Bursaspor’da kaptan olmak istiyorum!
Bursa.com muhabiri Adnan Batır, Almanya kampında röportajlara devam ediyor. bursa.com’un son konuğu Ertuğrul Ersoy..
-Ertuğrul merhaba. Kamp dönemi nasıl geçiyor? Anlatır mısın kampı?
– Bursa’da daha yoğun programla çalışmıştık. Burada da daha çok hazırlık maçları ağırlıklı geçiyor. Kamp ortamımız iyi güzel. Takıma yeni transferler de geldi, uyum da sağlandı. Maçlarda da artık performans olarak, performansımızı arttırmaya başladık. İyi diyebilirim bir problemimiz yok yani.
-Maçlarda da şans buluyorsun, kendi performansını nasıl görüyorsun?
-Şimdi ben, çok çalışıyorum tabii ki bu takımda benim hedeflerim çok yüksek. Kalıcı olup takım kaptanı olmak istiyorum öncelikle. Ne bileyim çalıştığım için de ilahi adalete inanıyorum. Hocam da bana şans veriyor, oynuyorum. Tabi bunu arttırmak için daha çok çalışacağım. Şu an çok kaliteli stoperlerimiz var. Sivok, Serdar abi, Sedat. Belki bir tane daha gelir, yani bilmiyorum. Ama ben hiçbir şeye takılmıyorum. Şu an yaşım küçük, ama bu takımın efsaneleri arasında olmak istiyorum. İlerleyen yıllarda öncelikle bu takımın kaptanı olmak istiyorum. Ardından hedeflerim milli takıma doğru gidiyor yani…
-Bursaspor’un altyapısından çıkan en son isimlerden birisin. Bu ara pek Bursaspor altyapısından çıkan oyuncu da yok. Bu nedenden dolayı takımda önder olduğunu düşünüyor musun?
-Şöyle… Şimdi bizim dönemimizde, benden bir önceki jenerasyonda çok oyuncu var. Ozan Tufanlar, Serdar Azizler, Okan abiler falan var. Bir pay varsa o zaman o payı on kişi paylaşıyordu. Şimdi çok az seviyeye indi. Bu beni biraz daha özel kılabiliyor. Benim için güzel bir duygu aslında ne diyebilirim ki ama burayı hak eden altyapıdan buraya çıkma hakkı olan oyuncularımız da var. Aşağıda ama şu anda burada on kişiyken iki-üç kişiye düşmek daha özel bir durum oluyor. Kaybettiğimiz oyuncular da oluyor. Enes gibi yurtdışına gidenler, bu daha keyifli oluyor aslında.
-Enes’i söyledin. Enes’in Manchester City gibi bir takıma gitmesi, yani çok yüksek bir takım, klasman olarak, sizin hedeflerinizi de yükseltti mi?
-Tabii ki. Bizim en başta hedeflerimiz oydu. Özellikle Enes’in, Enes’i ben çok yakından tanıyorum. 12-13 yaşından beri tanıyorum. O zaten küçüklüğünden beri kendisini yurtdışına sürekli hazırlıyordu. Çünkü o da her yerde gol atıyordu. O daha baskındı bu hayallere. Bir de onunla çok yakınız, samimiyiz, her yere beraber gidiyoruz. O onu yapınca biz niye yapamayalım diye düşünüyoruz tabii ki… O daha bir planlı şekilde ilerlemişti. Yani bizim de hedeflerimiz arasında var ama şu an Enes’inki kadar gerçekçi değil.
-Genelde eskiden golcüler daha ön plandaydı. Şimdi defans oyuncuları çok yüksek meblağlara transfer olabiliyor. Bunun avantajlarını yaşayabiliyor musunuz? Yani takımda değer verilme açısından, eskiden defans oyuncularına daha farklı gözlerle bakılıyordu. Şimdi daha farklı gözlerle bakılıyor zannediyorum.
-Yani şimdi nasıl diyeyim, o zaman piyasa öyleyken, şimdi defansta fazla oluyor ama hücum oyuncusu da diğerini kat kat arttırdı tabii ki. Ama yani Türkiye’de stoper mevkiinde sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Yani elle tutulur yerli iki stoperimiz var. Bakıldığı zaman bir Serdar abi var, bir de Semih Kaya var. Şu an oturaklı, düzgün oynayabilen elle tutulabilir bunlar var yani. Bu mevkide eksik olduğu için altyapıdan çıkan oyuncu için bu beklenti yüksek. Onun avantajları var.
-Anladım. Peki Serdar Aziz de altyapı oyuncusu ve takımın kaptanlarından… Size farklı yönde, farklı bir bakışla yardımcı oluyor mu?
-Serdar abi, zaten ben onun karakterini tartışmaya açmıyorum bile. Ben buraya ilk çıktığımdan beri, arkamda duran sayılı insanlardan. Onun bana kattığı şeyler çok fazla. Onun bende yeri çok farklı açıkçası.
-Timsah Arena’nın ligin ikinci haftasında hazır olacağı söyleniyor. Açılış maçı Gaziantepspor ile olacak. Bununla ilgili arkadaşlarınızla konuştunuz mu?
-Tabii ki. Özellikle de altyapıdan çıkan arkadaşlarımızın öyle bir stadyumda öyle bir takımda olmak istemesi çok normal zaten. Herkes o stadı görmek için çok çabalar, orada oynamak için çok hayal kuran insanlar var ki, benim de hayallerimin içinde ilk olarak Atatürk Stadı’nda forma giymek vardı daha altyapıdan çıkmadan. Şimdi Timsah Arena’yı görünce insan daha bir değişik oluyor. Dünyanın sayılı statlarından birindesin ve o takımın oyuncususun. Bu çok güzel bir özellik açıkçası. Bize güzel bir değer katıyor.
-Orada oynayacak bir kadronun içinde olmak çok farklıdır.
-Tabii ki. Kesinlikle öyle. Orada oynayamasan bile yirmi dört kişilik kadronun içinde olmak güzel bir duygu. Çünkü dünyanın sayılı stadyumlarından birisini yapıyoruz. Heyecan verici.
-Peki, Bursaspor taraftarına söyleyebileceğin bir mesaj var mı?
-Şöyle söyleyeyim. Onlar bizim arkamızda durduğu sürece biz kimseyi mahcup etmeyeceğiz. Ne diyeyim hepsi arkamızda sağlam dursun, takımlarına güvensinler.
-Teşekkür ediyoruz Ertuğrul… Başarılar dileriz.