Bursaspor sayesinde milli takımdayım

Bursaspor’da sezon başından beri banko oynuyorsun. Yeni takımına alıştın mı? Yeni bir oluşum oldu.

 Ben gittiğimde daha transfer olmayan arkadaşlar vardı; takımdan gitmeyenler vardı. Benimle beraber17 transfer var. Yeni birtakım. Böyle olunca ben de orada yeni bir transferim fakat geçmişten aldığım iyi bir altyapı eğitimi var. Ayrıca kalecilerde bulunması gereken liderlik özelliğinin kendimde olduğuna inanıyorum. Oyuncu arkadaşlarımızı saha içinde olsun, dışında olsun daha çok yönlendirmeye çalışıyorum. Hem kendi açımdan hem takımım açısından sürekli saha içinde konuşarak bunu sağlamaya çalışı- yorum. Yeni bir takımda en çok Serdar Aziz’le ikimiz oynuyoruz şu anda…

Onunla sürekli konuşuyoruz. Harun da takımın eskilerinden. Onunla da konuşuyoruz. Takımın çoğu yeni olduğu için ben de alışma konusunda çok fazla zorluk çekmedim. Türkiye’de oynadığımız için, Türk olduğumuz için ve oynayan oyuncu olduğum için orayı daha fazla benimsedim. Bursaspor’a daha fazla bir şeyler vermek zorunda olduğumu hissettim. Sağ olsun zaten hocalarımız da bizimle çok ilgileniyor. Bize ne olması gerektiğini, neler yapmamız gerektiğini anlatıyorlar. Sürekli konuşuyoruz. Sonuçta yabancı oyuncular yeni transfer oldukları zaman adaptasyon süreci yaşayabiliyor. Hepsi iyi oyuncular. Şehri benimseme açısından kendimi bir tık üstte görüyorum. Bu bana daha fazla güven katıyor. Arkadaşlarıma bunu aşılamaya çalışıyorum.

 

İstanbul’dan gittikten sonra Bursa gerçekten çok güzel bir şehir. Böyle olması beni daha çok motive ediyor. Huzurlu bir şehir. İnsanlar iyi. Taraftarı tutkulu. Doğası güzel. Yakın bir zamanda evlenip yuva kuracağım. İşler benim için daha rayına giriyor gibi hissediyorum. Oyunda hiç zorlanmıyorum. Kamp dönemi olsun, şu anki dönem olsun benim için her şey çok güzel gidiyor. Sadece yeni birtakım olduğumuz için sezona pek iyi başlayamadık. Sonrasında toparladık. Önümüzde zorlu maçlar var. Onlardan güzel sonuçlar çıkarmak istiyoruz. Daha iyi bir yöndeyiz şu an… Ben de verebileceğim en büyük katkıyı vermeye çalışıyorum.

 

Avrupa Şampiyonası’na gitmeden önce çok zorlu yollardan geçtik. Çok kritik maçlar oynadık. Şampiyonaya kötü başladık ve umudumuz hep pamuk ipliğine bağlı kaldı. O dönemleri bize biraz anlatır mısın? O kötü günlerde takımdaki hava nasıldı?

 

Ben o kötü gidişatın olduğu dönemde bazı kamplarda bulundum; bazılarında bulunamadım. İzlanda maçı kötü bir başlangıçtı. Kimse beklemiyordu. İzlanda deyince insanlar, “Orası neresi?” diyordu. Küçük bir ülkenin takımı olunca herkeste bir küçümseme oluyor. Bunu bir türlü aşamadık. Sonuçta futbol11 kişiyle oynanıyor. Herkes kazanmak için çalışıyor. O dönemlerde ben kendi adıma Avrupa Şampiyonası’na giden bir kadroda olmayı çok istiyordum. Fenerbahçe’deydim o zamanlarda. Daha sonra Avrupa Şampiyonası’na gidersek, bu kadronun içinde olmak için oynamam gerekiyor; oynamam için de buna uygun ortamın olması gerekiyordu. İşte her şey kadere bağlanıyor.

