Ramazan Çetinkaya “Kuruluş ideolojimize…”

Değerli kongre üyeleri, kıymetli büyüklerim hepinizi saygı ile selamlıyorum. Bursaspor’un geleceği adına mali genel kurulların ne kadar önemli olduğu bilinci ile sizler ile duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Mali Kurullarda yapılan konuşmaların işleri karıştırmaktan ziyade, netleştirmek adına yapılması gerektiğini düşünmekteyim. Gereksiz kelime kalabalığı ile zamanı boşa harcayarak, insanların dikkatini dağıtarak, yüzlerce milyon liralık bütçeleri saniyeler içinde onaylamak veya reddetmek ne kadar doğru? Ayrıca birkaç saat önce elimize geçen 30 sayfalık denetleme kurulu raporu nasıl olurda burada tartışılabilir?

Bu bağlamda konuşmamı 3 ana başlık altında gerçekleştirmek istiyorum; yönetsel anlayış, sportif durum, finansal yapı.

YÖNETSEL ANLAYIŞ

Bursaspor’un son yıllarda yaşadığı sıkıntıların temelinde yanlış yönetilmek vardır. Ayrıca; ekonomiyi, sportif yapıyı kurgulayan da yöneten de zaten yönetim kurulunun ta kendisidir. Ekonomik hacmi büyütmek, gelir gider dengesi kurmak, sponsorluk ve marka pazarlaması, en iyi profesyonelleri Bursaspor’a kazandırmak yönetimin görevidir. Teknik kadroyu seçen de yanlış ya da doğru transferleri yapan da yönetimdir. Dolayısı ile Bursaspor’da iyi veya kötü yapılan işlerin yönetime fatura edilmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Şampiyonluktan bu yana biz tarafların talepleri hiç değişmedi fakat Bursaspor’u yönetenler bu talepleri hiçbir zaman hayata geçiremedi. Kurumsallıktan ve şeffaflıktan uzak yönetimler, onların çağdışı spor yönetimi anlayışları, hatalarında ısrarcılıkları ve eleştirilere tıkadıkları kulakları ile her anlamda Bursaspor markası çok zarar gördü.

Bir haftada oluşturulan yönetim kurulları, oy potansiyeline veya yapacağı maddi katkıya göre seçilen yöneticiler sonrasında ise; Hakkımız aleni bir biçimde çiğnendiğinde Bursaspor vizyonu ve misyonu temelinde başkaldıramayan, hakkımızı savunmaktan aciz yönetim anlayışları maalesef ki bizleri rahatsız etmiş, isyan etme noktasına getirmiştir.

Her sene koyulan hedefler için bir önceki seneler referans alındı, düşme hattında gezen bir takım için en ufak bir hedef sapması o takımın düşmesi demektir. Bursaspor her zaman hedefleri olan, rekabetçi bir kulüp olmuştur, tarihi boyunca hiçbir zaman bu kadar hedefsiz ve aciz duruma düşürülmemiştir. O kadar acizdir ki; maalesef Bursaspor Kulübü yönetimi tarafından mecburiyet üzerine hazırlanan stratejik plan, Barcelona kulübünün hazırladığı ve yayınladığı stratejik planın birebir kopyasıdır.  Fakat Barcelona stratejik planında yer alan “neredeyiz” başlığı altında yapılan durum sorgulaması, bizim kopya stratejik planımızda yer almıyor. Bir plan hazırlamak için önce gerçeklerle yüzleşmek gerekir. Değerli Bursaspor taraftarlarının aklıyla dalga geçer gibi “yaptım oldu” zihniyeti, işte bizi tam olarak içinde bulunduğumuz noktaya getirmiştir.  Sayın Başkan’ın hiçbir planı olmamasına rağmen gördüğü desteği maalesef planı projesi olan bir aday göremezdi. Bütün samimiyetim ile soruyorum Bursaspor’a başkan olduğunuzdan itibaren Bursaspor’un hangi parametrelerinde olumlu yönde bir gelişme oldu?

