Bursaspor’un sonu Sunderland gibi olmasın!
2010 şampiyonu, Süper Lig hedefiyle başladığı sezonda kümede kalma mücadelesi veriyor.
Enes Ünal, 2 Ocak’ta Getafe formasıyla Real Madrid filelerini havalandırdığı sırada Bursaspor, UEFA’ya geçmiş dönemden kalan 110 bin euro’luk borcu kapatmak için uğraşıyordu.
Daha önce Şampiyonlar Ligi’nde yer almış, güçlü bir taraftar kitlesine sahip olan ve ‘futbol şehri’ olarak adlandırılan kulüp, zor zamanlar geçiriyor.
Ozan Tufan, her ne kadar zorlanıyor olsa da Premier Lig’de. Enes Ünal, La Liga’da kariyer sezonunu yaşıyor. Altay Bayındır, Türkiye’nin en iyi kalecilerinden. Mehmet Zeki Çelik, Ligue 1’de şampiyonluk yaşadı ve millî takımın da vazgeçilmezi.
Bu oyuncuların ortak özellikleri, Bursaspor’un altyapısından çıkmış olmaları. Sayılarını da çok rahat bir şekilde artırabiliriz.
O halde soru şu; Vakıfköy‘den çıkanlar bu durumdayken, yetiştikleri, potansiyelli kulüp neden TFF 1. Lig‘de kümede kalma mücadelesi veriyor?
Bir diğer deyişle; Vakıfköy zirvedeyken, Özlüce neden dipte?
Bunun elbette birçok sebebi var.
Yaz aylarında Bursa‘da umutlar henüz çok tazeydi. Genç iş adamı olan Emin Adanur, resmî olarak olamasa da fiilî olarak başkanlığa adaylığını koydu.
Adanur‘un umut vermesinin nedeni, o dönemde başkan adayı çıkarmakta zorlanan kulübe sıcak para vadetmesiydi. Bu sıcak para yaklaşık 40 milyon TL’ydi.
Sözünü de tuttu. Önce transfer tahtasını açtı, ardından da hızlıca transferler yaptı. Yani kulübün borç batağında olmasını sağlayan eylem.
Hedefi net olarak Süper Lig olarak belirledi ve risk aldığını da açıkça kabul etti.
Adanur, GOAL Türkiye‘ye verdiği röportajda kongre öncesi şunları söylemişti:
“Ortaya bir para koyduk ve bunun üzerinde bir miktar verebilecek olan varsa davet ettik, yoksa yolumuzun kesilmesini istemedik.
“Kendimizi de riske atarak böyle bir maddi kriter belirledik. İlk yapacağımız şey, transfer tahtasını açmak olacak.”
Yaz aylarında 20 transfer yaptı Bursaspor. Hedef ‘acilen’ Süper Lig‘e çıkmaktı ve bunun yolunun da transfer olduğu düşünüldü.
Aslında seçim sürecinde, Bursaspor da Galatasaray‘la benzer bir süreç geçirdi. Nasıl ki Galatasaray Başkanı Burak Elmas, Fatih Terim ile yola devam edeceğini açıklayıp camiayı arkasına aldıysa, daha önce aynısını Emin Adanur da yapmıştı.
Mustafa Er, Bursaspor‘un altyapısından çıkan değerli bir isimdi ve taraftarlarca çok seviliyordu.
İşte, Emin Adanur da bunu biliyordu ve yine GOAL Türkiye‘ye verdiği röportajda, Mustafa Er ile yola devam edeceğini açıkladı.
“Değişim, bazı noktalarda çok büyük zarar getirir. Mustafa hoca ciddi bir ruh yakalayarak bana göre elde edilemeyecek bir başarıyı yakaladı.
“En azından bunun çoğunluğunu başardı. Ligi, taraftarı, kendi oyuncularını çok iyi tanıyor.
“4-5 yıllık bir Süper Lig planlaması yapsaydık hoca tabii ki değiştirilebilirdi. Ama ilk sezon direkt olarak Süper Lig‘i hedeflediğimiz için, hoca değişikliği yaparak risk alamayız.
“Kulübü, camiayı, taraftarı bilmeyen, futbolcuları tanımayan bir hoca getirmek istemiyoruz.”
Fakat öyle olmadı.
Bursaspor, ligin ilk maçında Adanaspor ile evinde 1-1 berabere kalınca, o gece işin rengi değişti.
O dönemde Twitter‘ı oldukça aktif kullanan Adanur, “Birçok insan ‘İlk maçın günahı olmaz’ tarzında açıklama yapıyor. “Bu kumar değil, profesyonel bir iş, her maçın günahı da bedeli de olur!” tweetini atarak Mustafa Er ile iplerin kopmasına neden oldu ve kısa bir süre sonra Er, istifasını sundu.
