isimler. Ama niyetimiz temiz olunca Allah da yardım etti. 220-230 milyon lira civarına pazarlıklar bitti. İki tane yabancı oyuncunun dosyası tahtada yoktu. İlerleyen süreçte bunlar ara ara tahtaya girebilirler. İnşallah anlaşıp kaldırırız. 430 milyon liralık ana yükü 160 milyon liralık nakit ödeme, 70 milyon liralık çek ve bir miktar da Süper Lig‘e çıkınca ödeyeceğimiz primle halletmiştik olduk.

1.6 milyar lira borcumuz vardı. 430 milyon liralık tahtayı kapattık. Benzinlik satışından da 170 milyon liralık bir rakam şuan icra dairesinde sıra cetveli yapılıyor. Oradan alacaklılara dağıtılacak. 130 milyon liralık vergi borcumuzun 110 milyonu buradan kapanacak. Vergi borcumuz %90 oranında azalacak. Bunu yapılandırmazsak 2.Lig’de puan silme cezasıyla karşılaşacaktık. O yüzden çok iyi oldu bizim için. 170 milyondan kalan kısımdan 45 milyon da bankalara gidecek. Böylelikle borcumuz 1 milyar liranın altına inecek bunun 600 milyonu eski yöneticilere. İnşallah Bursaspor‘un borcunun yarıya yakınını kapatmış olacağız. Yılbaşına kadar bu noktaya geleceğiz diye düşünüyorum.

Mevcut kadronun 100 milyona yakın maaş ve maç başı ödemeleri var. Bunun %50’sinden fazlasını nakit olarak ödedik. Örneğin 5 lira istiyor futbolcu, siz bunun çoğunu nakit ödediğiniz zaman otomatik olarak talep aşağıya iniyor.

En büyük yönetici borcu Ali abimize.. Onunla da görüştük ama detaylı görüşmedik çünkü sırayla gidiyoruz. İnşallah yöneticilerle de oturacağız bizim de talebimiz olacak. İyi niyetle veya kötü niyetle takım buraya gelmiş. Bugün Süper Lig’de olsak 300 milyon lira bandında federasyon ve iddia geliri olacaktı şuan bu 10 milyon lira bile değil. Bu insanlar kötü yönetti diye bunu demiyorum neticede herkesin bu geldiğimiz durumda bir payı var.

Kolu 5 milyona vermişiz, sırt 10 milyona, göğsü 22 milyona, tozluk 1 milyon civarı, şimdi şortu da inşallah iyi bir rakama vereceğiz. Stad ismi için de görüşüyoruz. Ben Süper Lig’deki takımlara baktım, Süper Lig’deki 7-8 tane takımın önünde vermişiz bu reklamları. Bir de düşünün Süper Lig‘de olsak kaça verecektik… Bursaspor‘un marka değerinin bu noktalara inmesi bizim elimizi kolumuzu bağladı. Burada herkesin bir payı varsa tabii ki biz de diyeceğiz ki abi borcundan şu kadarını feragat edersen şöyle bir anlaşma yapalım gibi insanlara gideceğiz. Ben umutluyum herkes bir şeyler yapmak istiyor.

Biz yönetim olarak 200 milyon lira verdik. Bu paranın tamamı hibe edildi, bu paralar valilik onaylı bağış hesabına geldiği için zaten geri alınması mümkün değil.

Biz 40 bine oynadığımız zaman öyle gelirler gelir ki… Zaten 4 milyon lira civarı bilet geliri oluyor, Store o gün 2 milyon lira ciro yaptı. Maddi manevi en büyük destek o stadın dolması. Bu bizim şehir dışında yaptığımız ziyaretlerde göğsümüzü kabartıyor.

Transfer dönemi başında futbolla ilgili olan yöneticilerimizle bir WhatsApp grubu kurduk, aramızda hep istişareler yaptık, oyuncularla FaceTime görüşmeler yaptık. O 5-6 kişi her şeyi açık olarak konuştuk. Sonra aramıza Hocamız da dahil oldu. Herkesin niyeti iyi, yanlış işlere tevessül edecek kimse yok. Herkes bize gelmek istedi ve 16 tane transfer yaptık.

Biz Batalla gelmeden transferlerin bir kısmını ona söyledik. Hatta bir tane orta saha vardı. Bize “Kucağımda çocukla saatlerce izledim iyi oyuncu” dedi. Hocanın hiç bir kompleksi yok. Biz hocanın önüne getirmeden o oyuncunun geçmişteki hocalarıyla dahi görüştük. Her açıdan değerlendirdik. Maddi açıdan da ekstra bir talebi yoksa hocaya ismini verdik. Hoca zaten hangi oyuncuyu verdiysek iyi dedi, kendisi de isimler verdi o isimleri de almak için gayret ettik. Ama Arjantin’den gelince yüz-yüze olunca daha iyi oldu iletişimimiz.

Pablo’yu ikna etmek için uğraşmadık. Pablo’nun bize sorduğu tek soru transfer tahtasını açacak mısınız oldu. Biz de açacağız dedik ve başka bir şey konuşmadık.

Bizim kalıcı gelirle ilgili uğraşmamıza Belediye Meclisi’nde “2 ay daha bekleseniz ne olur” denildi. Biz 2 ayda neredeyse borcu yarı yarıya indirmişiz bu kadar emek harcamışız “2 ay daha geçse ne olur” denir mi? Bursaspor‘u bilseniz bunu demezsiniz. Ben bunun art niyetli söylendiğine inanmıyorum sadece o an birbirimizi anlamadık. O meclis toplantısını Yönetim Kurulu olarak beraber izledik. O an biz ona bozulduk, insanlar evine gitmedi işini ihmal etti… 2 ay ne olacak dendi mi olmuyor.

Balık baştan kokar. Yukarıdan itibaren oyuncular başkandan yöneticisine samimiyeti gayreti görürse futbolcular bundan etkilenir. Bir futbolcumuz bana X takımda 4 milyon lira alıyordum 1 milyonunu yöneticilere veriyordum dedi. Bu oyuncular böyle bozuk düzenden sonra böyle samimi bir Yönetim profilini görünce ve Hocası da kendisi ön plana çıkmamak için tezahüratlarda sonradan seyirciye el sallayan biri olunca bu futbolcuyu etkiliyor ve tümden bir birlik beraberlik oluşuyor.