İddia ediyorum bu çocuk…
Bursa.com Spor Yazarı Mustafa Özkeskin'in köşe yazısıdır.
İlk yarının özeti ile başlayıp devam edelim. Bir 45 dakika oynandı Bursaspor adına hiçbir şey yapılmadı, koca bir devre çöpe atıldı. ‘Nazilli’nin kalecisi top tutmadan yere yatmadan soyunma odasına gitti’ dersek sanırım neyi ifade etmek istediğimiz anlaşılır. Hep söylerim, yine söyleyeyim. Bir maçın en önemli dakikaları devre arasındaki 15 dakikalık süreçtir.
Tamirat orada yapılır.
İsmail Ertekin’de tamiratını yapmış. İkinci yarının ilk çeyreğinde yine çok iyi oynayan bir Bursaspor görmedim. Ama kazanma arzusu üst seviyede bir takım seyrettim.
Özellikle uzatmalarla birlikte son 20 dakikada oynanan topa bakıyorum, çok gönülden oynandı. Bu süreçte gireniyle çıkanıyla sahadaki on bir ile kenar yönetimi ve kulübesi, yırtındı, parçalandı. Demek ki, bu takım, gönül takımı olmuş. Top gönülden ayağa daha çabuk iner.
İsmail Hoca gerek oyuncu gerekse oyun planı olarak farklı bir anlayışla oyunu kafasında kurgulamış. En öne koyduğu Enver Şahin’in gerisine Kubilay Sönmez ile Ozan İsmail Koç’u arka arkaya dizerek sağ kulvarı hareketlilik açısından sağlama alırken, sol kanadı ise tenha bırakmıştı…
Nitekim Nazilli bu kenardan geliştirdiği ataklarla tehlikeli pozisyonlar buldu ama haftalar sonra kaleye geçen Deniz Aydın mükemmel bir performans sergileyerek bu atakları adeta tek başına durdurdu…
Sarı-lacivertli forma ile kurulan bir süre sonra Beşiktaş hayranlığından olsa gerek taraftarın isteği üzerine siyah-beyaz renklere bürünen konuk ekip Bursaspor’a göre şimdilik ligde başının ağrımayacağı bir yerde bulunuyor. Onun rahatlığı ile ilk yarı bayağı iyi oynadılar. Belli ki Timsah’ı gözüne kestirip Bursa’ya azından bir puan hesabıyla gelmişler.
Ne zamanki golü yediler sapıttılar! Tekme-tokat, kafa göz çıkarmaya başladılar. Alim Harlak’ın son anlarda Eren Tunalı’ya yaptığı hareket resmen ‘taamüdden adam yaralamaya’ yönelikti, kırmızıyı hak etti!
Üst üste seri mağlubiyetlerle kapatılan maçların ardından devrenin finali niteliğindeki karşılaşmayı oynamak için psikolojik açıdan futbolcuyu zora sokar. Onun için de hiçbir oyuncuyu ne fazla yukarı çekiyorum ne de aşağı çekiyorum.
Ama biri hariç!
Sözünü ettiğim isim geçirdiği ağır sakatlık sonrası dünkü maçta ikinci yarıda forma giyerek sezon siftahı yapan Hasan Sabri Karaca…
Yıllarını statlarda geçirmiş biri olarak iddia ediyorum:
18 yaşındaki bu çocuk bir golcü olarak futbolcu kere futbolcu…
Oyuna girmesiyle maça hem hareket hem de bereket getirdi. Attığı golle böylesine sıkıntılı bir atmosferi pazar şenliğine çevirip Bursaspor’u yaşama bağladı.
Futbolda ağabeyi diye bir şey yok tecrübe vardır. Ayrıca Enver Cenk’e laf edip dirmayin artık.
BÖYLE YORUMLAR FUTBOLCULARDA “TAMAM BEN OLDUM” HAVASI YARATIR VE KENDİNİ DEV AYNASINDA GÖREREK KENDİNE KULÜP ARAR…ALİ AKMAN DAN BAŞLA RAMAZAN A KADAR GİDENLERİN TAMAMI ASLINDA “NE OLMADIKLARINI” ANLADILAR…AMA BU ŞEHİRDE TEK BİR MAÇLA ADAMI KRAL DA İLAN EDERLER TU-KAKA DA….
Takımın 3 abisindende bi halt olmaz isteyeni olsaydı zaten üçüde durmazdı üçüde takımın direncini aşşagı çekiyo kaçak oynuyolar mücadele etmiyolar top ayaklarına gelince bişeyler yapmaya çalışıyorlar onuda beceremiyolar tahta açılıp batuhan gibi topçuları alcaksanız allah askına acmayın daha iyi
Bu takımın golcü diye umutlarını tüketen ama hiç gol atamayan oyuncu olarak gereksiz yer kaplayan berat altindistir en büyük sorunu bu adam oynuyor diye canım oyuncular oynayamıyor yazık üzülüyorum biri bana şunu söylesin bu adam çok gol attı ama şansı yaver gitmiyor yok oğlu yok yok yok çöp ne olur oynatmayin bu adami
Lütfen iddialı cümleler kurmayalım. Bir maçta kimse kral olamaz bizim için değerli bir 3 puan oldu. diğer oyunculara da haksızlık olmasın.
takımın eksiği santrafor ve açık
takım gol attıkça, her futbolcu daha güçlü oynayacaktır.
dünya kupası finalini herkes izlemiştir.
arjantin 9 numarası, 70 dk fransa defansını rahatsız etti.
futbol mücadele ve koşudur….