Ege’de alabora
Bursa.com Spor Yazarı Mustafa Özkeskin'in dün oynanan Bucaspor 1928 - Bursaspor maçı köşe yazısıdır.
Bursaspor’un İzmir’deki Bucaspor maçının ilk yarısını izlerken bir takımın bu kadar kapandığı bir karşılaşmayı en son ne zaman izlediğimi düşündüm ama bulamadım. Zira Yeşil Beyazlılar takım halinde defans yapmanın ötesinde bir oyun sergiledi. Öyle ki, orta sahayı geçtiği toplam sayı bir elin parmaklarını geçmedi.
Anlatmak istediğim o ki; Timsah bu kez maçın sadece ilk dakikalarını değil, koca ilk yarısını heba ederek başladı Ege’deki mücadeleye. Hatta ikinci devrede bile geniş bölümleri rakibe teslim etti.
Aslında Bursaspor’u oynatmayan dirençli, hızlı, topu kaybedince arkasına geçen ve rakibini orta sahada karşılayıp temaslı/ agresif oyunuyla topu ayağından alan, hemen hücuma dönüştüren Bucaspor’du
İlk yarının tamamı Enes Alıç-Sefa Yılmaz-Mazlum Demir üçlüsünün önderliğindeki ev sahibi kontrolünde geçti. Çok iyi top yaptılar. Bursaspor ataklarında ilk toplara basarak rakibini hücuma çıkarmayıp ceza sahasına sokmazlarken Yeşil Beyazlı forvetler rakip kale uzağında dolandı durdu.
38’de eski Timsah İlhan Depe’nin penaltı noktasından şutunda top Bursa savunmasına çarpıp boş kaleye giderken son anda yön değiştirip direkten dönmesi sanki golün habercisiydi. Nitekim uzatmaların ilk saniyelerinde Taşkın Çalış taçtan gelen topa 25 metreden(!) vuruyor kaleci Canberk gaflet uykusunda olmalıydı ki gol oluyordu: 1-0…
İkinci devrenin ilk düdüğüyle birlikte görüldü ki, Yeşil Beyazlı takıma adeta “kırmızı alarm” veren taraf yine Sarı Lacivertli ev sahibi oluyordu Yeni Buca Stadı’nda…
Evet…
“Bu güneşe kar dayanmaz” sözcüğünün içindeki hakikatler 53’de Berke’nin sağdan kaldırdığı topu İhan Depe 6 pasın üstünden kafayla kaleye yollarken çaresizlik içindeki Canberk’e meşin yuvarlağı ağlardan çıkarmak kalıyordu: 2-0…
Hani derler ya ‘Besle kargayı…’ diye, aynen öyle 3 dakika sonra yine Bursaspor’dan yetişme has evlat İlhan Depe ceza sahası içinde sırtındaki Bursalı iki defans Samet Bozkurt ile Eren Güler’i vücut çalımlarıyla boşa topu adeta iğne deliğinden geçirip doluya yollarken Bursaspor’un da fişini çekiyordu: 3-0…
20.5 yaş ortalamalı çok genç bir takıma sahibiz. Gireni ile çıkanı ile hepsi çocuk tamam da arkadaş hepsi ihtiyar gibi oynuyor, buna ne diyeceğiz?
Bir takım düşünün; dün İzmir’de olduğu gibi topla oynama oranı 70-30 rakipte ise, ve de koca bir 90 dakikada tek bir korner bile atamazken, karşı taraf tam 9 köşe vuruşu kullanmışsa…
Sadece bu iki veri bile Bursaspor’un sadece yenilmekle kalmayıp resmen Ege’de alabora olup battığının dibe çöktüğünün de göstergesidir!
Recep günay git kardeşim git git
Bu takımı kim koşturabilirsa , o adama Bravo derim.
Koşturan bizi ligte tutar!!
Felaket tellalları başlamış yine yönetimi gömmeye. Arkadaşlar mazimiz başarılarla dolu olabilir ama şuan bugün içinde bulunduğumuz durum çok iç açıcı değil. Bulunduğumuz grupta düşmemeye oynuyoruz. Rakibimiz Buca şampiyonluk adaylarından biri. Yani misal süper ligde düşmemeye oynayan Kayserispor şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe ye yenilince kimse yönetim istifaaaaa çığlıkları atmıyor. Buca ya yenilmemiz gayet doğal. Haftaya düşmemeye oynayan direkt rakibimiz Adıyaman ile oynayacağımız maçı kaybedersek ilk ben çıkar yönetim istifa diye bağırırım. Hedef maçımız Adıyaman!. Lütfen gerçeklerden kopup futbolcuları gereksiz baskı altına almayalım.
