Erkan Körüstan’a açık mektup!
A)-Kendi reklamını yapmak ve ticari hayatında avantajlar elde etmek için, B)-Çok sevdiği kulübüne samimiyetle hizmet etmek için, C)-Birileri istedi diye, o birilerinin isteklerine göre hareket etmek. Yani görev icabı… Hepimiz (B) şıkkına uyan bir başkan modelini hayal ediyoruz. Ama maalesef Türk futboluna ve Bursaspor’a bu modele uyan Başkan ve yönetici gelmiyor. Konumuz Bursaspor olduğuna göre, Erkan Körüstan da Bursaspor Başkanı olduğuna göre onu konuşalım. Başkan kişiliği, tam bir Bursa beyefendisi olması ve gerçek Bursasporluluğu ile seviliyor. Ama görülüyor ki iyi başkanlık için bunlar yetmiyor. Çünkü Bursa’da bu tanıma uyan binlerce insan var. O makama bu tanımlara uyan herkes oturamayacağına göre, oturan kişi de sonuna kadar hakkını vermeli; zira spor, siyaset farketmez. Türkiye’de herhangi bir topluluğun lideri kötüyse, o topluğun başarılı olma şansı yoktur. Başkan Körüstan’ın maalesef şu ana kadar çizdiği tablosuyla yukarıda saydığım maddelerden (C) şıkkına daha çok uyan bir görüntüsü var. Reklam düşünse medya da yer almak için can atar, O, köşe bucak kaçıyor ! Hizmet etmek için gelse bu işe gönüllü olduğunu her haliyle belli eder. Hiç böyle görünmüyor. Adeta ‘Gizli bir görev için burada’ yani birilerinin zorlaması ile gelmiş ve onu zorlayan kişilerin verdiği görevleri yapmak ve o şahısların istediği kişilere kulüpte görev vermekle görevli ! gibi bir hali var. Özellikle stat gelirlerinde Belediye’nin her istediğini kabul edeceği bilindiğinden, bu mecranın desteği de arkasında; ama sonunda olan Bursaspor’a olacak bunun farkında değil maalesef. Yarın Belediye Başkanı değişirse ne olacak ? Bunun hesabı stat için bu dayatmayı yapanlardan değil, Erkan Başkan’ın ta kendisinden sorulacaktır. Konunun bu yönünü Başkan hiç düşünmüyor. Erkan Başkan Transfer başarısızlıklarına ise bu camia özellikle eski yönetim döneminden antrenmanlı; ama “Kulübü profesyonellere teslim edeceğiz” deyip de “ne profesyonellikleri olduğu, aslında kulüpte görevlerinin ne olduğu” bile bilinmeyen kişileri idari kadroya doldurmanın ne anlamı var ? Bu kişilerin şuana kadar kulübe yük olmak dışında ne artıları oldu ve sevgili Başkan kendi işletmende böyle insanları bulundurur musun ? Sayın Başkan… Yukarıda başkanlık amaçları ile ilgili üç madde saydım, seninle ilgili şuana kadar ki kamuoyunun ve benim izlenimimi de aktardım. Peki senin cevabın ne? Bursaspor’a neden başkan oldun? Eğer cevabın (B) şıkkı ise ki dilerim öyledir. Lütfen öyle davran. Bursasporlular, insanlarla saklambaç oynayan değil, gerektiğinde yumruğunu masaya vuran başkan istiyor. Erkan Başkan… Bir diğer önemli konu da çift üyelikler ile ilgili. Kongrenin aldığı kararını zamanı çoktan geçmiş olmasına rağmen hala uygulamamış olman büyük tepki alıyor. Bursaspor Camiası ikiyüzlü insanları istemediğini bu kararla açıkça size söyledi ve gereğinin yapılması için de görev verdi. Ama bazı ağır abiler! tepki almamak için ‘kurucu üyeleri bile maşa olarak kullanmaktan’ çekinmedi ve sana baskı yaptı. Sayın Başkan… Kimse Bursaspor’dan büyük değildir. Sen bu camianın şuan liderisin. 2004’de Bursaspor küme düştüğünün ertesi günü tüm şehir kan ağlarken, İstanbul Etiler Şamdan Bar’da şampanya patlatıp Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu kutlayanların, Bursaspor maçlarına gelmez iken Saraçoğlu’nda, Arena’da loca satın alanların, Beşiktaş’ı Mudanya’da karşılayıp, Bursaspor’a karşı başarı dileyen soytarıların Bursaspor Kongre üyeleri arasında yeri yok. Bursaspor Delegeleri son kongrede ‘iki önemli karar’ aldı. Biri senin Başkanlık makamına oturman ki bunu doğal olarak hemen uyguladın. Biri de bu ikiyüzlülerin kulüpten atılmasıydı. Peki bu ikinci kararı niye hala uygulamadın ? Buna cesaret mi bulamıyorsun ? Arkanda yüzbinlerce Bursasporlu varken bu çekincen niye ? Genel Kurulun sana verdiği Başkanlık kararını nasıl uyguladıysan bunu da bir an önce uygulaman gerekiyor. Yani bu iki takımlılar değil de, bu durumdan rahatsız olan gerçek Bursasporlu Kongre Üyeleri mi istifa etsin istiyorsun? Ki bu yönde de bir çalışma olduğunu ben biliyorum. İnşallah olay bu noktaya gelmeden gereğini yaparsın. Tarık Çapçı