Artık 2.şampiyonluğu bekliyorum
“Ne yapacağını çok iyi bilen 11 adam, ne yapacağını şaşırmış bir şehir yaratabilir.” Her şey bu cümleyle başladı. Bursaspor’un şampiyonluğunu başka hiçbir söz bu kadar kısa özetleyemedi.
Bu cümlenin fikir kahramanı Bursaspor taraftarı Erdal Mutluer şu günlerde hayli popüler. Mutluer, 16 Mayıs 2010 ve sonrasında yaşadıklarını ilk kez dile getirdi. Ortaya da keyifli bir sohbet çıktı.
Bir umut, bir başkaldırı, coşku, inanılmazı başarmaktı Bursaspor’un şampiyonluğu. Tarihin yeniden yazıldığı, endüstriyel futbola cevabın başarıyla, inançla verildiği sezondu. Futbolda her şeyin para olmadığının altın harflerle tarihe kazındığı andı. Aradan 2 yıl geçmesine karşın Lig TV’nin futbol aşkını anlatmak için seçtiği materyallerden biri de zaten buydu… S.A.G.S. (Seni Annem Gibi Sevdim) taraftar grubu üyesi Erdal Mutluer’in ‘Deplase keyifler’ programında dillendirdiği bir cümle hem başarının büyüklüğünü hem de bir şehrin nasıl bir duygu yoğunluğu içinde olduğunu anlatıyordu. İşte o sözler reklama taşınmıştı. Erdal Mutluer’in babasının cümleleri ile olayı özetlemesi ve şampiyonluğun sabahında ‘Şimdi ne yapacağız’ söylemi, Yeşil Beyazlı renklere gönül verenlere 2010 ruhunu tekrar hatırlattı, gözler yaşla doldu. Futbol artık paranın üzerine de oynansa bu reklam; halen Erdal Mutluer gibi endüstriyelliğe başkaldırıda bulunan, renk aşkını doyasıya yaşayan ve geneli ‘oyun’ olarak görmekten keyif alanların olduğunu da gösterdi. Aşk birçok taraftar için tuttuğu takımın harf sayısıyla eşdeğerdir. Ancak ortak aşk 6 harflidir o da FUTBOL…
Bursaspor camiası ve Türk futbolunu yeniden hareketlendiren ve duygulandıran bir reklam filminin içinde yer aldın, bu proje hakkında bize bilgi verebilir misin?
Sene başında Lig TV’de yayınlanan Deplase Keyifler adında belgesel bir program çekmişlerdi. Ben de orada mensubu olduğum S.A.G.S. (Seni Annem Gibi Sevdim) grubunun lokalinde böyle bir konuşma yapmıştım. Daha sonra beni filmi çeken ekip aradı. Bir reklam filmi projelerinin olduğunu ve bu reklamda benim demecimi kullanmak istediklerini söylediler. Önce heyecanlandım, tabii böyle bir teklif almak güzel ama bazı tereddütlerim vardı. Bu tereddütlerim de endüstriyel futbolla ilgiliydi. Çünkü biz duruş gereği endüstriyel futbola karşıyız. Biraz mahalle kültürü aldığımız için bizi zedeler mi dedik ama sonuçta Bursaspor’un reklamı olacaktı. Şampiyonluk yeniden hatırlatılacaktı. Böyle olunca kabul ettim.
İnternette kısa zamanda 40 binden fazla izlenen bir video oldu. Bununla birlikte reklam filmi televizyonda da büyük ilgi ile izleniyor. Bursaspor ya da diğer takım taraftarlarından sana geri dönüşler oldu mu?
İlk izlediklerinde reklam kurgusu zannetmişler. Çekimin biraz da amatör gibi gözüktüğünü görünce doğal bir reaksiyon olduğunu fark etti insanlar… Çok fazla dönüş var. Sosyal medyada çok beğenilmiş. Bana da komik geliyor izleyince. İnsanın o haliyle kendini görmesi eğlenceli ama güzel olan orada doğal bir duygunun yansıtılması. Bir Galatasaraylı, Fenerbahçeli ya da Beşiktaşlı orada anlatılmak isteneni anlamaz. Belki de insanlara bu güzel geldi. İlk kez yaşanan bir şey ve oradaki aslında ben değilim bütün bir şehir. Belki de insanlar Bursa’yı gördüler orada, bu yüzden çok beğendiler.
Senin yer aldığın reklam haricinde birçok kulüp için yapılmış videolar var seni en çok etkileyen hangisi oldu? Samsunsporlu kardeşimizin söylediklerini çok beğendim. Bizim yıllardır özlemini çektiğimiz, yaşadığımız bir duyguyu sesli dile getirmiş. Biz de onun gibiydik, biz de çok ağladık. Bizi de kızdırdılar. Ama Bursasporlu olmaktan vazgeçmedik. Çocukluğumuzu gördük orada. Babamızı gördük. Samsunspor dışında Beşiktaş için yapılan, “İttirmeyin, çocuk var” reklamı da yine anılarımızı canlandıran konuydu. O temayı da çok beğendim.