Genç takım sürekli koşsa, buca ya adım attirmaz . Buca nin oyun düzenini bozardı. Bunu dahi yapamıyorlar ise , artık ne diyelim.
Şu başkan Recep mi yoksa Recep İvedik mi bilmem artık..
Komedi olmaya
Yavaşça pılını pırtını topla yolunu tut.
Ne bok yaptığın beli değil.
Ulan çocuk bahçesine çevirdiniz canım kulübü.
Yazıklar olsun..Gurur
ve utanma falanda kalmamış.
yahu ben bu bizim medyayı anlamıyorum.
hem suçlular, hem de güçlüler.
yaşım gereği teknolojiyi çok iyi kullanamadığım için onları bulup ortaya çıkaramıyorum. ama bunların geçmişte yazdıklarının kaybolmadığına ve istendiğinde bu yazıların çok rahat bulunabileceğini biliyorum.
mesela bugün burada yazıları çıkan sn. özkeskin. sn. çapçı ve sn. akçay’ın şampiyonluktan 1-2 yıl sonraki,
yani rahmetli yazıcıya yapılan istifa davetleri, verilen ültimatomlar, ve gitmesi için protesto amaçlı tribünlerin boşaltıldığı dönemde ŞAMPİYON BAŞKAN için neler yazmışlar çizmişler inanın çok merak ediyorum.
Valla artık iyice ”kabak tadı!” tadı vermeye başladılar.
ben şahsen artık bunları okumuyorum. sadece isimlerine bakıyorum. çünkü az-çok kimlerin neler yazabileceklerini kestirebiliyorum.
takım kazanınca aslan-kaplan.
kaybedince öldük-bittik! kazma-kürek!..
genel de de, adeta usta öğretici edasıyla biz yazmadık mı? çizmedik mi? demedik mi?!.
futbol denen bu oyun, bunların baktığı, gördüğü ve yorumladığı türden bir oyun değil ki.
bunların herşeyi günlük. bunlara hep kazanacaksın.
istikrarmış, gelecek planlamasıymış, kurumsallıkmış bunlar için hep palavra, angarya.
aslında daha yazıcam da yazdıkça canım sıkılıyor, bir de üslubum bozulacak diye baya bi korkuyorum…
sevgili Cavit Çağlar abimiz acilen mudahale etmeniz lazim paraşüt açılmıyor çakılmaya az kaldi……kaldiki bu pirlanta gibi cocuklarada yazik tecrubeli agabeylerinin yaninda futbol ogrene ogrene futbolcu olmalari gerekirken hepsi çocuk bi arada nabicaklarini bilmiyorlar futbola kusucekler…
Adıyaman
Serik
Kırşehir
Kırklareli
Zonguldak
Rakiplerimizle oynayacagimiz bu 5 maç
Çok önemli, kümede kalma ya da
Kalmama adina karar verecegiz
Kapasite yok, yük fazla, su derin.
Bir de akıntı hızla içe doğru alıp götürüyor.
Dolayısı ile alabora olmuyoruz, sürükleniyoruz.
yorumların çoğu enver şahin hasan ayaroğlu özer hurmacı üzerinden yapılıyor.geçen sene bu oyuncular varken sanki takım takır takır top oynuyordu.son haftaya kadar kümede kalma savaşı verdik.geçen sezon başlarken bu takım son haftaya kadar küme düşmemeye oynar yazdığımda herkes bu takım şampiyon olacak futboldan anlamıyorsun diye aksi yorumlar yapmıştı.geçen sene başında kümede kalmamız için 45 puan altında almamamız gerekir yazmıştım ve 46 puanla ligde son hafta kaldık.şimdi takımda enver hasan ve öze dahi olmuş olsa puanımız en fazla 10 olurdu.çünkü mevcut kadrodaki oyuncuların hiçbirinde ne taktik bilgi ne teknik bilgi ne de maç temposuna ayak uyduracak kondisyon var.işin özeti bu takıma şuan messi ve ronaldoyu dahi koysan hiçbir şey değişmez.değişen sadece 3-4 haftada bir antrenör olur.şuan oyunculara kulüpten çıkış tamamen yasaklanmalı ve acilen teknik taktik bilgi verilip kondisyon antrenmanlarına ağırlık verilmelidir.kısacası oyunculara eğitim şart.
eksileyenler büyük ihtimalle şuan kadrodaki oyuncuların yakınları.çünkü yazacak yorumları dahi yok
Nerden nereye eskiden böyle bir yönetim olacak 2 günde kovardı büyük texas şimdi imza topluyor başarısızlığın bini bir hala recep koltukta oturuyor bu bile artık bursaspor diye bir şeyin olmadığının kanıtı teşekkürler büyük bursaspor taraftarı hoşgeldin yeni bursaspor