Spor kamuoyuna seslenişimizdir
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) Bursaspor'umuzun olaylı Beşiktaş Jimnastik Kulübü karşılaşmasının ardından aldığı tarafsız sahada seyircisiz oynama cezalarını kaldırması üzerine bu açıklamayı yapma gereği duymuş bulunuyoruz. Öncelikle belirtmek istiyoruz ki; bu karar nedeni ile hiçbir kişi ve kuruma teşekkür borcumuz da, bu karara sevinme gibi bir durumumuz da yoktur. Yıllardır, en küçük olaylar nedeni ile dahi on binlere ceza kesme geleneğini başarı ile sürdüren TFF, bu yanlışından yıllar sonra döndüğü için bir teşekkürü hak etmemektedir. Geciken adalet adalet değildir. 7 Mayıs 2011’de oynanan ilgili karşılaşmanın gereksiz ve yetersiz sebeplerle iptal ettirildiği unutulmuş, “Kırılma noktası” denilerek kulübümüze verilen ‘ibretlik’ cezanın ardından, benzer olayların yaşandığı kulüplere verilen geçiştirme cezalar görülmüyormuşcasına bu kararın bize bir ‘müjde’ gibi sunulması, vicdanlara ağır bir hakarettir. Bu kararın, TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın 2 Temmuz 2011 günü bu konuya ilişkin yaptığı açıklamanın ardından ancak bugün ve Bursaspor Kulübü’nün, TFF’nin şike soruşturması kararı ve Play-Off sistemi konusundaki dayatmalarının altına attığı imzaların ardından kesinlik kazanmış olması da bir hayli manidardır. Bu konu açıklık kazanana dek, Bursaspor taraftarı zamanlaması şüphe yaratan bu karara tepkisini sürdürecektir. Öte yandan, TFF’nin yeni yönetiminin kısa zamanda ortaya çıkardığı çok sayıdaki dayatmadan en yenisi olan Play-Off sistemine dair de birkaç kelam etmek, kulübümüzün bu konuda da sessiz kalması nedeniyle bizim yükümlülüğümüz haline gelmiştir. Üstüne basa basa belirtiyoruz ki; Play-Off sistemine destek olmuyor, karşısında duruyor ve Aydınlar yönetiminin TFF Genel Kurulu öncesindeki vaatleri arasında yer almaması nedeniyle de bugün neden gündeme geldiğini sorgulama gereği duyuyoruz? Bu çabanın nedeni nedir? Bir ülkenin futbol geleneği ve lig düzeni, bir iki saatlik toplantılarda alınan “Ben dedim, oldu” tavrındaki kararlarla değiştirilecek kadar basitleştirilemez. Futbolseverler buna geçit vermemelidir. Futbolun yükselişinden çok, yayıncı kuruluşun gelirlerinin artmasını öncelikli gündemi belirleyen kurumlara çok büyük bir yanlışa düştüğünü göstermek, biz futbolseverlerin görevidir. Tribünlerde, ailesinin refahından kıstığı paralarla maçlara gelen insanların zevki, 3-5 iş adamının kararlarının tekeline bundan sonra bırakılmayacaktır, bırakılmamalıdır. Tüm futbolseverleri, bu konuda ortak bir tavra ve deklarasyona çağırıyoruz. “Endüstriyel futbola HAYIR!” ise, tam yeri tam zamanı.. TEKSAS