Reklamın sonundaki slogan için neler söylersin? Çok yerinde olmuş. Esinlemişler röportajdan ama doğru yeri yakalamışlar. Az önce de dediğim gibi kulüp bile şampiyonluk kutlamasını şaşkınlıktan dolayı doğru organize edemediyse ‘Takım ne yapacağını şaşırmış bir şehir yarattı’ cümlesi doğrudur.
Şampiyonluk gününe geri dönecek olursak reklam filminde kısa değindin ama şampiyonluk anını bir kez daha anlatır mısın? Biz şampiyon olacağımıza inanmıyorduk. “Bir şey olur biz şampiyon olamayız” diyorduk. Son dakikalarda bir şaşkınlık başladı. Birbirimize soruyorduk “Gerçekten şampiyon mu oluyoruz?” diye. Şampiyon olduğumuzda hakikaten bir şey yapamadım. Herkes sahaya indi ben tribünde kaldım. Ne oldu ne yapacağız şimdi diye. Komik de bir anımız var. Ağabeyim de tribünde maçları takip eder. Karşılaşma bittikten sonra saha içerisine inmiş. Birini görüp bana benzetmiş arkadan koşarak sırtına atlamış. Sonra adam dönünce benim olmadığımı görmüş ama hiçbir şey demeden birbirlerine sarılmışlar. Ertesi gün şampiyonluk töreni vardı. Biz yine toplandık stat etrafında “Ne yapacağız şampiyonluk için?” diye konuşuyoruz. Her maç şehir yürüyüşü yapıyoruz zaten ya da arabalarımızla geziyoruz. Daha başka ne yapılabilirdik bilmiyorduk. Stada girdik biz de. Zaten şaşkınlık şuradan belliydi. Yönetim de şaşırmıştı ne yapacaklarını bilmiyordu. Tören yapılamadı, otobüste kupa aldık.
Baban ne yaptı peki, reklamda söylediğin gibi tepkisi ne oldu? Olay şöyle oldu aslında geniş anlatmak gerekirse. Her maç öncesi olduğu gibi o gün kahvaltıda yine konuşuyoruz. Formalar açıldı. Babamla aynı formaları giyeriz. Babam sordu ,“Kutlamaya mı gidelim yoksa başka bir yere mi gidelim, yürüyüş mü olur ne yapalım?” diye. O zaten hiç inanmıyordu. Bize hep, “Ben şampiyonluk göremem ama siz mutlaka bir gün görürsünüz”derdi. Beni en mutlu eden de o zaten. Babam ve onun gibi doğduğu günden beri Bursasporlu olan insanların bu zevki yaşaması. Benim en büyük mutluluğum bu.
Sence Bursaspor tribünleri yaşanan şampiyonluktan ne kazandı? Kendilerine dersler çıkarıp üzerine bir şeyler koyabildi mi? Bu başarı Bursasporluların beklentilerini azalttı. Bu da tribünlerin geri gitmesine neden oldu. Bursaspor’un zaten 10-15 bin sabit seyircisi var. Ancak bunun dışında kalan kitle şampiyonluk sonrası onlara göre takımın geri gidişiyle kendilerini geri çekti. Tabii ki eski tribünler şu an yok. Ama bu tribünler bitmez. Bursaspor taraftarı gerektiği zaman adından söz ettirmesini bilir. Bin tane kombine satılıyor ama UEFA kupası maçında stat hıncahınç doluyor. Kupa maçı oluyor 30 bin kişilik deplasman yapılıyor. Ama eskisi gibi değil.
Peki maçları nerede izliyorsun hangi grupta yer alıyorsun biraz da bu konuyla alakalı bilgi verir misin? Tribün olarak bilenler vardır. Seni Annem Gibi Sevdim grubundayız. Aslında grupçuluğun çok da önemi yok. Bursaspor’un menfaatlerini savunan her gruba destek vermekten gurur duyarız. Yeter ki sadece Bursaspor’u düşünsünler. Babam da maratonda oradan takip ediyoruz maçlarımızı.
İkinci şampiyonluğun yaşanabileceğine inanıyor musun? İkinci şampiyonluk gelir. Belki hemen olmaz ama bu yol açıldı artık. Tabii doğru hamleler yapılır, gelir gider doğru organize edilirse bence şampiyonluk gelir. Bu artık on sene sonra mı olur, 2 sene sonra mı bilmem ama bu sevinci yaşarız. Bizim en büyük avantajımız İstanbul takımlarının yanlış yönetilmesi. Çok pahalı transferler, çok ilginç hamleler var. Beşiktaş örneğinde olduğu gibi Galatasaray ve Fenerbahçe de bundan etkilenecek. Bundan etkilendiklerinde diğer takımlar onlarla daha güçlü mücadele edebilecekler.
Bursa Hakimiyet