Bursaspor’a ‘Çelik’ dokunuş!

Bursaspor’da başkan adayları netleşti.

Adaylık başvurularında kulübe bağışlaması istenen cüzi miktar bağışı bile “Gerek görmediklerini” ifade edip reddeden iki adaydan bahsetmeye ben de gerek görmüyorum açıkçası

O yüzden ciddiye alınacak asıl adaydan devam edelim.

Bursaspor Camiasında Uludağ Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Enes Çelik’in başkan adaylığı büyük heyecana ve mutluluğa neden oldu.

Zira her geçen gün düşen başkanlık ve yöneticilik çıtası Enes Çelik ismi ile birden yine yükselmişti.

Gerek kendisinin konumu gerekse kulaklara gelen oluşturduğu yönetim kurulu bunu sağladı.

Gerçekten yıllardır camiada böyle bir olumlu hava esmemişti.

Şampiyonluktan beri desek yeri var.

Şimdi sürecin başlarına yani 6 ay öncesine sizi götürmek istiyorum.

Kasım ayının ortalarıydı.

Bursaspor Kongre Üyesi Enbiya Topal arayıp “Tarık Abi, Uludağ OSB Başkanı Enes Çelik’le bir süredir istişare ediyoruz, başkan adaylığı söz konusu. Ben başarılı olacağına inanıyorum. Ancak bazı konularda soru işaretleri var. Seni yazılarından tanıyor. Bir de sen gelip tanışsan ve görüşlerini söylesen çok iyi olur” demişti.

Tabii ki söz konusu Bursaspor olunca soluğu Uludağ Organize Sanayii Bölgesi’nde almıştım.

Başkan Enes Çelik’le tanışır tanışmaz hemen Bursaspor konulu sohbete başlamıştık bile.

O görüşlerini, planlarını, projelerini ve kafasındaki soru işaretlerini aktarıyor, ben de kendisini, tespitlerini dinliyor hem de yeni tanıştığım için kendisini kendimce analiz ediyordum.

Yaklaşık iki saatlik konuşmamızda 39 yaşındaki işadamı ve sanayi bölgesi başkanının Bursaspor’u başarıya taşıyabilecek liderik vasfına, imkanlara, çevreye, kabiliyete ve yeterliliğe fazlasıyla sahip olduğunu görmüş Bursaspor adına umutlanmıştım.

Göreve geldiğinde 140 milyon lira zararda olan Uludağ OSB’yi 4 ay gibi kısa sürede 40 milyon kâra geçirmesi ve geçmiş dönemdeki yanlışların hesabını gerektiği gibi sorması yöneticilik becerisinin göstergesiydi.

Tabii ki futbol kulübü yönetmek çok daha başka bir şey.

Ancak Bursaspor konusundaki tespit, teşhis ve tedavi planları da son derece etkileyiciydi.

Düşen yönetici profilini net olarak anlatan o meşhur “Şeref tribününde puro kokusunu özledik” cümlesini de o gün söylemişti.

Sohbetin daha fazla detaylarına girmiyorum.

Ancak finalde kendisine şunu söylediğimi hatırlıyorum.

“2008 yılında Bakanımız Faruk Bey zor durumdaki Bursaspor’un imdadına yetişip yardım toplayarak şampiyonluk yolunun önündeki önemli bir engeli kaldırıp İbrahim Yazıcı‘ya büyük bir destek vermişti.

Şimdi kulüp yine zor durumda ve yine bir ‘Çelik’ dokunuşa ihtiyacı var, şu an tam sırası, görevi kabul edin” demiştim.

O da soru işaretlerinin giderilmesiyle yapması gereken bazı temasları, oluşması gereken bazı şartları ve bir takvimi ifade etmişti.

Sonrasında yine bazı toplantılarda bir araya geldik.

O tarihten bugüne kadar da süreç devam etti. En başta Enbiya Topal,  Enes Çelik’e Bursaspor’la ilgili gereken her konuda destek oldu yardım etti ve büyük bir emek verdi.

Gerçekten Topal’ın aylardır işini gücünü bir kenara bırakıp hatta ailesini ihmal edip bu konu üzerinde gece gündüz mesai harcadığına şahidim.

Kendisi ile sürekli görüşme ve yardımlaşma halindeydik.

Tabii süreç gizli kalmalıydı.

Bu yüzden de kamuoyuna “Karanlığın sonu aydınlık” başlıklı yazımla “Merak etmeyin, sakin olun güzel gelişmeler var” mesajını verip sustuk.

Sağolsun tüm medya da sustu.

Yerel medya söz konusu şehrin kulübüyse objektif falan değil taraftır. Öyle de davranıldı.

Sonunda hemen herkesin isteği gerçekleşti ve adaylık açıklaması geldi.

Yukarıda ifade ettiğim gibi Bursaspor’u hedefe taşıyabilecek her türlü özellik ve olanağa sahip bir isim olan Enes Çelik güçlü bir yönetim oluşturuyor.

Transfer yasağının kalkması için anlaşmalara devam ediliyor.

Özetle geminin dümenine geçecek olanlar kolları çoktan sıvadı.

Yıllar sonra Çelik Ailesi “Geleneksel” görevini yine üstlendi diyebiliriz.

SIRA TÜM ŞEHİRDE 

Tabii ki asıl iş Belediye Başkanı Mustafa Bozbey başta olmak üzere tüm Bursa’ya düşüyor.

Bu dakikadan sonra lafta değil gerçekte herkes tek yürek olmalı.

Öyle 5-10-15 bin kişi değil.

“Bursasporluyum” diyen hatta Bursasporlu olmasa bile bu şehirde ekmek yiyen herkes kulübe özellikle maddi desteğini vermeli.

Kombine, forma, kampanya artık ne varsa herkes elini taşın altına gerçekten ama gerçekten sokmalı.

Çevresini de teşvik etmeli.

Kıvılcımı çakılan bu Kurtuluş Savaşına herkes desteğini en üst seviyede vermeli.

Yük ağır, yol uzun.

Dönüp görülecek hesap da çok!

Bursasporlular çok acı çekti. Bu acıları sonlandırmak istiyorsak Enes Çelik Yönetimi‘ne dolayısıyla Bursaspor’a tarih boyu görülmemiş bir omuz vermek zorundayız.

Bunu yapabilirsek ait olduğumuz yere öyle bir döneriz ki şampiyonluğumuzda olduğu gibi yer yerinden oynar.

Bunu istemeyen yoktur diye düşünüyorum.

O yüzden haydi Bursa hep beraber başlıyoruz ve en kısa sürede eve dönüyoruz!