 

Ben bugün Bursaspor’da sürekli forma giydiğim için Millî Takım’dayım. Sezon sonuna kadar istikrarlı bir şekilde oynarsam, iyi bir performans gösterirsem o şampiyonada ben de olmak istiyorum. Bunun neticesinde de Bursaspor’u seçmemin bana bu yönde büyük bir artısı olmuştur. Elemelere kötü başlangıç yaptığımız zaman ben de kötü şeyler düşündüm. “Acaba gidemeyecek miyiz?” dedim. İşler kötü gidiyordu. Pek güzel bir ortam yoktu. Ama daha sonrasında galibiyetler arka arkaya gelince, işler son raddeye gelince Türklerin gücü ortaya çıktı.

 

Sonrasındaki keyif, Avrupa Şampiyonası’na direkt gitmemiz; Selçuk ağabeyin golünden sonraki sevinç anlatılamazdı. O gol olduktan sonra Selçuk ağabey bize doğru değil öbür tarafa koşsa sahanın öbür tarafına kadar koşacaktım peşinden… O kadar sevindik. Üstelik henüz belli değildi gideceğimiz… Direkt gideceğimizi düşünerek hocamız o hamleleri yaptı. Anlatırken, aklıma gelince gerçekten inanılmaz duygulardı. Onun içinde olmak, orada yaşayabilmek, onu canlı olarak görebilmek benim için tarifi imkânsız duygulardı. Şu an için o an inanılmaz bir şey gibi geliyor. İnşallah bundan sonrasında daha inanılmaz şeyleri başaracağız. ha inanılmaz şeyleri başaracağız.

 

İzlanda maçının son anlarında gelen o tarihi golün ardından yaşananları biraz daha açar mısın?

 

O golden başlayarak sonraki sevinçlere gelirsek; Kazakistan maçının bitişini beklememiz çok heyecanlıydı. Ama açıkçası ben gittiğimizi biliyordum, emindim. Artık bu saatten sonra Kazakistan’ın bir gol yiyeceğini hiç düşünmemiştim. Selçuk ağabey golü attığında, “Biz direkt gittik, tamamdır” dedim kendi kendime… Öbür maçı hiç düşünmedim bile… Sonrasında garantilendikten sonraki sevinç muhteşemdi. Soyunma odasında kaptan Arda’nın konuşması… Gerçekten çok emek sarf etti. Oynamadan gelmek kolay değil. Şu an bekleme sürecinde. Burada gerçekten varını yoğunu verdi. Onun büyük emeği göz önünde bulundurulmalı. Kadroda olanlar, olmayanlar, hocalarımız, çalışanlarımız, taraftarlarımız herkes bir bütündü. Ama burada Arda’ya bir parantez açmak gerek. Gerçekten özverisi ve konuşmasıyla onun liderliğini hissedebiliyorum. Arda bu takım için büyük bir değer.

 

Çok sakin ve efendi bir oyuncusun. Kariyerin boyunca hiç kırmızı kart görmedin ve sadece 2 sarı kartın var. Atmosferi ve gerilimi yüksek maçlarda sakin kalmayı nasıl başarıyorsun?

 

Sporcu babadan gelmiş olmanın verdiği bir karakter var. Olgunlaşırken yaşadığım bazı saha dışı olaylar var. Saha içerisinde hırslıyım ama kendi arkadaşlarıma hırslıyım. Biri bir şey yapmadığı zaman ona kızıyorum. Ama bir hakeme gidip itiraz etmek benim tarzım değil. Tabiî itiraz edeceğim anlar olmuştur, olacaktır ama o kararı değiştiremiyoruz. Bunun bilincindeyim. Ya da rakip oyuncu seni kızdırdığı zaman onunla dalaşmak yerine gülüp geçmeyi tercih ederim. Çünkü bu tavır bana göre daha faydalı. Saha içinde olanlar benim için saha içinde kalıyor. Saha içinde bağırıp çağırıp maç sonu sarılabiliyorsanız bu işin en keyifli kısmı bence. Sarı kartları muhtemelen zaman geçirmekten yemişimdir (gülüyor). İtirazdan veya başka bir şeyden sarı kart yemedim. Çok çıldıracağım bir an illa ki gelebilir. Sonuçta kan basıncınız çok yüksek. Ama ben kendi adıma sakin yönümün yüksek olduğunu düşünüyorum. Herhalde pozisyon harici kırmızı kart yemem diye düşünüyorum.

Bir yorum yazın

Kayıtlı bir kullanıcıyı yorumunuza etiketlemek(mention) için yorumunuzun içerisine örnek @bursasporluyuz şeklinde kullanıcı adını yazabilirsiniz.

Başa dön tuşu