Böylesi ne duyuldu, ne görüldü!

Bursaspor’u her koşulda takip eden ve etmeye çalışan basın mensupları olarak ilk önce gözlerimize, sonra kulaklarımıza inanamadık. Okuduklarımız karşısında tam anlamıyla şoke olduk!

Önceki gün Bursaspor’u takip eden basın mensuplarının bulunduğu Whatsapp grubuna skandal bir mesaj geldi. Mesajın ekran fotoğrafını aşağıya yükledim. Uzun uzadıya açıklamayacağım ama işin özü şu; Yeni Başkan Recep Günay, kendisini eleştiren ve bundan sonra eleştirecek olan basın mensuplarını aleni bir şekilde kulüpten içeriye almamak şartıyla tehdit etti. Bundan böyle antrenman, basın toplantısı, sponsorluk anlaşması, velhasıl kulüp içerisinde yaşanacak basını ilgilendiren her gelişmeyi sadece ajanslar, gazeteler ve televizyonlar takip edebilecekmiş!

İnternet siteleri kapıdan içeriye alınmayacakmış!

Tabi Bursa basınına uygulanan bu ambargo kısa süre içerisinde büyük tepkiyle karşılanınca çok geçmeden  “R” hamlesi geldi.

Yapılan büyük hata anlaşılmış olmalı ki kısıtlama, düzeltme başlığı altında ‘’Basın ilan kurumuna dahil olanları ve sarı basın kartı taşıyan kişileri kapsamayacak’’ şeklinde düzeltilerek. bir kısım basın mensubuna da kapıyı açmış oldu.

Şimdi kararı baştan sona bir inceleyelim.

Yahu, ilk başta ismini geçirdiğiniz ajanslar, bırakın antrenmanlara gelmeyi, takım 2.lige düştüğü andan itibaren maçları takip etmeyi kesti. Şehirde televizyon kalmadı. Yerel ve yazılı basının durumu ortada.

Durum bu iken; Sen taze başkan olarak, eğer az-çok fark etmez önemli olan çorbada tuzları olsun diyerek, düşük bütçeli olduğu için ilginin az olduğu sponsorluk anlaşmalarının basın toplantılarına tek katılım gösteren internet sitelerini  bertaraf edersen, haber yaptıracak sadece tek bir gazete bulursun.

Sarı basın kartı ve 212 düzenlemesine gelecek olursak; aslında bu düzenleme kurumsallık açısından en başından beri olması gereken bir kural.

Ama bu sektörde kurumsallığın “K”si olmadığı için, 3 kuruşa gece yarısına kadar çalışıp yıllardır kurumu tarafından 212 yapılmasını bekleyen basın emekçisini direkt görmezden gelmek, çabalarını çöpe atmak, hevesini ve mesleğin geleceğine dair umudunu kırmak demektir.

Şu zamana kadar Sayın Recep Günay yönetimini hiç eleştirmemiş bir kurum ve gazeteci olarak söylemek istiyorum ki; bence bu karar ve ardından yapılan kısmi düzeltme olsun ya da olmasın, sadece kamuoyunu haber alma hakkından mahrum bırakacağı ve basın özgürlüğüne ket vurduğu için baştan aşağıya son derece yanlış bir karardır.

Bence bu mantık; eleştiriyi kulübe zarar vermek olarak gören zihniyetin, ‘eleştirirseniz sonunuz böyle olur’ diyerek verdiği gözdağıyla, bastırılmış aşağılık kompleksi varmış gibi futbol kamuoyu önünde yönetimi küçük düşüren bir karar oldu.

Amiyane tabirle Bursaspor’u Türkiye basın kamuoyuna rezil eden bir karardır.

Bence bu karar; metin yazımı, kullanılan dil, üslup ve çalakalem oluşuyla da profesyonellikten çok uzakta olup, profesyonellerle çalışmamanın da bir sonucudur.

Ve son olarak bence bu karar;

bizim başka derdimiz kalmadı, gazetecileri nasıl kulüpten uzaklaştırırız diyerek, camianın kafasında ‘’Acaba kulüp içerisinde yazılmasın, duyulmasın, görülmesin denen şeyler mi dönüyor?’’ dedirten ve tüm Bursa’nın içine kurt düşüren bir karar olmuştur.

Son olarak diyeceğim şu ki, ne kendinizi ne Bursaspor’u daha fazla küçük düşürmeyin…