Burda mühim bir konu, bir kişiyle olucak iş değil. Ilişkiler çok mühim. Işini bilen insanlar birleştiği an bir ordu gibi yürümek başarıyı getirecekir. Herşey konuşarak saygıyla soğuk kanlı bakış ile çözüm ve çözümler üretmek.
Oturup yayın videosunu dikkatle izledim. Çıkarım ve gözlemlerim şudur: 1. Divan Başkanı Galip Sakder, fırsat bu fırsattır deyip masanın başında duran en büyük koltuk olan ve Kulüp Başkanlık makamı olan koltuğa oturuyor ve şu anda Bursaspor Kulübü’nün Başkanı olan, kendisinden yaşça büyük olan ve de Bursaspor’un efsane kaptanı olan Başkanımız Sinan Bür’ü, yan tarafta kendisinden çok daha alçak konumndaki bi koltuğa oturtuyor. Bu durum en basit tabirler siyasi mastürbasyondur. Ve Galip Sakder esefle kınanmalıdır 2. Enes Çelik’i konuya çok uzak ve tedirgin gördüm. Hayatının hiç bir döneminde içinde bulunmadığı bir camiaya, sırf Faruk Çelik’in oğlu olması hasebiyle başkan yapılmak istenen bu genç aday, etrafına ve çevresinde ilk kez gördüğü insanlara merakla, şüpheci gözlerle bakarken, konuşma metnini de kağıttan okudu. Konuyla hiç alakası olmadığı için muhtemelen Tarık Çapçı tarafından kaleme alınarak kendisine verilen uzun metni ayakta değil, oturarak okusam daha iyi olur diyen Enes Çelik, adeta bir ilkokul öğrencisi heyecanıyla okuduğu metinde yine borçları anlattı. Ben hiç heyecanlanmadım, Allah Bursaspor’umuzun yardımcısı olsun.
mesela neye göre ”bir bilen!” UEFA sayfalarında makaleleriniz mi yayınlandı? futbolun tekniği, taktiği ve etiği konularında kitaplarınız vardı da bizim mi haberimiz olmadı.
1- oturma düzeni ile alakalı prosedürü bilmiyorum. bu konu pek gündeme gelmediği için sanırım yaşananlarda bir sıkıntı yoktur.
2- ben senin aksine başkan adayımızı çok samimi ve dürüst buldum. bu hali vücut diline ve yüzüne de yansıyordu. söylediklerinde abartı yoktu. hayal satmıyordu. şikayet değil icraat makamına geleceğini, karşılaşacağı ve yaşayacağı zorlukları biliyor gibiydi.
bize düşen yeni yönetime sadece destek olmak. şayet pragramında ve uygulamalarında hatalar görürsek bunları yeri ve zamanı gelidiğinde yapıcı bir şekilde hatırlatmaktır.
Burda mühim bir konu, bir kişiyle olucak iş değil. Ilişkiler çok mühim.
Işini bilen insanlar birleştiği an bir ordu gibi yürümek başarıyı getirecekir. Herşey konuşarak saygıyla soğuk kanlı bakış ile çözüm ve çözümler üretmek.
Oturup yayın videosunu dikkatle izledim. Çıkarım ve gözlemlerim şudur:
1. Divan Başkanı Galip Sakder, fırsat bu fırsattır deyip masanın başında duran en büyük koltuk olan ve Kulüp Başkanlık makamı olan koltuğa oturuyor ve şu anda Bursaspor Kulübü’nün Başkanı olan, kendisinden yaşça büyük olan ve de Bursaspor’un efsane kaptanı olan Başkanımız Sinan Bür’ü, yan tarafta kendisinden çok daha alçak konumndaki bi koltuğa oturtuyor. Bu durum en basit tabirler siyasi mastürbasyondur. Ve Galip Sakder esefle kınanmalıdır
2. Enes Çelik’i konuya çok uzak ve tedirgin gördüm. Hayatının hiç bir döneminde içinde bulunmadığı bir camiaya, sırf Faruk Çelik’in oğlu olması hasebiyle başkan yapılmak istenen bu genç aday, etrafına ve çevresinde ilk kez gördüğü insanlara merakla, şüpheci gözlerle bakarken, konuşma metnini de kağıttan okudu. Konuyla hiç alakası olmadığı için muhtemelen Tarık Çapçı tarafından kaleme alınarak kendisine verilen uzun metni ayakta değil, oturarak okusam daha iyi olur diyen Enes Çelik, adeta bir ilkokul öğrencisi heyecanıyla okuduğu metinde yine borçları anlattı.
Ben hiç heyecanlanmadım, Allah Bursaspor’umuzun yardımcısı olsun.
mesela neye göre ”bir bilen!”
UEFA sayfalarında makaleleriniz mi yayınlandı?
futbolun tekniği, taktiği ve etiği konularında kitaplarınız vardı da bizim mi haberimiz olmadı.
1- oturma düzeni ile alakalı prosedürü bilmiyorum. bu konu pek gündeme gelmediği için sanırım yaşananlarda bir sıkıntı yoktur.
2- ben senin aksine başkan adayımızı çok samimi ve dürüst buldum. bu hali vücut diline ve yüzüne de yansıyordu.
söylediklerinde abartı yoktu. hayal satmıyordu. şikayet değil icraat makamına geleceğini, karşılaşacağı ve yaşayacağı zorlukları biliyor gibiydi.
bize düşen yeni yönetime sadece destek olmak.
şayet pragramında ve uygulamalarında hatalar görürsek bunları yeri ve zamanı gelidiğinde yapıcı bir şekilde hatırlatmaktır.