Kaderimizi Kendimiz Belirledik

Bir doksan dakikada gece gündüz kadar farklı iki Bursaspor.. Değişen ne oldu da takım bu derece oyundan düştü? Bunun için her iki devreyi ayrı değerlendirmek gerekiyor. İlk yarı Andarlecht gayet iyi oynadı, Bursaspor'da oyuna ortak olmasını bildi. İkinci yarı rakip yine iyiydi, bu defa biz kötüydük. Üstelik çok kötü..

Oyuncuların arzulu, istekli oyununu özellikle ilk yarı çok net gördük. Sahada ısıran, yetmiş metrede rakibe basan bir Bursaspor vardı. Topu kazandığı anda ayağa oynayabilen, oyun kurabilen bir takım vardı sahada. Bu olumlu gelişme de en büyük etken Batalla ve Insua'nın ikili oyunlarıydı. Topu kaybettiğimiz anlarda rakip hızlı ve kalabalık şekilde ileri çıkıp pozisyonlar bulsa da karşı ataklarla oyunu dengelemeyi bildik.

Peki ikinci yarı ne oldu? Devre arası  Insua – Krita değişikliği takımın bütün senkronunu bozdu. Ayağımızda top tutamaz olduk. Rakibi durdurmada daha etkili olabildik mi? İki gol yedikten sonra bunun cevabına evet diyebilmek çok zor. Bu demek oluyor ki rakibi durdurmanın yolu sadece rakibi kovalayacak oyuncuyu oyuna almak değil. Bu anlayış Gomel maçında işe yarayabilirdi ancak rakip Andarlecht.. Rakibi durdurmanın en önemli şartı topu kaptırmamak. Yani topu ayağınızda tutmak. Top sizde kaldığı sürece rakibinizin gol atması imkansızlaşır. Günümüz futbolunun savunma anlayışı da budur. Eski İtalyan futbolunun savunma mantalitesi maalesef modern futbola uymamaktadır. Bu anlayışı Krita ile sürdürmek de ayrı bir maceracılıktır. Ligde bunu belki tutturabilirsiniz ancak dediğim gibi rakip Andarlecht.

Dün akşam göze batan diğer konu oyuncuların disiplinsiz tavırlarıydı. Özellikle ikinci yarı kaşı gözü oynayan bir takım görünümündeydik. İbrahim Kaş'ın kaleye seksen metrede gördüğü sarı, bundan on dakika sonra topu yere vurması UEFA gruplarını hak edecek nitelikte profesyonellik içermiyor. Bunun üzerine Volkan'ın bütün topları ezmesi, kademeye dönmemesi sağ kanadımızın çöküşünü hazırladı. Her şeyi çok mükemmel yapıyormuş gibi dönüp tribünlere el kol hareketleriyle bağırması da cabası. Volkan efendi biraz kafasını kaldırarak top oynasa, her topu kaptırmak yerine oyun disiplinine uysa, yanına yardıma gelen arkadaşını görse taraftardan da o tepkileri görmezdi.

 

Ozan'ın hırslı ve dinamik oyunu, Serdar'ın takipçiliği ve konsantrasyonu dikkatlerden kaçmadı. Özellikle Ozan'ın oyundan zorunlu çıkışı takım savunması adına talihsizlikti.

Tabii bütün bu olumsuzlukların yanına yönetimin sorumluğunu eklememek haksızlık olur. Insua'da ısrar etmek hocanın takdiri gibi görünse de yerine iyi bir orta saha transferi yapamayan, sağ bek sıkıntısını çözemeyen de yönetimdir. Turu geçersek transfer yaparız anlayışını kabul etmek mümkün değil. Guruplara katılmayı başarırsak daha güçlü bir takıma ihtiyacımız olacağı kesin. Bunun için takviye şart. Ancak Andarlect'i eleyebilmek için de daha etkili bir takıma ihtiyacımız olduğu neden es geçildi anlayabilmiş değilim. Kendi ligimizde nasıl olsa idare eder deyip yine bir Svenson alınırsa siz taraftarı asıl o zaman dinleyin derim. Kim ne derse desin bu defa kendi kaderimizi kendimiz belirledik. Gerek yönetimsel gerekse saha içinde sıkıntıları aşamadık. Doğru transfer ve hamlelerle UEFA gruplarına katılma şansını da neredeyse yok denecek kadar azalttık.

 

Erdinç Selalmaz

Bursadabugün

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu