Kazanacak hiçbir şey yapmadılar

Başkent’te Bursaspor’dan beklenen, oyun ve skor olarak “dev” bir adımdı. Şöyle ses getirecek, taraftarına ‘merak etmeyin ben bitti demeden bitmez’ mesajı verecek ‘kocaman’ bir adım…

Hadi canım… Emekleyerek başladı Yeşil Beyazlı konuk ekip.

Sürünerek devam etti.

Maç “kahredici’ diye tanımlanması gereken bir skorla bitti.

Bazı maçlar vardır; köşenin başıdır. Dönmeyi becerebilirsen yolun önü açılır. Bursaspor dün öyle bir oyun oynadı. Virajı alamadı ama bana göre geri dönüşü çok zor olan çıkmaz sokağa girdi.

Massimo Bruno’su dönmüş Timsah öne doğru ve baskılı başladı aslında maça… Ama kısa süreli “sanal” bir baskı!

Bursa’daki son Balıkesir maçının ikinci yarısındaki gibi tribünlerin alkışladığı alkışlatan, skor yaptıran temposu yoktu en başta.

Bireysel hatalar çoktu.

Bu nedenle de şen gittiği Ankara’dan yaslı döndü.

Daha büyük sorun ise Bursaspor’un tutukluğu, kontratakta çok kolay avlanır oluşuydu… Savunmasını santra çizgisine kadar çıkarmış ve aile boyu hücum etmeye çalışan Mustafa Er’in öğrencileri ilk 45 dakika boyunca boşuna dolaştı durdu rakip ceza alanı etrafında.

Yeşil-beyazlılar sağdan boş bir koridor bulup sıfıra inen Keçiörenli Uzodimma ile 34’te kalesinde golü görünce futbolcuların ayakları iyice çarşafa dolandı. Gol öncesi rakibini karşılamaya çalışan son adam Zalazar’ın Niejeryalı’dan yediği vücut çalımıyla taca çıkması (!) tipik bir ‘güler misin ağlar mısın’ belgesiydi!

Bursaspor’dan daha üstün oynayan daha rahat çıkan bir başkent temsilcisi vardı sahada. Timsah’ta ise işler de düzen de format da akıllar da karışıktı.

Mustafa Hoca erken sayılabilecek bir süreçte 5 oyuncu değiştirdi ama oyun değişmedi. Mesela; Milli takımdan dönen Tuğbey oyuna sonradan girdi ama nerede oynadığı belli değildi.

Bunun ötesinde Taner Taşkın’ın ekibi hepsi de Nijeryalı ‘4 forvetle’ oynarken, Bursaspor, ise sahada ‘yok forvetle’ mücadele ediyordu.

Oyunun üçte birlik son diliminde Yeşil Beyazlı futbolcuların biraz olsun ‘ayranı kabardı’ ileri çıktı; boş kalan Uzodimma bu fırsattan yararlanıp ikinci golü ağlara taktı. Mehmet Erdem oyunu girdi ayağının tozuyla kafayla farkı bire indirdi ama bu gol puana yetmedi.

Oyunculara tek tek bulaşayım da istemiyorum. Galibiyeti istemediler mi? Tabii ki istediler. İstemekle kazanmak çok ayrı iki şey…

Kazanacak kadar hiçbir şey yapmadılar.

Emeğe de paraya da bunca sevgiye de yazık!.