Timsah 1936 Austin gibi su kaynatıyor
Kanalların yüz vermediği maçı Allah’tan Bursaspor TV verdi de neler olduğunu görebildik.
Kaleci Carson 25 m'den gelen şutu içeri yumruklayınca yorumcu Burak kardeşimiz "Top 2010 model, jabulani de ondandır" dedi. İyi güzel de Bursaspor'un oynadığı futbol da 1936 Austin gibi. Tepedevrent rampasını çıkarken su kaynatıyor. Ona ne diyeceğiz?
Gomel gibi gariban bir takım karşısında bu kadar ecel terleri döküyorsan, rakip 10 kişi kaldıktan sonra hücumu düşünüyorsan, sormazlar mı insana,"Yahu arkadaş sen ne iş yapıyorsun?" diye.
Şu anda, göçük altında kalmış madenci durumundaki Türk futbolunda nefes alma, oksijene ulaşma görevini üstlenmiş Bursaspor için, biraz futbol oynama ve elle tutulur bir transfer yapma, artık "Vatani bir görev" haline gelmedi mi? Geçen sezon başında da Avrupa'ya çıkarken "Cılız transfer" senaryosunu, bu sene de tekrarlamak neden? Neden takımı daha baştan kuramıyoruz? Bu saatten sonra alsan ne olur, almasan ne olur. Kiğılı'dan hazır ceket almıyorsun ki? Küt diye otursun. Türkiye'de dereceye girmeyi kendi kendimizi tatmin için mi yapıyoruz? Yoksa, Başkan İbrahim Yazıcı,"Alın bu şampiyonluk posteri ile 30-40 sene daha idare edin" demek mi istiyor?
3 senedir "Flaş bir santrfor, flaş bir orta saha şart" çığlıkları Uludağ'ı aştı, Kütahya'yı bile geçti. Ancak haziran aylarında bunun bir türlü çözümüne ulaşılamadı. Bırakın elle tutulur bir transferi, Gomel maçı kadrosundaki eskilere bakın: Kirita, Stepanov ve Sercan Yıldırım. Takımın kilit oyuncuları durumunda. Peki, Kirita daha önce gözden çıkarılmamış mıydı? Sercan'a Rusya izni verilmemiş miydi? Stepanov ise, son 12 lig maçında oynatılmadı bile. Yani Bursaspor'da hem olumlu futbol hem de isabetli transfer anlamında önemli eksiklikler var.
Bunu kabul etmek zorundayız
Mustafa Tunçakın
Bursa Hakimiyet