Adanur, seçim döneminde kulübün marka değerinin yükselmesi gerektiğini de söylemişti.
Haklıydı da. Son dönemde Bursaspor, kurumsallıktan uzak bir şekilde yönetiliyordu.
“Şehrimin bir numaralı markası, şehrimin önde gelen insanları veya akıllı insanları tarafından yönetilmeli. Bu kulübün marka değeri yükseltilmeli” dedi Adanur, GOAL Türkiye‘ye verdiği demeçte.
Fakat Mustafa Er konusunda olduğu gibi, burada da tam tersi eylemler yapıldı.
Şahsi Twitter hesabından sürekli duyuru yapan Adanur, kulübün kurumsallığını zayıflattı. Transferlerden bazılarının henüz sahada bir dakika almadan geri gönderilmek istenmesi de profesyonellikten oldukça uzak bir yönetim tarzıydı. Ve bunun gibi birçok problem…
Yani kulüp, eski marka değerini kazanmak bir kenara dursun, daha da prestij kaybetti.
Mustafa Er‘in ardından önce Fatih Tekke, ardından da Özcan Bizati göreve getirildi. İkisi ile de çok uzun süre çalışılmadı.
Zaten bu iki tercih, futbolun doğrularına da aykırıydı.
Önder Özen‘in geçen yıl kullandığı, ‘Metodik hocalar ve sezgisel hocalar’ tanımı, bu iki tercihin neden yanlış olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Metodik hocalar; ortaya bir plan koyan, taktiğinin sahada bire bir uygulanmasını isteyen, idealist ve bu uğurda zaman zaman büyük riskler alan hocalardır.
Sezgisel hocalar ise motivasyonu daha çok ön plana çıkaran ve kısa vadede çözüm üretebilen teknik direktörlerdir.
Gerek Fatih Tekke, gerekse Özcan Bizati, oyun organizasyonlarının peşinde olan ama bunun için zamana da ihtiyaçları olan hocalardı. Onlardan, hemen bir şeyleri değiştirmesi beklenemezdi.
Fakat Bursaspor, öyle bir yer değil. Hiç de olmadı. Çünkü her zaman ‘acil’ ulaşılması gereken hedefler vardı.
Taraftar ve medya baskısının zirvede olduğu bir yerde, metodik hocalar ile çalışmak intihardan hallicedir.
Öyle de oldu.
Tekke ve Bizati dönemlerinde yaşanan puan kayıpları, kulübü Süper Lig hedefinden iyice uzaklaştırdı ve küme hattına kadar götürdü.
Yanlış kadro mühendisliği, ödemelerde yaşanan aksaklıklar, kriz yönetimindeki başarısızlıklar, tecrübe eksikliği ve bir futbol aklının olmayışı, Bursaspor‘u uçuruma sürükledi.
Artık taraftarlar, play-off hedefinden bile vazgeçip “Kümede kalalım yeter” demeye başladı ve bu da oldukça gerçekçi görünüyor.
Sezona Süper Lig hedefiyle başlayan Bursaspor, şimdi kümede kalma savaşı veriyor.
Tıpkı, 2015-16 sezonunda Premier Lig‘den düşen ve bir sonraki sene yeniden lige dönmeyi hedefleyip, kendisini bir alt kümede bulan Sunderland gibi.
‘Sunderland Til I Die’ belgeselini hatırladınız mı?
İşte bugünlerde Bursaspor taraftarının tek korkusu, belgeseldeki Sunderland taraftarları ile aynı dramayı yaşamak.
Bu korkunun da en büyük mimarı, tıpkı Ali Koç gibi ‘modern’ vaatler ile göreve gelip, şu ana kadar ‘geleneksel’ yönetim ile kulübü hayal kırıklığına uğratan Emin Adanur.
Şimdi her şeyi toparlamak yine onun elinde. Üzerindeki baskıyı azaltmak için Deniz Kolgu‘yu sportif direktör olarak atadı ve Tamer Tuna‘yı getirerek, kağıt üzerinde iyi bir hamle yaptı.
2021, Bursaspor‘a hiç nazik davranmadı.
Fakat Süper Lig treni kaçmış gibi görünse de Sunderland‘in kaderini yaşamamak için hâlâ zaman var.
