Gerçekten zor mu?
Yenilebilirsin, üst üste başarısız sonuçlar da alabilirsin ama oynadığın futbol camianın ruhunu temsil ediyorsa, seni eleştirenlere ancak o zaman bir gelecekten bahsedebilirsin.
İspanya’da Paco(Menez) mesela..
Fark yerken dahi alkış alan bir takım yaratıyorsa Vallecano’da yoluna çıkıp “Nasıl olacak?” diyen bir taraftara bir gelecekten bahsedebilir. Bahsediyor da..
Bu söylediklerim, futbolun yazılı olmayan kurallarından.
Herkesin görüşü, anlayışı, algı düzeyi farklı ama yazılı olmayan gerçekler de var. Bunları görür, kavrarsan “Oldum” demekle kalmaz, ‘olursun’ da..
İngiltere’nin yazılı bir anayasaya sahip olmadan İngiltere olmayı başarabilmesi gibi bir şey bu.
Şimdi tüm bunları konuştuktan sonra, Bursaspor’u hangi çerçevede değerlendirmeliyiz?
Hocanın kadro seçimini mi, değişikliklerini mi, takıma uygun gördüğü sistemi mi, yoksa hoca seçimini mi konuşsak daha doğru olur?
Bursaspor’un neden “Benim ruhumu temsil eden, taraftarımın yüzünü güldürecek futbol bu ve bunu oynatacak teknik direktör de bu” diyerek hoca seçimi yapmadığını sorgulayarak işe başlasak nasıl olur mesela?
Gelecek sezonun kurgusunu(Gelecek sezon doğru laf ama ifade ettiği anlam tam doğru değil zira alınan oyuncularla bir yıllık sözleşmeler yapılmıyor) bu sezonki kurgusu tartışma konusu olan insanlara emanet etmekle daha kaç sezonu heba edeceğiz bunu sorgulamak zor gelebilir.
Peki Daum’un Bursaspor’unun neden başarısız olduğunu hatırlasak ve o günkü sistemle bugünkü sistemi karşılaştırıp aradaki farkları bulmaya çalışsak, o sistemde Batalla’nın kalmak yerine gitmeyi seçip bugün yine aynı sistemle başarı arayan bir takımın parçası olmak zorunda kalmasını konuşup geçmişin neden bugünü aydınlatamadığını tartışsak o iyi olmaz mı?
Zoru denesek..
En azından bu defa.
Gökhan Sezer / Bursa.com