FİNANSAL YAPI

Günümüz mali koşullarında sürdürülebilir bir finansal yapı spor kulüplerinin bağımsızlığı demektir. Ancak gelinen noktada 500 milyon ₺’ye yakın borcu olan, alacakları temlikli, FİFA da birçok dosyası olan Bursaspor ile karşı karşıyayız. Futbol kulübü olarak ana gelir hedefimiz olan sportif başarıdan uzaklaşarak, bunların yerine ancak Bursaspor’un yan geliri olacak benzinlikleri, arsaları koyduk. Sonuca geldiğimizde sportif olarak düşme mücadelesi veren futbol takımımız gibi ekonomik yapımız da düşmemeye oynamaktadır. Özellikle şunun da altını çizmekte fayda görüyorum; Gelir üretmeden borçlanmak her geçen gün Bursaspor’u içinden çıkılması daha da zorlaşan ekonomik krizin dibine doğru itmektedir. Bu yüzden oluşturulacak harcama hedefleri bir önceki yılın net gelirini belli bir oranda aşacak şekilde tüzükte net bir dil ile ifade edilmelidir. Örnek vermek gerekirse; 100 milyon TL gelir üretebilmiş bir yönetim seneye bu rakamı en fazla %25 oranında aşıp 125 milyon borçlanabilmelidir. Mevcut limitler aşıldığı taktirde yönetim kurulu üyeleri aşılan miktardan şahsen sorumlu olacaklardır. Bu değişiklik ile yönetim kurulları borçlanmak için geliri arttırmak zorunda kalacaklardır. Çünkü borçlanma yetkisi beklenen değil, üretilen gelire göre verilecektir. Bu sebeple ibra oylamaları da hem mali kongrelerde hem de genel kurullarda gerçekleştirilmelidir. Maalesef bizde ibra oylamaları sadece genel kurullarda yapılmaktadır.

SPORTİF BAŞARI

Biraz da sportif başarımızdan bahsetmek istiyorum. Tabii son 4-5 yılda yaşananlara sportif başarı denirse… Ancak Basketbol şubenin son 2 yıldaki çıkışı ve başarılarını es geçmek olmaz. Özellikle bu yıl için şunu ifade etmek istiyorum; şubenin kapatılması yönünde düşünceleri olan Sayın Başkana rağmen, Sayın Sezer Sezgin’in üstün gayretleri ile lige katılabilen ve şampiyon olarak bir üst lige çıkma başarısı gösteren Basketbol takımımızı, tüm teknik ekibi ve emeği geçen tüm personeli kutluyorum.

Sayın Ali Ay Başkan olduğundan beri maalesef futbolda tek başarıları son haftalarda ligde tutunabilmektir. Ligin 5 şampiyon takımından biri olan Bursaspor’un her anlamda rekabetten uzak, alt sıralara demir atmış görüntüsü; tarihimize, misyonumuza ve kuruluş ideolojimize yakışmamaktadır. Dolayısı ile yeniden ayağa kalkabilmek her alanda Bursaspor’u zirveye taşımak için stratejik plan ve proje dahilinde yenilikçi ve kurumsal anlayışa sahip, Bursaspor’un potansiyelini ortaya çıkarabilecek bir yönetim anlayışı olmazsa olmazdır. Biz kişilerden değil, Bursaspor’dan yana olmalıyız, bizler başarısızlığın istikrarını kabul etmiyoruz.

Sayın Başkan koltuğu bırakıp gittiğinde biz bize kalacağız. Bu yüzden Bursasporluyum diyen herkesin Kurullar ve kongrelerde fikrini beyan etmesi, eleştirisini, tavsiyesini çekinmeden yapması gerekmektedir. Sözlerimi burada noktalarken, İçinde bulunduğumuz durumundan en kısa sürede çıkacağımıza canı gönülden inandığımı da belirtmek isterim. Bizleri çok daha güzel günlerin, çok daha güzel birlikteliklerin beklediği bir geleceğe, hep beraber en kısa sürede ulaşacağımız ümidi ile.