Twitter’da iki gün önce denk geldim..yabancı bir şahıs sanırım ingilizdi,Bursaspor için “bir zamanlar Türkiye’de Bursaspor diye bir takım vardı,şampiyon olmuşlardı,devrim yapmışlardı,şimdi neredeler ,, diye bir tweetini görmüştüm..yine onun altına başka bir İngiliz de “finansal problemler yüzünden alt ligde boğuşuyorlar,, tarzı bir cevap vermişti… Twitter’da Bursaspor’a ilgili yazılanları takip edenler de görmüştür o yorumları illaki.. biz gerçekten vakti zamanında çok büyük bir iş başarmisiz,Avrupa’da tanınmışiz ve resmen devrim yapmışız.. ama sorumsuz yöneticiler Bursaspor’un fişini çekip yok olmasını sağladılar..hafızalarda bıraktığı güzel tat artık sadece anı olarak kaldı.. Ali ay,Bölükbaşı,Mestan,kamat ve körustan gibi tipler koca şehrin kaderiyle oynadı…adanur da düzelteyim derken iyice batırdı..ihale adanura kaldı..olan Bursaspor’a oldu…malesef burdan dönüşümüz yok artık dostlar..herkes anılarla kendisini avutacak bundan sonra…bu sene ligden düşmeyebiliriz belki ama eninde sonunda Karabük gibi,Gaziantep gibi bu kulübün kapısına kilit vurulacak..bu borç yığıniyla nefes almak mümkün değil.
Yazıyı kim kaleme aldıysa helal olsun.
Adam resmen Bursaspor’un emarını çekmiş.
Teşhisi doğru koyan tedaviyi de mutlaka biliyordur.
Bize böyle bir futbol aklı lazım…
Herşey şampiyon olduğumuzdan sonra başladı ! Yiye yiye bitiremediler ! Herkes çorbasına baktı ve kaçınılmaz sona az kaldı !!!
Allah yardımcimiz olsun !
#baskabursasporyok
Yalancı Emin
Sunderland şirket ve bir kişinin sahip olduğu kulüp son 1970’lerde bir kupa kazanmış ne alaka? Kaiserslautern Almanya deseydi yazar benzer durum Bursaspor’la belki-oda dernek usülünde yönetiliyor ve büyük başarıları ve seyircisi vs var onlarında stadyumu bölgesel yönetimin sahip olduğu bir durum ve onlardada Bursaspor’un gibi büyük borcu var ve 3’cü lige düştüler sonuçta-Bursaspor’un bir basamak üstünde olduğu yer – ve bu yönetim ve sistemi değişmedikten sonra bu sezon düşmezsek Eskişehirspor’da sonucu bir sene ötelemişti -bizim borcumuz onların borcunun 12 katı daha fazla! bu yönetimin 1 milyar TL ekliyeceği borç İle 3’cü lige gelecek sezon düşüp tarihe karışacak bu sevdiğimiz bu kulüp ve bu borcu yapanlar ellerini kollarınını sallayıp Bursa’da keyif yapıp gezecekler bu kadar net!
Şampiyon olduktan sonra ilk şampiyonlar ligi maçımızda Valencia ile sahamızda oynadık, biletler pahalı diye küfür edenler vardı. 2 sene sonra takım hâlâ üst sıralara oynuyor ve Avrupa kupalarında katılıyordu ama Ertuğrul Sağlam’a ve rahmetli Yazıcı’ya yapılan hakaret ve küfürler yüzünden kombinem olduğu halde maçlara gidemez olmuştum, bu sene o sene bundan sonra her sene, ölene kadar, adam gibi adam tezahüratı yapanlar, takımı her sene Avrupa’ya götürenlere olmadık laflar ediyor, Ertuğrul’u komisyon almakla, başkanı hırsızlıkla itham ediyor kimse de birşey demiyordu. şimdi geldiğimiz durumda, 45 yıldır gönül verdiğim takımıma mı üzüleyim, o kendine taraftarım diyen şerefsizlere mı sevineyim bilemiyorum, çok üzgünüm gerçekten, Bursaspor kimlere kaldı böyle, yönetime hiç lafım yok, hakettigimiz gibi yönetiliyoruz. Sanki taşın altına elini sokup 41milyon veren vardı da onlar mı engelledi. Ama işte biz ne kadar taraftardan onlar da o kadar yönetici.
Yılın yorumu tebrikler !
