Olmadı Bursaspor
Bursaspor için aslında çok rahat geçmesi gereken bir maçtı. Niye derseniz ilk 25 dakika her şey istediğimiz gibiydi. Hatta Sestak'ın ayağından mutlak bir golle öne geçebilirdik. Ancak durup dururken oluşan acemice bir penaltı ile rakibi dirilttik. İlk yarı bu skora razıyken Pinto ile 45 artıda beraberliği yakaladık. İkinci yarıya biz moralli, rakip ise endişeli başlamıştı. Üst üste çok önemli gol pozisyonlarını kolayca harcadık. Ancak orta alanda N’Diaye tel tel dökülünce bütün yük Musa Çağıran’a kaldı. Rakibin özelllikle kanatlardan ofsayt taktiğini bozup yaptığı etkili hücumlarla zor anlar yaşamaya başladık. Ancak yediğmiz goller hiç de bize yakışmadı. Orta alanda N’Diaye’nin acemice hatasında gelen basit bir gol ve yenik duruma düştük. Tam bu golün şokundan kurtulamadan açıkçası ikinciden daha beter bir golü kalemizde gördük. Maçın uzatmaya gideceği her halinden belliydi. Birden işler kötü giderken İtalyan hakemin ağır bir kararla Bursaspor’un dün gece en etkili isimlerinden bir olan Basser’i ikinci sarı karttan atması tuzu biberi oldu işin. Bu arada karara sert tepki gösteren teknik direktör Ertuğrul Sağlam da hakem tarafından tribüne gönderildi.
Aslında bizim için güzel bir geceydi ve güzel başlamıştı. Zafer Bayramı’nda Bursaspor’dan da bir zafer bekliyorduk. Timsah üzerine gidilse çok rahat gol atabileceğimiz bir takım karşısında bu durumlara düşmemeliydi. Transfer derken bunu söylemek istemiştim. Sağlam bir savunma hattımız olsaydı bence işimiz bu kadar zor olmazdı. Ama takım savunmasının çökmesi rakibin de fizik gücü ile birleşince 10 kişi kalmanın da etkisiyle rakibe bir anlamda teslim olduk… O son golün de geleceği belliydi, geldi. En büyük üzüntü 3-1’lik skor avantajının böyle harcanmasıydı.
Tunç Kayacı
Fanatik