Kırmızı…
Sahayı 360 derece görebiliyor… Ayağına hakim… Adrese teslim pasları var… Mükemmel bir tekniği bulunuyor… Mücadele ediyor ve takımı için savaşıyor… İşin garip tarafı bunları yaparken, hızı ve çevikliğiyle de dikkat çekiyor… Ve çocuk denecek yaşta olmasına karşın inanılmaz bir olgunlukta takımını yönetebiliyor… Bir dünya yıldızından bahsetmiyorum… Ne Lampard, ne Gerrard, ne de Veloso bu oyuncu… Sadece Bursaspor'un yıldız adayı Emre Pehlivan bahsettiğimiz… Bu kulüp, altyapısındaki hocalarına ne kadar teşekkür etse azdır… Bir kulüp 3-5 sene içerisinde Volkan Şen, Sercan Yıldırım ve Serdar Aziz'i çıkartıp, Okan Deniz, İlhan Depe ve Emre Pehlivan gibi futbolcularla devam ediyorsa altyapıya şapka çıkarmanın zamanı gelmiştir… Şimdi Emre Pehlivan'ı uzun bir yol bekliyor diğer, gençler gibi… Emre'nin önünde iki yol var… Ya acayip yollara girip 'ben yıldız oldum' deyip bazı ağabeylerinin yaptığı gibi kendini geliştirmekten uzak bir hayata girecek… Ya da 'ben daha olmadım' deyip Ertuğrul Sağlam'ın istediğinden daha fazlasını yapıp, hayatının her alanını kendini geliştirmek için geçirecek… Emre Pehlivan bu yetenekleriyle iyi bir futbolcu olur… Ama yıldız kategorisine geçmesi için üzerine koyması gerekir… Çünkü bu yaşlarda izleyene hata yapsa da sempatik gözüken hareketler, futbolcu kendini geliştirmediği sürece 'ne yapıyor bu kardeşim'den başlar, daha ağır eleştirilerle devam eder… Emre iki yoldan birisini seçecek… Matrix filmindeki kırmızı veya mavi hapı seçmek gibi… Esasında neyi seçmesi gerektiği belli… Yeter ki altyapıdaki hocalarının devamını getirebilecek bir üst yapı olsun
Tolgay Ataokay
Bursa Hakimiyet