Şampiyon olduktan sonra ilk şampiyonlar ligi maçımızda Valencia ile sahamızda oynadık, biletler pahalı diye küfür edenler vardı. 2 sene sonra takım hâlâ üst sıralara oynuyor ve Avrupa kupalarında katılıyordu ama Ertuğrul Sağlam’a ve rahmetli Yazıcı’ya yapılan hakaret ve küfürler yüzünden kombinem olduğu halde maçlara gidemez olmuştum, bu sene o sene bundan sonra her sene, ölene kadar, adam gibi adam tezahüratı yapanlar, takımı her sene Avrupa’ya götürenlere olmadık laflar ediyor, Ertuğrul’u komisyon almakla, başkanı hırsızlıkla itham ediyor kimse de birşey demiyordu. şimdi geldiğimiz durumda, 45 yıldır gönül verdiğim takımıma mı üzüleyim, o kendine taraftarım diyen şerefsizlere mı sevineyim bilemiyorum, çok üzgünüm gerçekten, Bursaspor kimlere kaldı böyle, yönetime hiç lafım yok, hakettigimiz gibi yönetiliyoruz. Sanki taşın altına elini sokup 41milyon veren vardı da onlar mı engelledi. Ama işte biz ne kadar taraftardan onlar da o kadar yönetici.
bravo kardesım doğru demişsin… herkes kendını kral sanıyor…
kapatin su klubu ya olacak is degil , buyuk bursaspor yeni ismiyle tekrar kurun en basindan itibaren sirketlestirin mevcut oyunculardan gidecekler gitsin juventus dustugunde pavel nedved in dedigi gibi futbolcular gider adamlar kalir
Juventusu kapattılar mı peki?
Kapatın kulübü demek ne kadar basit ya. Sanki buzdolabının kapağinı kapatıyor.
YETMEZ…KULÜBE BİR DE MENTÖR BULUNMALI..FUTBOLCU DA İNSANDIR VE RUH HALİ MAÇA DİREKT ETKİ EDER.
Sevgili Bursasporlular ,güzel şehrimin güzel insanları şampiyon olduğumuzda futbol için herşey tüm kriterler o kadar uyumlu o kadar denk oluştu ki sonrası bir çok kişi bende bu başarıyı yakalayabilirim dedi aslında güçler dengesi ni kimse göremedi neydi bu güçler dengesi Rahmetli Yazıcının etkisi ve gücü ondan sonra gelen ler arkalarına belli güçleri demeyiyeim ona etkileri alsalarda futbol da başarı için o etkiler çok yetersiz kalıyor tabiki İbrahim yazıcı tek başına şampiyon yapmadı tüm şehiri birleştirmesi ve gücüydü en büyük etken sonra gelenler baktılar bu iş böyle değil kolay yolu seçip Bursaspor üzerinden kazanç elde etmeye başladılar kimse kusura bakmasın gelen başkanları hani bir söz vardır Orhangazi den sonra kimse tanımaz bilmez evet aynen öyleydi ayrıca ne takım ne şehir hiçbirşeyde güçler dengesini oluşturamadılar ya siyasete dayandılar yada bir kaç izacet aldıkları kişilere ayrıca bir menejer tanıdğım demişti ki çok transfer yapılıuyor ise bil ki kazanç a kar a cebler dolmaya başlar diye hep böyle olmadı ,Bursaspor u n etmenleri basını,yönetcisi,futbolcusu,hocası,siyasetçisi ve tirbün abileri amigolar dernek yönetcileri ayrıca bazı kongre üyeleri işte bu topluluk Bursaspor üzerinden ya mesleğini icra edip kazanç sağlıyorlar yada çıkar menfeat yani elde edinimleri var ama gelin görün ki hep birbirlerini suçluyorlar ayrıca asıl işin en kötüsü bir alt lig de oynamak yada yenmek yenilmek değil şehrin içinde ki futbol sevgisini Bursaspor savgisi ni yok ediyorlar koskoca şehirde maça gelen eğer ki bilet alanları sayar isek 3 bin i geçmez yani şehirde ki sevgiyi yok ediyorlar bir gün bir bakarlar 100-500 kişi maç seyerederler asıl üzüntü verici bu
Ortadaki borc odenecek bir borc degil. Bu durumda olan cok takim var hepsi kapatilip yeni ligler duzenlenmeli sahipleride ozel sirketler olmali. Dunyanin en basarili ligleri boyle yonetiliyor yonetilemiyenlerde batiyor.
arkadaşlar sorun adanur değil bu şehrin bir dünya futbol aklı var asıl sorun adanuru yalnız bırakanlar adanur öncesi başkanlardan hesap sorulamamasıdır sorun kim çaldıysa kim yediyse yediklerinn bir kısmıyla bile bursa düzlüğe çıkardı adanurdan başkası çıktıda tahtayı açarım diyenmi oldu yazıktır beyler kınayacağınıza çıkın sahip çıkın yazık ediliyor koskoca şehre üzülerek söylüyorum gün istifa değil birlik beraberlik günüdür sezon sonu hesap soracaksanız sorun